Van Valiliği’nin, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal’i (OHAL) gerekçe göstererek 21 Kasım 2016 tarihinde kentte devreye soktuğu "eylem ve etkinlik yasağı" 4’üncü yılını geride bıraktı. Valilik, her 15 ya da 30 günde bir kentteki tüm eylem ve etkinliklere yasak getiriyor. Söz konusu yasak gerekçe gösterilerek kentteki muhalif parti, sivil toplum örgütü, sendika ve meslek odalarının herhangi bir etkinliğine izin verilmiyor. Yasağı delerek, eylem düzenleyenler hakkında ise, “kabahatler kanunu” gerekçe gösterilerek para cezaları kesiyor.

BAŞVURULARIN TÜMÜNE RET

AKP ve hükümete yakınlığıyla bilinen kesimlerin etkinliklerini kapsamayan yasağa karşı yapılan başvurulardan da bugüne kadar herhangi bir sonuç alınamadı. Van Barosu, yasağın kaldırılması talebiyle şimdiye kadar 13 kez Bölge İdari Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Başvurulardan 12’sini reddeden mahkeme, son yapılan başvuruyu ise halen karara bağlamadı.  

Siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri, 4 yıldır eylem ve etkinliklerinin engellenmesine gerekçe gösterilen yasağı değerlendirdi.  

HDP: AKP’NİN MUMU SÖNDÜ

Yasaktan en çok nasibini alanların başında gelenlerden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Eşbaşkanı Ökkeş Kava, yasağın sorumlusunun AKP olduğunu belirtti. AKP’ye yasağın 4’üncü yılını “kutlama” çağrısı yapan Kava, “AKP’nin, ilk kurulduğu süreçte demokrasi, hukuk, ekonomi ve refah iddiaları vardı. Toplumu bu şekilde kandırdı. Hani söylerler ya; ‘Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.’ Toplum da AKP’nin bu yalanını gördü. Onların mumu da onlar uyuyana kadar yandı. O mum söndü, bu kirlilikleri ve yalanları da ortaya çıktı” diye konuştu.  Toplumun artık AKP’nin söylemlerine inanmadığına dikkati çeken Kava, tüm engellemelere rağmen demokrasi, özgürlük, barış ve ortak yaşam mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı.  

SARISAÇ: HUKUK ASKIDA

4 yıllık yasağın OHAL uygulamalarının devam ettiğinin göstergesi olduğunu söyleyen HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, yasaklarla hukukun askıya alındığını belirtti. “Kürt halkına karşı saldırı yapılması ve bu saldırılara karşı halktan tepki gelmesini” önlemek amacıyla yasakların ilan edildiğini dile getiren Sarısaç, “AKP her şeyi kontrolünde tutmak istiyor. Hükümetine, kendine yakın bürokratlar ve kişilere faydalanabilecekleri bir alan yaratmaya çalışıyor. Biliyorsunuz; Özelikle Van’da birçok hak ihlali yaşanıyor. Sınırlarımızda her gün Kürt vatandaşları öldürülüyor. Kürtler artık helikopterlerden atılıyor. Ekonomi, sosyal ve siyasal anlamda büyük kısıtlamalar var. Halkın bunlara karşı tepkisini örtmek için yasaklar ilan ediliyor ve kolluk güçleri, asker ve polislerle bu durum sağlanıyor” değerlendirmesinde bulundu.  

‘OHAL DEVAM EDİYOR’

Halkın hükümete güvenmediğini ve uygulamalarına rıza göstermediğini ifade eden Sarısaç, şöyle devam etti: “AKP, kendi iktidarını savaşla ayakta tutabileceğine inanıyor. Bunun ana merkezine de Kürtleri koymuş durumda. Kürtlerle sürekli savaşarak bu işi yürütmeye çalışıyor. Bu yüzden OHAL durumu hep vardı. 90’lardan beri Kürdistan’da hiç kalkmadı. OHAL şuan fiili olarak Kürdistan’da ve tüm Türkiye’de sürüyor. Bunun sebebi AKP’nin artık eriyen iktidarını baskı yoluyla ayakta tutma çabasıdır.”

