Ercişli Emrah, 17. yy’da Erciş’te yaşamış ünlü bir aşk hikâyesinin hem kahramanı, hem de Türk Halk Edebiyatı’nın ünlü saz şairlerinden biridir. Şiirlerinde Emrah, Sefil Emrah, Dertli Emrah, Aşık Emrah ve Kul Emrah mahlaslarının kullanıldığı görülmektedir. Bu mahlasların Emrah tarafından mı yoksa meddahlar tarafından mı kullanıldığı bilinmemektedir.

Emrah ile Selvi/Selbihan Hikayesi, Türk Halk Hikâyeleri arasında geniş bir coğrafyada bilinmektedir. Hikâyelerde Emrah’ın Selvi/Selbihan adlı sevgilisine kavuşmak için yollara düşen, ayrılıklara ve acılara katlanan bir âşık olduğu belirtilir. Hikâyenin ikinci önemli kahramanı Selvi/Selbihan ise Erciş Kale Beyi Miroğlu Ahmet Bey’in kızıdır.

Ercişli Emrah’ın şiirlerinde duru bir Halk Türkçesi hâkimdir. Söyleyişi içtendir. Şiirlerinde yaşadığı coğrafyanın tabiat güzelliklerini ve sevgilisine olan aşkını, özlemini anlatırken söylemek istediklerini özentisiz bir dille ifade etmiştir. Diğer önemli bir konu ise Ercişli Emrah’la Erzurumlu Emrah’ın birbiriyle karıştırılıyor olmasıdır. Yapılan araştırmalar sonucunda Erzurumlu Emrah’ın 19. yy’da yaşadığı, Ercişli Emrah’ın şiirlerinde Türkçe’yi Erzurumlu Emrah’ın ise Arapça, Farsça ve Türkçe karışımı bir dil kullandığı tespit edilmiştir. Yine araştırmacıların birçok tespiti sonucunda, aralarında 200-250 yıl zaman farkı olan bu iki halk ozanının birbiriyle karıştırılmasının önüne geçilmiştir.

Ercişli Emrah’a ait olan birçok şiir, değişik sanatçılar tarafından bestelenerek radyo ve tv’lerde okunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır: “Tutam Yar Elinden, Bir Yiğit Gurbete Gitse, Dedim Dedi, Seherden Uğradım Göl Kenarına, Bir Nazenin Bana Gel Gel Eyledi, Bizim Sahraların Başı, Ağalar Gurbetten Geldim, Bugün Ben Bir Güzel Gördüm, Gine Bahar Oldu Coştu Yüreğim, Çıktım Yücelere Seyran Eyledim, Bad-ı Saba Sen Mevla'yı Seversen, Katar Katar Olmuş Giden Turnalar.”