Ekonomi

Ekonomik krizle boğuşan İstanbullular: Erdoğan Türkiye'yi mahvetti

Abone Ol

İstanbul’da esnaflar iş yapamamaktan, yurttaşlar ise ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını dile getirdi. Bir yandan gelirlerinin düşmesi diğer yandan fırlayan zamların etkisiyle en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadıklarını ifade eden kent halkı, borç bataklığına saplandıklarını ve geleceğe dair umutlarının tükendiğini söylüyor. Krizin kaynağında “Kürt sorunundaki çözümsüzlük” ve ülkeyi yönetme şekli olarak sıralayan halk, iktidardan beklentilerinin kalmadığını belirtti. 

‘PERİŞAN HALDEYİZ’

Gelecek hakkında endişelerini paylaşan Bedriye Değer (51), restoranda çalışan 2 oğlunun pandemi yasakları sonucu işsiz kaldığını ve eşinin hastalıkları olduğunu anlatarak, markette çalışan kızının kazandığıyla geçimlerini sağladıklarını söyledi.

Zor zartlarda yaşama tutunduklarını vurgulayan Değer, “Her gün ürünlere zam geliyor. İnsanlar kiralarını ödeyemiyor. Perişan durumdayız. Mardin’de bizim köyümüzü yaktılar, bizi buraya sürgün ettiler. Şimdi bir daha dönüp orada ev yapma gücümüz yok. Burada da geçinemiyoruz. Ne yapacağımızı şaşırdık” diye belirtti. 

‘ERDOĞAN MAHVETTİ’

Lokanta işletmecisi Hayrettin Bati de, yaşanan krizin temel nedeninin Kürt sorunundaki çözümsüzlük olduğunu ve Erdoğan’ın iktidara gelişinden bu yana krizin giderek derinleştiğini kaydetti. Erdoğan iktidarı uzadıkça artan vergilerden ve derinleşen krizden dolayı devlete daha fazla borçlandıklarına vurgu yapan Bati, “Bu insan Türkiye’yi mahvetti” diye konuştu. Bati, “Bazı yardımlar nedeniyle Erdoğan’a oy veren Kürtleri eleştirerek, “Bütün Türkiye’yi bana verseler oyumu Erdoğan’a vermem” dedi. 

Pandemiyle krizin birleşmesi yaşamı altüst etti diye özetleyen Bati, şöyle devam etti: “Kazandığımız 3- 5 kuruş vardı, şimdi onu da kazanamıyoruz. Bundan önce günde 200 - 300 pide satabiliyorken şimdi sadece 20 tane satabiliyorum. Şimdi ben ne yapayım.” 

Bati, şunları ifade etti: “Tayyip Erdoğan ‘vatandaşıma yardım ediyorum’ diyor. Halbuki; yalandır. Hiçbir zaman yardım etmedi. 2 çalışanım vardı. İş olmadığı için ayrılmak zorunda kaldılar. Şimdi garson da benim, usta da benim, bulaşıkçı da benim. 3 aydır kiramı ödeyemiyorum. Pandemi sürecinde 100 bin TL’ye yakın zararım oldu. Ben de lokantamı satılığa çıkardım ama alan olmadı. Şimdi alan olursa satar, Almanya’ya giderim.” 

KİRALARINI ÖDEYEMİYORLAR

İşletmeci Müslüm Üzer de, pandemi süreci hükümetten sadece bir defa bin TL aldığın  ve 3 aydır kirasını ödeyemediğini söyledi. Üzer, şunları söyledi: “Ailede iki kişi çalışıyoruz. Zar zor geçimimizi sağlıyoruz. Sabahtan akşama kadar tüp açık. Kazandığım 50 lira masrafımı bile karşılamıyor. Evimizin de 3 aylık kirası birikmişti. Ev sahibi kapıma gelmesin diye bir yerden borç aldım, ödedim. Yani yine borçlandık. Hep borçlanıyoruz artık. Ha bugün ha yarın iyi olur diyoruz, ama böyle giderse iyi olacağına da inanmıyorum.”

‘HERŞEYDEN KISARAK YAŞIYORUZ’

Nadide isimli yurttaş da, derinleşen krize dikkati çekerek, şunları dile getirdi: “Fiyatlar arttıkça gramajlar da düşüyor. Şimdi marketten çıkıyorum. Şu aldığım tuvalet kağıdı 3 ay önce 11 TL’ydi, şimdi 17 buçuk TL. Kaşar peyniri alıyorduk 17 TL’den, şimdi 25 TL. Yoğurt 7 TL’den 16 TL’ye çıkmış. Yazıktır günahtır.”

Yaşam pahalılığına karşı her şeyden kıstığını belirten Nadide, “Çocuğum 3 istedi yalnızca birini aldım. Alamıyorum. Sadece ben değil herkes öyle” dedi. 

HALK AÇ ONLAR KİRLİ İŞLERLE MEŞGUL 

Mevcut krizin böyle devam etmesi halinde esnafların yüzde 90’nın iflas edeceğini savunan esnaf Turan Kır ise, yaşadıklarını şöyle özetledi: “Kimsede para yok. İnsanlar artık meyve ve sebzeyi tane işi alıyor. Kilo işi satış ortadan kalktı. Bak, ne zamandır buradayız kaç kişi geldi şimdiye kadar? Sistem 20 yıldır betona çalışıyor. Füze atıyorlar. Komşu devletleri yıkmaya çalışıyorlar. Bu kirli işler dışında başka şeylerle ilgilenmediler. Bu ülkenin akademisyenleri, okumuşları ya cezaevlerindeler ya da sürgündeler. İş yapmayı bilen kimse de yok. Hal böyle olunca kriz derinleşir tabii.”