AKP hükümetinin, koronavirüs (Kovid-19) tehdidine karşı alınan önlemler çerçevesinde açıkladığı ekonomik destek paketlerini ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) sayaç okumalarındaki yeni düzenlemesini değerlendiren Van Organize Sanayicileri İş Adamları Derneği (VOSİAD) Başkanı Şemsettin Bozkurt, söz konusu önlemlerin pratik yaşamın ihtiyaçlarından çok uzak olduğunu söyledi. Önlem paketlerinin sahadan uzak bürokratlarca değil sektör temsilcileri, işçi temsilcileri ve diğer paydaşlarla birlikte hazırlaması gerektiğinin altını çizen Bozkurt, toplumun büyük bir çoğunluğunu oluşturan işsiz ve gündelik işle geçimini sağlayan yurttaşların durumuna dikkati çekerek, “Yıllardır kamu kaynakları için içtiği sudan, yediği ekmekten, kullandığı telefondan yani kısaca her kalemden vergi aldığınız vatandaşınız için bu görevi yerine getirmek önemlidir” dedi. 

ÇARESİZLİK DERİNLEŞTİ

Temsil gücü yüksek kimi kurum ve kuruluşların pratik yaşamın ihtiyaçlarından çok uzak önermeler aldığını söyleyen Bozkurt, söz konusu durumun talep veya bir teşvik olarak değerlendirilmesini “akıl tutulması” olarak nitelendirdi. Türkiye’de son 2 yıldır süren ekonomik daralma ve çözümsüzlüğün gittikçe derinleştiğini söyleyen Bozkurt, “Son iki yıldan beridir hem dünyada hem de ülkemizde çok ciddi bir ekonomik daralma yaşanıyor. Dünyada ve ülkemizde ekonomi başta olmak üzere birçok alanda ciddi bir kutuplaşma, daralma ve çözümsüzlük dolayısıyla bir tıkanıklık yaşanıyor. Bütün bunların üzerine bir de koronavirüs salgını eklenince tam anlamıyla bu durum tabiri caizse toplumun yüzüne adeta bir tokat gibi çarptı. Tıkanıklık ve çaresizlik gittikçe derinleşti. Toplum bu kavramlarla belki de ilk defa bu kadar yakıcı bir şekilde karşı karşıya kaldı. Tabii hal böyle olunca temsil gücü yüksek bazı kurum ve kuruluşlar pratik yaşamın ihtiyaçlarından çok uzak bazı önermelerde bulunuyor. Bu durum biz üretici ve sanayicileri adeta derinden yaralıyor ve oldukça üzüyor. Bu dönemde söz konusu elektrik, su ve doğalgaz sayaçlarının yerinde okunmayacağını ve geriye dönük 2 yılın ortalamasına göre faturalandırma yapılacağının duyurulması üzerine bazı temsilcilerimizin ve birlikleri tarafından bu durumun adeta bir talep veya bir teşvik olarak değerlendirilmesi tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır” diye konuştu.

ÇALIŞAN FAYDALANAMIYOR

Bölgede, iklimsel koşullardan dolayı Aralık ayının ilk günleri ile Mart ayının sonuna kadar herhangi bir üretim yapılmadığına dikkat çeken Bozkurt, “Bundan dolayı kısa çalışma ödeneğinde de geriye dönük ilk önce 120 gün olarak açıklanan ve sonrasında ise 60 güne indirilen geriye dönük sigortalılık durumunda da aynı durum yaşanıyor. Bu dönemler içerisinde sigortalı personel bulunmadığı için kısa çalışma ödeneğinden ne çalışan ne de işveren olarak hiç kimse faydalanamıyor. Oysa fatura okuma işleminde uygulandığı gibi geriye dönük 2 yıl ortalama şartını kısa çalışma ödeneği için de uygulasalar birçok kişi bundan istifade edecek. Yani faturalarda hiçbir çalışmanın, üretimin ve işin olmayacağı bir dönemde 2 yılın ortalaması alınarak fatura kesilirken bir firma için geriye dönük iki yılın ortalama çalışan sayısına göre destek vermek herhalde akıllarına gelmiyordur. Bu tür yaklaşımlar pratik saha ihtiyaçlarından çok çok uzaktadır. Çalışan insanlar veya özel sektör nasıl desteklenmez üzerine birçok ince hesap yapılıyor gibi geliyor insana” dedi. 

‘TEŞVİK AKILLARA ZİYAN’

Yapılması gerekenin faturaları ertelemek değil, tahakkuk ettirmek olduğunu vurgulayan Bozkurt, “Şu anda neredeyse sokağa çıkma yasağının ilan edileceği koşullar git gide belirirken hiçbir şekilde iş yapma koşulları ortada yokken, yapılması gereken en az 3 ay doğalgaz ve elektrik faturalarının ertelenmesi değil tahakkuk ettirilmemesidir. Önümüzdeki bir, iki veya üç ay doğalgaza veya elektriğe zam gelmeyecek ya da faturalar ertelenecek ya da eve veya iş yerine gelip sayaç okunmayacak ya da son iki yılın ortalaması alınarak faturalar kesilecek. Durumunu teşvik ya da destek olarak göstermek adeta akıllara ziyan bir şeydir” diye belirtti. 

