Taciz olayıyla gündeme gelen Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde öğrenciler tedirgin.

Taciz skandalı, birçok öğrencinin İlahiyat Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanı, Ensar Vakfı Üyesi ve eski AKP milletvekili aday adayı Prof. Dr. Ş.G. tarafından taciz edildiğini açıklaması ve şikayetçi olması ile ortaya çıkmıştı.

Ş.G. hakkındaki şikayetlerin ardından başka öğretim görevlileri tarafından da tacize uğrayan öğrenciler paylaşımlarda bulunmaya başladı. Öğrenciler yüksek lisansa kabul bahanesiyle tacize uğradıklarını, ailelerinin tehdit edildiğini açıkladı.

Yaşananları Ekmek ve Gül'e anlatan Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencileri, endişeli olduklarını dile getirdi ve acilen önlem alınmasını istedi.

"TEDİRGİNİZ"

Güvenlik kaygısı nedeniyle isimlerini vermek istemeyen öğrenciler, en çok da taciz olaylarının üzerine gidilmemesinden şikayetçi. Taciz karşısında gereken adımların atılmadığını, yaptırımların uygulanmadığını dile getiren öğrenciler bu durumun istismarcıları daha cüretkâr hale getirdiğini düşünüyor. Bir öğrenci “Ceza, kişinin yaptığı uygunsuz davranışından dolayı aynı şeyi yapmaması için başvurulan bir yöntemdir. Eğer taciz ve tecavüzler azalması gerekirken sürekli artış gösteriyorsa bu da verilen cezaların yeterli olmadığını gösterir” dedi.

İnsanlara güvenlerinin zedelendiğini dile getiren bir kadın öğrenci ise “Üniversitenin ve fakültenin güvenli bir ortamdan uzak oluşu beni tedirgin ediyor. Eminim benim gibi tedirgin olan çok öğrenci vardır. Üniversiteye belli bir amaç için geldiğimiz halde bu olaylardan dolayı hepimize hayallerimize odaklanmaktan çok, artık bu tür olaylardan nasıl korunacağımızı düşünüyoruz. Bu da güvensizlik yaratıyor. Haliyle hocalara, arkadaşlarımıza karşı tutumumuzu çok fazla etkiliyor bu olaylar. Herkese şüpheyle yaklaşıyoruz” dedi.

Bir başka öğrenci de herkesten şüphe eder hale geldiklerini şu cümlelerle dile getirdi:

“Artık yanımda en az bir arkadaşım olmadan yalnız başıma hiçbir hocanın odasına gitmiyorum. Bu sadece hocalar için de değil artık herkes için geçerli. Otobüste bile artık ayakta duramaz hale geldim gerekirse bir saat sırada bekliyorum ama yine de ayakta gitmeyi istemiyorum.”

İLAHİYAT FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ: BÖLÜMÜMÜZDEN SOĞUDUK

İlahiyat Fakültesindeki birçok öğrenci ise fakülteden soğumaya başladıklarını ifade etti.

İlahiyat fakültesinden bir öğrenci, “Din alanında kendini kanıtlamış biri olarak gösterilen kişilerin bu olaylarda isminin geçiyor oluşu okuduğum bölümden beni soğutmaya başladı” derken başka bir öğrenci ise düşüncelerini şöyle ifade etti:

“Bu olay, hocalara olan bakış açımı kesinlikle değiştirdi. Artık insanlara önyargıyla yaklaşmaya başladım. Hiç kimseye güvenemez oldum. Fakültemde de bu olayların meydana geliyor olması beni olduğum ortamdan uzaklaştırdı. Ülkemizde genelde din adamları ahlaklı insanlar olarak tanınır ama şu an durum hiç de öyle görünmüyor. Eğer bunlar kalkıp ‘Babanın kızına şehvet duyması haram değildir’ gibi fetvalar verirse toplum da bu sözde din adamlarının yollarından gider.”

"SORUN SİSTEMDE, ŞİDDET DE TACİZ DE MEŞRULAŞTIRILIYOR"

Üniversitede tacizin daha önceki dönemlerde de olduğuna dikkat çeken bir öğrenci ise daha kapsayıcı çözümlerin hayata geçmesi gerektiğini düşündüğünü dile getirdi:

“Genel olarak sistemden gelen bir hata olduğunu düşünüyorum. Sistemin geçici, sadece bir olaya ilişkin değil kalıcı çözümlere ihtiyacı var. Toplumun en eğitimli kişileri bile tacize yöneliyorsa sorun cehalet sorunu değildir sadece. Kadınlar toplumdan uzaklaştırıldıkça, hakları gasbedildikçe kadına karşı şiddet ve taciz de bir o kadar meşrulaşıyor. ‘Kadın da şöyle yapsaydı, böyle davranmasıydı’ gibi söylemler de sorunu derinleştiriyor. Her durumda suçlu olarak kadının gösterildiği bir toplumdayız bu düşüncenin değişmesi sorunların da çözümünü getirebilir.”