Başkanlığını 2017’de yapılan referandumla kabul ettiren, 2018’de resmen yürürlüğü sokan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, sık sık ilan ettiği Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK)’la yeni bir konuyu gündeme sokuyor. Erdoğan, 11 Mayıs 2011 tarihinde kabul edilmiş olan İstanbul Sözleşmesini 20 Mart 2021’de yayınladığı KHK’yle feshetmişti. Kadına yönelik şiddete karşı mücadelede etkin bir uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesine karşın birçok siyasi partiden, Sivil Toplum Kuruluşundan (STK) ve kadın kuruluşlarından tepkiler yağmış ve karşıt eylemler düzenlenmişti.

Bu konuda ki tartışmalar ise hala ilk günkü sıcaklığıyla sürmeye devam ederken bir yandan ekonomide döviz krizinin derinleşmesiyle beraber iktidar ve muhalefet partiler arasında erken seçim tartışması yeniden başladı. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ortaklığında kurulan Cumhur İttifakı’nın ülkeyi yönetemediğini düşünen muhalif partilerden arka arkaya erken seçim yapılmasına ilişkin çağırılar yapılıyor. Ancak Cumhur İttifakı, bu gelen çağrılara kulak tıkayarak muhalefetin, 2022’de yapılmasını istediği seçim için 18 Haziran 2023’ü işaret etmeye devam ediyor.

İstanbul Sözleşmesinin yeniden kabul edilmesine ilişkin siyasi partilerden, kurum ve kuruluşlardan yapılan çağrılara erken seçim çağrıları da eklenince, bir erken seçim olması halinde İstanbul Sözleşmesinin parti programlarının neresinde konumlandırıldığına ilişkin siyasi partilerin Van’daki kadın temsilcileri değerlendirdi.

'İKTİDAR İSTEDİĞİ KADIN PROFİNİ YARATAMAYACAK'

Halkların Demokratik Partisi (HDP)’nin Van İl Eş Başkanı Handan Karakoyun, 2021’de yaşanan kadın cinayetlerine dikkat çekiyor: “Mevcut iktidarın kadına bakış açısı ve yaratmak istediği kadın profili herkes tarafından bilinmektedir. Fakat ellerinde bulunan bütün argümanları kullanmalarına rağmen kadınların gösterdiği büyük bir direnç sebebiyle buna ilişkin istedikleri seviyeye bir türlü ulaşamıyorlar. Biz kadınlar hiçbir zaman bir erkeğin yedeği konumunda olmayacağız. Kendi irademizi açığa çıkarmaya, kendi politikalarımızla, kendi söz hakkımızla, kendi bakış açımızla yürüttüğümüz var olma mücadelesini her alanda ve her fırsatta sürdürmeye devam edeceğiz. Bunu dünde söyledik, bugün de söylüyoruz ve yarın da söylemeye devam edeceğiz.”

'EKONOMİK KRİZ KADIN CİNAYETLERİNE DE SEBEP OLUYOR'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin Genel Başkan Yardımcısı ve Doğu Anadolu Bölge Sorumlusu Rozalin Kaplan, yaşanan kadın cinayetlerinin arkasında birçok nedenin olduğunu belirterek son süreçte yaşanan ekonomik krizinde bunlardan bir tanesi olduğunu ifade ediyor. Partisinin ‘öncelikle kadınlar ve çocuklar’ diyerek yola çıktıklarını aktaran Kaplan, sözleşmenin feshedilmesinin kendilerini çok üzdüğünü ekliyor sözlerine: “Bizde bu süreçte en çok kadının istihdamına önem veriyoruz. Kadının istihdam bir nebze de olsa bu sorunların önüne geçebilir. İktidara geldiğimiz ilk dakikadan itibaren de İstanbul Sözleşmesini kabul edilmesi başta olmak üzere kadınların maruz kaldığı şiddete karşı yapılması gerekli bütün adımları atacağız.”

'YANLIŞ OTURTULAN BİR TOPLUM ZİHNİYETİ VAR'

Gelecek Partisi (GP)’nin Van Tuşba İlçe Kadın Kolları Başkanı Hilal Duymaz, yanlış oturtulan bir toplum zihniyetinin olduğuna dikkat çekerek, kadınları koruyabilecek yeterli caydırıcı yasaların olmadığını belirtiyor. Sözlerine devam eden Duymaz şunları söylüyor: “Bir kadın öldükten sonra yasanın işlemesi ne o çocuğun annesini geri getirecektir ne de o annenin evladını geri verecektir. Yani öncesinde önleyici yasalar uygulanırsa daha iyi olacaktır. İstanbul Sözleşmesi, kadının garantisi ve güvencesi anlamına geliyor. Gerçekten kadınlar artık güvenerek sokağa, bakkala çıkmak istiyorlar. İstanbul Sözleşmesi kadınların kendilerine ve topluma olan güvenlerini getiriyor. Tekrardan imzalanmasını talep etmiştik zaten itiraz dilekçeleri Danıştay’a verildi. Parti olarak daha çok kadınımıza hitap etmek istiyoruz. Kadınımıza sosyal yaşama kazandırmak istiyoruz. Daha çok kadınımızı topluma kazandırmak istiyoruz. Daha çok kadınlarımızı bir kamu dairesinde görmek istiyoruz. Bir mecliste daha fazla kadınımızı görmek istiyoruz. Kadınların iyi bir yerlere gelmesini istiyoruz.”

'İNSAN HAKLARIYLA İLGİLİ TÜM ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER KABUL EDİLMELİDİR'

Hak ve Özgürlük Partisi (HAK-PAR)’ın Van Tuşba İlçe Başkanı Zeliha Kıran, kadın cinayetlerinin arkasındaki en büyük etkenin erkek egemen bakışın toplum ve sistemde kabul görmesi olduğunu belirtiyor. Kıran, “Biz HAK-PAR olarak kadın cinayetlerine neden olan tüm ekonomik sosyal ve hukuki etkenlerin kaldırılmasını insanın insanca yaşaması gereğine işaret ediyoruz. İstanbul Sözleşmesi dahil insan haklarıyla ilgili tüm uluslararası sözleşmelerin Türkiye’de iç hukukun bir parçası olarak kabul edilmesini ve hiçbir çekince koyulmadan kabul edilmesini savunuyoruz, Türkiye’nin, İstanbul sözleşmesinden çekilmesi toplumsal cinsiyetçi zihniyeti cesaretlendirmiştir. Biz bu durumu ayrıca kınıyoruz” diyor.

Serhat News/ Zelal Sahidenur Sari- Zafer Avnaş