Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayabilen tek canlı türü olan inci kefali, üreme döneminde yumurtalarını bırakmak üzere zorlu bir göç yolculuğuna çıkıyor. Yolculuğu sırasında akarsuyun tersi yönünde engelleri zıplayarak geçtiği için de inci kefali “uçan balık” olarak da adlandırılıyor. İnci kefalinin üreme göçüne ise sayılı günler kaldı. Neslinin korunması için avlanma yasağı getirilse de inci kefalinin üremesi için var olan tehlike sadece avlanma değil.

Van Gölü’nün etrafındaki yerleşim alanları gölün kirletilmesine neden oluyor. Uzmanlara göre İpekyolu ve Erciş ilçelerinde her ne kadar iki biyolojik arıtma tesisi kurulsa da bu durum kirli suyun arıtılmasında yetersiz kalıyor.  Kanalizasyonlar arıtılmadan direk akması Van Gölü’nün geleceği gibi inci kefali balıklarının da neslini tehlikeye sürüklüyor. Van Çev-Der Başkanı Ali Kalçık’a göre sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin gölün kirliliği hakkındaki açıklamaları sloganların ötesine geçmiyor. Süphan Doğa Derneği Başkanı Esat Savcı’ya göre de doğanın korunmasına dair söylemler sadece politik çıkarlar için kullanılıyor ve dere kenarına yapılan HES ve maden ocakları da gölü kirleten önemli etkenlerden biri. 

‘Van Gölü’ne akıtılan atık sular arıtılmıyor’

Kalçık, kuraklığa karşı hiçbir önlem alınmadığına dikkat çekiyor. Yıllardır dernek olarak bilimsel verilerle, Van Gölü’nde yaşanan kirliliğe, suyun çekilmesine ve kuraklığa dair açıklamalarda bulunduklarını aktarıyor: “Bugün de söylüyoruz, geç olmadan artık söylemler eyleme geçirilmelidir.  Van Gölü’ne akıtılan atık sular arıtılmıyor. Kirlilik kıyalara kadar ulaştı. Durumun farkında olan Van Valisi bizzat kendisi açıklamalarda bulunmuştu. Emine Erdoğan da gölün korunması için acil eylem planı başlatacaklarını söylemişti, Van’da katıldığı bir programda. Ancak ne yazık ki aradan geçen bunca zamana rağmen bugüne kadar somut bir adım atılmış değil.”

‘Elektrik fiyatları yükseldiği için belediyeler artıma tesislerini kullanamıyor’

Belediyelerde yaşanan bütçe daralması ve elektriklere yapılan zamlar zaman zaman atık su arıtma tesislerini de etkilediğini söylüyor Kalçık. “Arıtma tesisleri düzenli çalıştırılmıyor” diyerek, var olan tesislerin sağlıklı çalışmasının önüne de geçildiğini yorumluyor. İnci kefalinin gölün kaderiyle birebir bağlantılı olduğunu sözlerine ekleyerek şöyle devam ediyor: “Van Gölü’nü Van gölü yapan uçan balıklarıdır. 15 Nisan’da bu balıkların üreme dönemi başlayacak. Bu kirlilikler hem balıkların üremesini engelliyor hem de bu kirlilik hastalık olarak bize geri dönüyor. Bu anlamda Van Gölü çok değerlidir ve koruma eylem planı raftan alınıp hemen uygulanmalıdır.”

‘Van’da yaşayan yurttaşlar da göle karşı duyarsız’

Savcı de gölün etrafına yapılan HES ve maden ocaklarının inci kefalinin üremesine engel olduğunu söylüyor. Diğer yandan da inci kefalinin birçok aile için geçim kaynağı olduğunu da belirtiyor. “Bugün kıyıları balçıklaşan göl adeta insanoğluna bir mesaj veriyor” diyerek balçıkların kirliliğin boyutunu kanıtladığını kaydediyor. Van Merkez’de bulunan İskele Mahallesi’nin kıyılarına ve Erciş sahil yoluna belediyenin döktüğü molozları hatırlatarak şöyle devam ediyor: “Yani anlayacağınız yetkililerin bir yandan çıkıp çevreci ifadeler kullanmaları, aynı zamanda bu yetkililerin yetkisinde olan kamu kurumlarının yani belediyelerin sorumsuzluğu çevre bilinciyle ilgili samimiyetsizliği açıklamaktadır. Van’da yaşayan yurttaşlar da göle karşı duyarsız. Birkaç gün sonra ailelerimizle birlikte gidip bu mucizevî göçü izlemek için adeta yarışacağız. Bu güzelliği ebedi yaşatmak için hepimiz seferber olmalıyız. Güzel yaşatmak istiyorsak bu güzellikleri de yaşatmak için mücadele etmeliyiz. Unutmayalım dünya bir günlük değildir.”

Serhat News/ İdris Yılmaz