Türkiye’de kadınlar için mücadele ile geçen 2020, erkek şiddetinin de arttığı bir yıl oldu. Maruz kaldıkları erkek şiddeti sonucu birçok kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Ancak 2020 biterken, kadınlar “Uykularınız kaçsın” diyerek kendilerini taciz eden erkekleri teşhir etmeye başladı. Failleri sosyal medya aracılığıyla teşhir eden kadınlar, dayanışma ve örgütlülüklerini büyüterek 2021’i karşılıyor. Tabloda direniş, mücadele olsa da 2020’de binlerce kadın erkek şiddetinin hedefi oldu. Van da çok sayıda kadının erkek şiddetine maruz kaldığı ve şüpheli şekilde yaşamını yitirdiği kentlerden biri.

Van’da 2020 yılında sadece basına yansıyan 12 şüpheli kadın ölümü vakası bulunuyor. Gürpınar ilçesinde Güler Keklik, Erciş ilçesinde Cansu Yıldırım, P.A., Dilek E., Hicret Beyazsu, 2 yaşındaki Melek Memiş, İpekyolu ilçesinde Hacer Metin, Neşe Altun, Edremit ilçesinde Meliha Kara, Özalp ilçesinde Ceren Atlı, Tuşba ilçesinde Süphan Boz ve Van’da uzun yıllar AKP il yönetiminde bulunan Gülay Elçi şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.

Kentte şiddetle mücadele eden Star Kadın Derneği Üyesi Rojbin Bor, kentteki bir yılı ve şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçen kadın katliamlarını değerlendirdi.

'BÜYÜK BİR DAYANIŞMA AĞI OLUŞTURDUK'

Mart ayında koronavirüs (Covid-19) pandemisi nedeniyle insanların eve çekilmesinin ardından şiddetin arttığını ifade eden Rojbin, kadına yönelik şiddetin yüzde bin 400 oranında arttığını hatırlattı. Rojbin, “İmkanlar dahilinde bizzat evde ziyaret ettiklerimiz oldu. Bunun dışında telefon üzerinden aldığımız başvurular ve sosyal medya aracılığıyla bize ulaşanlar oluyordu. Kısıtlı imkanlarla da olsa yaşamlarına değdiğimiz kadınlar ile büyük bir dayanışma ağı oluşturduk” dedi.

'KOLLUK GÜÇLERİNİN CEZALANDIRILDIĞINI GÖRMEDİK'

Şiddetin artmasının en önemli sebeplerinden birinin infaz yasası olduğunu ve bu yasa kapsamında cezaevinden çıkan erkeklerin kadınları katletmeye başladığını söyleyen Rojbin, şiddete karşı özsavunmasını uygulayanların ise cezalandırıldığını kaydetti. Rojbin, “Şiddeti uygulayan değil bunu önleyen kişinin cezalandırmasıyla birlikte insanlara ‘Sizler de şiddeti önlemeye çalışırsanız ceza alırsınız’ mesajı verildi. Yine infaz yasası ve pandemiyle birlikte tacizcilerin, tecavüzcülerin, madde kullanıcıları ile satıcılarının, yine mafyanın serbest kalması gibi bunlar da kadına yönelik şiddetin artmasında etkili olan nedenler. Uzman çavuş Musa Orhan, İpek Er’in intihara sürüklenmesine neden oldu. Aslında Musa Orhan verdiği mesajda, arkasında devlet olduğunu ve kendisine bir şey olmayacağını belirtmişti. Burada da açıkça Musa Orhan devletin gücünü arkasına alarak İpek’e ‘istediğin yere şikayet et’ demişti. Maalesef burada yine cezasızlık politikaların etkili olduğunu söylemek mümkün. Maalesef ki ülkede kolluk kuvvetinin işlediği bir suçtan cezalandırıldığına henüz tanıklık etmedik” ifadelerini kullandı.

'ŞÜPHELİ ÖLÜM İLE İLGİLİ ETKİN BİR SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMÜYOR'

Bölgede kadına yönelik şiddetin şüpheli ölümler şeklinde daha fazla yaşandığını kaydeden Rojbin, “Kadın ölümlerinin politik olduğunu biliyoruz. Hiçbir intiharın tesadüf olmadığını ve her intiharın bir şüpheli ölüm olduğunu biliyoruz. Çünkü kadına yönelik şiddet toplum, aile eliyle üzeri örtülmeye, kapatılmaya çalışılıyor. Öte yandan hiçbir şüpheli ölüm ile ilgili etkin bir soruşturma yürütülmediğini biliyoruz. Bundan kaynaklı bölgede şüpheli kadın ölümleri çok fazla yaşanıyor” sözlerini kullandı.

'HER KOŞULDA DAYANIŞMAYI SÜRDÜRDÜK'

Artan şiddete karşı kadın mücadelesinin de büyüdüğünü aktaran Rojbin, şiddet karşısında sokaklarda olduklarını dile getirdi. Rojbin, Van Valiliği tarafından 4 yıldır süren “eylem ve etkinlik yasağından” kaynaklı sokağı etkin bir şekilde kullanmadıklarına değinirken, “Mücadelemizden ne olursa olsun geri adım atmadık. Her koşulda kadınlarla dayanışmayı sürdürdük. Hiçbir kadın asla yalnız yürümeyecek. Yaşasın kadın mücadelesi” mesajı verdi.