Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin parti binasında açıklama yaptı. HDP milletvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Pero Dündar, Serpil Kemalbay, Necdet İpekyüz ve Sezai Temelli’nin yanı sıra çok sayıda partili açıklamaya katıldı.
KEMALBAY: ZİNCİRİN PARÇASI OLUN
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, iktidarın savaşı körüklediğini belirterek, partilerinin her daim savaşa karşı olduğunu kaydetti. Kemalbay, "Barış mücadelesinin faşizme karşı bir mücadele olduğunu farkındayız. Faşizmin yok saydığı, haklarını ellerinden aldığı herkesi bu barış zincirinin bir parçası olması gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.
'TECRİDİN OLMADIĞI HUKUK SİSTEMİ’
HDP Van Milletvekili Sezai Temelli ise, iktidarın savaş ve baskı politikalarıyla rejimini devam ettirmeye çalıştığını belirterek, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride işaret etti. Temelli, “Bunu bir tecrit sistemiyle uyguluyorlar. Bunun için önce tecride karşı çıkmamız lazım. Bu ülkede demokratik kurumların var olmasını istiyorsak, bir hukuk devletini var etmek zorundayız. Bunun yolu da tecridin olmadığı bir hukuk sistemi ve adalet sistemidir. 21 yıldır bu ülkede tecrit var. Demokrasinin yolu tecridin sonlandırılmasında geçer" ifadelerini kullandı.
Temelli, şöyle devam etti: “Sayın Öcalan'ın üzerindeki tecridin kaldırılması beraberinde Kürt sorunun çözümünün de gerçekçi sahici bir yolun açılması anlamına gelir. İktidar Kürt sorununun çözümsüzlüğünden ve Kürt düşmanlığından beslenerek ayakta duruyor. Bunu sonlandırmak için topyekûn tecride karşı çıkmamız lazım."
1 EYLÜL’ÜN ADRESİ: GÜNDOĞDU
Sonrasında açıklama metnini okuyan HDP İl Eşbaşkanı Abdulkadir Baydur de, "Savaş değil barış, tecrit değil özgürlük ve adalet istiyoruz" şiarıyla 1 Eylül’de Gündoğdu Meydanı’nda olacaklarını ve barış zinciri oluşturacaklarını paylaştı. Baydur, tüm kent sakinlerini barışın halkası olmaya davet ederek, bir kez daha barış taleplerini dile getireceklerini dile getirdi.
‘TECRİT ÜLKESİ’
Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklanan bugüne kadar birçok krizin yaşandığını ifade eden Baydur, sorunun çözümünün muhataplarıyla görüşmek ve müzakere sürecinin başlatılmasından geçtiğini belirtti. Baydur, "İktidar hala halkların dilini ve kimliğini inkârla siyaset kanallarını daraltmakta ve güvenlikçi politikalarda ısrar etmektedir” dedi. Türkiye’nin “tecrit ülkesi” haline getirildiğini kaydeden Baydur, “Tecrit sadece Sayın Öcalan'a uygulanmıyor. İmralı şahsında Türkiye halklarına, topluma uygulanıyor. Türkiye halkları her haliyle bir tecrit yaşıyor. Adaletin, hukukun, demokrasinin olmadığı bir ülkede kimse kendini özgür hissetmiyor, kimse geleceğine güvenle bakmıyor" şeklinde konuştu.