Güncel

Adalet Bakanlığı’na tecrit çağrısı

Abone Ol

İç Anadolu Bölgesi Cezaevi İzleme Komisyonu, tecrit ve açlık grevlerine dair hazırladıkları raporu basın toplantısıyla açıkladı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Merkezi’nde yapılan açıklamaya, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara şube üyeleri katıldı. 

YASAL OLMAYAN UYGULAMA

Komisyon adına konuşan avukat Ömer Faruk Yazmacı, açlık grevlerinin 107 cezaevinde devam ettiğini ifade etti. Yazmacı, tecrti ve görüş yasaklarının 7 Ağustos 2019 tarihinden bu yana yine devreye girdiğini kaydeden Yazmacı, “Bu durum BM Mandela Kuralarına, CPT tavsiyelerine ve 5275 sayılı İnfaz Kanununa aykırıdır. Adalet Bakanlığı tarafından bir an önce yasal olmayan bu uygulamaya son verilmeli, gerek avukat gerekse aile görüşleri yaptırılmalıdır” diye belirtti.

PANDEMİ TECRİTE BAHANE OLDU

Komisyon olarak gerçekleştirdikleri ziyaretlerde tutuklulardan aldıkları bilgiler doğrultusunda cezaevlerinde birçok hak ihlali yaşandığını tespit ettiklerini vurgulayan Yazmacı, “Pandemi gerekçe gösterilerek mahpuslar hapishane içerisinde tecrit koşullarında tutulmaktadır. Açlık grevine giren mahpuslar grev süresince tek kişilik hücrelerde tutularak tecrit edilmekte, mahpuslara açlık grevinde iken hayatta kalmaları için gerekli olan yaşamsal ihtiyaçları ilgili protokollere uygun, yeterli oranda verilmemekte, mahpusların kütüphane, spor, sosyal aktivite gibi hakları kullandırılmamaktadır. Bununla birlikte mahpusların revire çıkma, hastaneye sevk gibi talepleri Pandemi koşulları gerekçe gösterilerek karşılanmamakta, mahpusların sağlık hakkına erişimleri güçleştirilmektedir” diye konuştu.

İŞKENCE, İNSANLIK DIŞI MUAMELELER

Tutukluların en temel hijyen ve temizlik malzemelerine erişimlerinin cezaevi idareleri tarafından sağlanmadığını sözlerine ekleyen Yazmacı, “Tüm bu hak ihlallerinin yanında ziyaret gerçekleştirilen hapishanelerde infaz koruma memurları tarafından mahpuslara yönelik işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamelelerde bulunulduğu bilgisi alınmıştır” dedi.  

İşkence ve kötü muamelenin hem Anayasa’da hem Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde yasaklandığını vurgulayan Yazmacı, ulusal ve uluslararası mevzuatta suç olarak nitelendirilen bu uygulamalara derhal son verilmesi ve bu suçu işleyenler hakkında etkin bir soruşturma yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi.

ÇAĞRI

Tutuklulara yönelik, “işkence, kötü muamele ve insan onuruna aykırı davranış yasağı” kapsamındaki muamelelerin ortadan kaldırılması gerektiğine vurgu yapan Yazmacı, devamında şunları söyledi: “Hasta mahpusların tedavilerinin aksatılmadan yapılması, hastane sevkleri sonrası karantina koşullarının tecrit işkencesi uygulamasına dönüştürülmesinin önlenmesi ve mahpusların kişi onuruna uygun koşullarda tutulması hususunda Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumları ve ilgili tüm kurum ve kuruluşlar görevlerini yapmalıdır. Açlık grevi yapan mahpusların tutuldukları hapishanelerde bağımsız hekimlerce sağlık kontrollerinin yapılması, protokollere uygun şekilde yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanması, tıbbi bakımlarının yapılması gerekmektedir. Daha önceki açlık grevi süreçlerinde de tıbbi olarak yapılacaklar ceza infaz kurumlara iletilmiş olup bu prosedürlere uyulması sağlanmalıdır. Cezaevlerinde süresiz ve dönüşümlü açlık grevi yapan mahpusların sağlıklarının tehlikeye girmemesi için Adalet Bakanlığı ve ilgili kurumları hak ihlallerinin sonlandırılması ve tecridin kaldırılması için bir an önce adım atmaya bir kez daha davet ediyoruz.”