BİNLERCE ÇALIŞAN İŞSİZ

Sunulan ekonomik paketlerde Van’ın ve bölge illerinin durumlarının ayrıca ele alınması gerektiğine işaret eden Bozkurt, söz konusu paketlerde pratik yaşamda karşılık bulabilecek çok az yaklaşım ve destek bulunduğunu söyledi. Bozkurt, “Van hizmet sektörüne çok önemli bir istihdam sağlıyor. Özellikle bu sektörlerde ve hayatı bir bütün olarak düşündüğümüzde diğer bütün sektörlerde, yani toplam iş alanlarımızın yüzde 95’inde bir anda tüm iş yerleri kapandı ve binlerce çalışan işsiz, yüzlerce işveren de çaresiz ortada kaldı. Bu insanların çoğunun hem çalışan hem de işveren anlamında bir birikimleri yok. Adeta gündelik olarak geçimlerini sağlamaktadırlar. Bu işveren ve çalışanlar aylarca evlerinden çıkamaz ve iş yapamaz duruma geldiler. Bu çok ciddi bir sorundur. Bu insanlar bir şekilde bu salgın etkisini yitirene kadar desteklenmeli ve ayakta durmaları sağlanmalıdır. Destek paketlerinin birçoğu pratik saha ihtiyaçlarına göre hazırlanmıyor. Maalesef birçok bürokrat paketler hazırlanırken nasıl maksimum düzeyde yurttaş faydalanır anlamında hazırlık yapmıyor ya da sahadan habersizler. Bu paketler sahadan uzak bürokratlarca değil sektör temsilcileri, işçi temsilcileri ve diğer paydaşlar ile birlikte istişare edilip uygulanırsa ancak gerçek manada bir tedbir alınmış olur” diye konuştu.  

İYİLEŞTİRME ADIMLARI

Van’da vergi ve SGK borcu olmayan esnaf bulunmadığına dikkati çeken Bozkurt, “Gayrimenkuller Van’da yüzde 50’den çok daha düşük değerlerle teminata ancak kabul ediliyor. Bankalarda limit tahsis edebilmek adeta ölümle eşdeğerdir. Hazırlanan paketlerde eğer ki siciliniz bozulmamışsa vergi ve SGK borcunuz yoksa ve limitleriniz varsa ancak kredi alabiliyorsunuz. Zaten bu koşullara sahip iseniz teşvik paketi olmadan da kredinizi kullanabilirsiniz” diyerek, bu dönemde özellikle Van ve bölge için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Cirosu sıfır ile 5 milyon arası olan tüm vergi mükelleflerine 1 milyon TL ile 5 milyon TL arasında 1 yıl ödemesiz KGF destekli amasız, fakatsız ve faizsiz olarak toplamda 5 yıl geri ödemeli krediler verilmelidir. Vergi ve SGK borçları en az 6 ay ertelenmelidir. Hiçbir işlemde ‘vergi ve SGK borcu yoktur’ yazısı aranmamalıdır. Kısa çalışma ödeneğinden de halihazırdaki pakete göre bölge insanımızın yüzde 90’ı faydalanamaz. Çünkü geriye dönük sigortalılık şartı aranıyor. Geriye dönük sigortalılık şartı aranmamalıdır. Çünkü iklimsel koşullardan dolayı bölgemizdeki birçok işveren Aralık başı ve Mart sonuna kadar çalışma yapamıyor. Yani bahsedilen geriye dönük dönemde sigortalı personel nerdeyse yoktur. Bu nedenle kısa çalışma ödeneğinde en doğru karar bir önceki yılın çalışan sayısı ortalamasına göre yeni çalışanlara destek verilmesidir. Elbette bunlar üretici ve sanayiciler için olması gereken, olduğu takdirde kayda değer iyileştirme sağlayacak adımlardır.” 

SOSYAL DEVLETİN GEREĞİ 

Toplumun büyük bir çoğunluğunu oluşturan işsiz ve gündelik iş ile geçimini sağlayan yurttaşların durumuna da değinen Bozkurt, şöyle devam etti: “Hem salgınla en etkin mücadele için hem de sosyal devlet anlayışı gereğince bu insanlarımızın mağduriyet yaşamaması sağlanmalıdır. Yıllardır kamu kaynakları için içtiği sudan, yediği ekmekten, kullandığı telefondan yani kısaca her kalemden vergi aldığımız vatandaşımız için bu görevi yerine getirmek önemlidir. Çünkü temel anlayış ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’  ise bunun da gereği yapılmalıdır.”

MA / Cemil Uğur