Ortadoğu’da sürdürülen savaş nedeniyle her yıl binlerce insan göç yollarına düşüyor. Birçoğu savaş ve maruz kaldıkları erkek şiddeti sonucu farklı ülkelere göç eden başta kadın ve çocuklar olmak üzere çok sayıda mülteci, bu ülkelerde de birçok hak ihlaline uğruyor. Irkçı, cinsiyetçi ve daha birçok ayrımcı uygulamalara maruz kalan mülteciler, dil konusunda da sorun yaşıyor.

Mültecilere yönelik dil eğitimi

Sınır kenti olması nedeniyle mültecilerin sıklıkla gelerek yerleştiği, aynı zamanda geçiş güzergahında olan Van’da STAR Kadın Derneği, özellikle mülteci kadınların ve kız çocukların yaşadıkları dil sorununa karşı eğitim başlattı. Afganistan ve İran’dan gelenlere yönelik olarak başlatılan eğitim ile kadınların bulundukları kentlerde yaşama daha kolay adapte olmalarını sağlamak amaçlanıyor.

Yaklaşık iki yıldır kadına yönelik her türlü şiddete karşı yerelde mücadele eden dernek, çok sayıda mültecinin yaşadığı kentte dil kursları veriyor. Daha önce mülteci kadın ve kız çocuklara yönelikte başvuru aldıklarını ve çalışmalar yürüttüklerini belirten dernek üyelerinden Sevgi Özdinç, bu kapsamda dil kursları verdiklerini söyledi.

Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi de veriliyor

Yoğun göç alan kentte kadın ve kız çocuklara dair proje geliştirdiklerini belirten Sevgi,  Fransa Büyükelçiliğine sundukları projenin onaylanması ardından atölyeler açtıklarını kaydetti. Haftanın bir günü tüm gün boyunca dil kursu verdiklerini belirten Sevgi, “Yaklaşık 100 kişilik bir grupla eğitime başladık. Gitgide sayıları artıyor. Dil eğitimlerinin yanı sıra toplumsal cinsiyet rolleri eğitimleri ve kadın hakları, mülteci haklarına dair eğitim de veriyoruz” şeklinde konuştu.

‘Her birinin ayrı hikayesi var’

Kentin bir geçiş güzergahı olarak kullanıldığını, güzergah olsa da mültecilerin birçok sorunla yüz yüze kaldığını vurgulayan Sevgi, “Başta cinsel taciz olmak üzere, ekonomik sıkıntılar, yeni bir kente adapte olma sorunları ile ciddi travmalarla karşılaşıyorlar. Öncelikle dil eğitiminden sonra bir güven ortamı yaşadıktan sonra tanımak istiyoruz. Bunun için biliyoruz ki kadınların her birinin ayrı ayrı hikayeleri var, maruz kaldıkları sorunlar var. Bunu o güven ortamı oluştuktan sonra da hikayelerini dinleyip dernek olarak talepleri karşılığında gerekli yönlendirmeleri yapmayı hedefliyoruz” dedi.

2 yılda yaklaşık 200 başvuru

Dernek olarak mülteci ve yereldeki tüm kadınların taleplerine cevap vermek istediklerini söyleyen Sevgi, “Sosyal, psikolojik, kültürel, ekonomik anlamda tüm taleplerine cevap vermek istiyoruz. Kısıtlı imkanlarla faaliyette olduğumuz iki yıl sürecinde yaklaşık 200 başvuru aldık. Bu başvurucuların bir kısmı psikolojik, bir kısmı adli yardım, büyük bir çoğunluğu ise ekonomik sorunları yaşayan kadınlardır. Bizler gönüllü arkadaşlarla birlikte 7/24 şiddete karşı çözüm arayışı gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Mücadele, dayanışma bizleri güçlendirecektir’

Kentin belediyelerine iki dönemdir atanan kayyımların kadına yönelik şiddetle mücadele eden ağları ortadan kaldırdığını kaydeden Sevgi, şöyle konuştu: “Belediye bünyesinde faaliyet yürüten kadın yaşam merkezleri; buna bağlı sığınma evi, kültürel, sosyal aktiviteler, eğitimlerin tamamı kapatıldı. KHK ile kentte faaliyet yürüten kadın dernekleri kapatıldı. Dolayısıyla kadınların başvurabileceği mekanizmalar ortadan kaldırıldı. Mücadele, dayanışma bizleri güçlendirecektir. Kadın üzerinden politika geliştiriyoruz. Bu anlamda proje ağırlıklı çalıştık. Ancak öncelikle kadına yönelik şiddetle mücadele ediyoruz.”

‘Van’da özgürlükler konusunda çok zorlandım’

İran’ın Serdeşti kentinden yaklaşık beş yıl önce Van’a gelen Beger Şexebur, derneğin kursuna bir hafta önce kızıyla birlikte başladığını söyledi. İngilizce konuşma dilini geliştirmek için katıldığı kurstan memnun olduğunu belirten Beger, “İran’da özgürlükler konusunda birçok sorun yaşadım. Yaşadığım sorunlardan kaynaklı kaçtım. İnsanca bir yaşam için geldiğim Van halkı bana çok iyi davrandı. Burada evlendim. Bir kızım oldu. Ancak burada da özgürlükler konusunda yine zorlandım. Çünkü Ortadoğu ülkelerinde kadınların özgürlükleri kısıtlı. Dil konusunda sorun yaşamamak için de kursta İngilizceyi öğrenmeye çalışıyorum” dedi.

‘Dil kursuyla birlikte arkadaşlarım da arttı’

İran’ın Mahabad kentinden 2014 yılında Van’a geldiğini belirten Ezime Xızirniya da ülkesinde yaşadığı sorunlar nedeniyle göç etmek zorunda kaldığını ifade etti. Kursa arkadaşlarıyla birlikte geldiğini dile getiren Ezime, “Başka bir ülkeye göç ettiğinde en fazla dili bilmediğimiz için zorlanıyoruz. Kürtçe biliyorum buradaki halk da Kürtçe konuşuyor. Bunun için çok şanslıyım. Fakat Avrupa’ya gittiğimde ya da Türkiye’nin farklı bir kentine gittiğimde zorlanacağımı biliyorum. Dernek üyelerine de çok teşekkür etmek istiyorum. Çünkü böyle bir atölyede bizi bir araya getirdi. Çok memnunum” sözlerine yer verdi.