DBP: SADECE MUHALİFLER İÇİN VAR

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Van İl Eşbaşkanı Çetin Uyar, yasak ilan eden valiliğin AKP’nin kontrolünde olduğunu kaydetti. Yasakların sadece kendilerini kapsadığına dikkati çeken Uyar, “AKP üyelik ve stant açma çalışmalarını, miting ve kongrelerini gayet rahat bir şekilde yapıyor. Ama konu biz olunca polisler yasakları dayatıyor. Yasaklar sadece muhalif partiler için var. Bundan dolayı valiyi kınıyoruz” dedi. 

EĞİTİM SEN’DEN ‘ORTAK ÇALIŞMA’ ÇAĞRISI

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Van Şube Eşbaşkanı Murat Atabay ise, darbe girişiminin fırsat bilindiğini ve girişimi “Allah’ın lütfu” olarak görenlerin bundan faydalanmaya çalıştığını ifade etti. Kentteki yasağın sadece muhalifleri kapsadığını kaydeden Atabay, “Yandaş sivil toplum örgütleri veya siyasi partiler istedikleri her eylem ve etkinliği çok rahat bir şekilde yapabiliyorlar. En son üyelik yapmak için stant açan bazı siyasi partiler vardı. Aynı şekilde üyelik yapmak için stant açan diğer partilere izin verilmedi” dedi.  

Diğer kentlerde de baskı ve engellemelerin yaşandığını ancak bu durumun Van’da farklı bir boyuta ulaştığını ifade eden Atabay, “Bunu yaparken de pandemi koşullarını gerekçe gösteriyorlar. Bu yasakları aşmak gerekir. Bunun için bütün demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler ile ortak bir çalışma yürütmek gerekiyor. Bu çok anti-demokratik ve hukuksuz bir uygulama. Valilerin bu şekilde çok sınırsız bir yetkileri yok. Anayasa’da güvenceye alınmış eylem ve etkinlik haklarımız var. Yasalarla güvence altına alınmış haklarımız var. Ama bunlar valiliğin keyfi tutumları nedeniyle maalesef ki 4 yıldır yasaklanıyor” şeklinde konuştu.

İHD: İHLALLERİN ÜSTÜ ÖRTÜLÜYOR

İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şube Başkanı Murat Melet de kentte yaşanan hak ihlallerini yasaktan kaynaklı halka ulaştıramadıklarına işaret etti. Bu durumdan kaynaklı yaşananların topluma yeterince ulaşamadığını kaydeden Melet, yasaklarla hak ihlallerinin ve mağduriyetlerinin de üstünün örtüldüğünü belirtti. Yasağa rağmen çalışmalarını sürdürmekte kararlı olduklarının altını çizen Melet, “Daha az hak ihlalinin yaşandığı daha demokratik bir ülke ve şehir istiyoruz. Van Valisinin almış olduğu kararın bir an önce bertaraf edilmesi gerekiyor. Çünkü bu kararın hukuksal zemini yok. Eğer siz bir şehirde 4 yıl boyunca bütün eylem ve etkinlikleri yasaklarsanız o şehirde ne demokrasi ne özgürlük ne de insan haklarından söz edebilirsiniz” diye seslendi. 

VALİ DEĞİŞİYOR, KARAR DEĞİŞMİYOR

Yasağın sadece valilik ile ilgili olmadığını belirten Melet, bunun nedenini ise valililerin değişmesine rağmen benzer yasak kararlarının devam etmesi olduğunu söyledi. Melet, şöyle devam etti: “Kararın keyfiyetçi durumu valiyi aşmış durumda. Karar tamamen siyasal iktidarın almış olduğu bir karardır. Bu yasaklar siyasal iktidarın keyfi tutumu ve durumudur.”

MA / Müjdat Can – Mazlum Engindeniz