Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü'nün uzaydan çekilen fotoğrafı, geçtiğimiz günlerde Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansı’nın (NASA) düzenlediği “Dünya Turnuvası” adlı çevrim içi fotoğraf yarışmasında birinci oldu. Kamuoyunda büyük yankı uyandıran söz konusu durum sonrası gözler göldeki kirlilik ve kıyısındaki yapılaşmaya çevrildi. Göl, her gün evsel ve kanalizasyon atıklarıyla kirletilirken, kıyı şeridi ise son yıllarda inşa edilen yapılardan kaynaklı neredeyse kullanılamaz hale getirildi. Birçoğu devlet kurumlarına ait yapılara, son yıllarda imar izni verilen ve göle çok yakın bir noktada inşa edilen yazlık villalar da dahil oldu. 

Van Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (VAN ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık, "kıyı yönetmeliğine aykırı" dediği yapılaşmayı değerlendirdi.  

‘DEVLET İŞGALİ'  

Kıyı Kanunu'na göre göl ve denizlerin etrafının özel mülkiyetlerle çevrilemeyeceğini söyleyen Kalçık, "Gölün 450 kilometrenin 185 kilometresi Van sınırları içerisinde yer alıyor. Gevaş’ın İnköy Mahallesi'nden Erciş’in Karatavuk Mahallesi'ne kadar kıyı işgal edilmiş. Buraları işgal edenlerin başında devlet yetkilileri ve kanun koyucuları geliyor. 185 kilometrelik alan içerisinde plaj niteliğinde olan bütün yerler devlet kurumları tarafından işgal edilmiş. Bunu örnek alan vatandaş da yapılar inşa etmiş" dedi. 

Devlet kurumlarının, yasalara uyması gerektiğini vurgulayan Kalçık, “İlk 50 metre, yani dalganın en son kıyıya vurduğu noktada hiçbir şey yapamazsınız. Sonraki 50 metrede günü birlik uygulamalar yapabilirsiniz. Örneğin sökülebilir bir baraka bırakabilirsiniz. Gölün yakınında kanalizasyonun olması bile suçtur. Bu suçu tekrarlıyorlar. Bu da doğanın katliamıdır. Geri dönülmesi çok zor bir sorundur. Kanun koyucuların mutlaka bu ihlalden vazgeçmeleri gerekiyor" diye belirtti. 

SUÇ İŞLENİYOR

Valilik konağı, karayolları, emniyet, belediye ve arıtma tesislerinin kıyı şeridine yapıldığını ve buralardan doğru gölün kirletildiğini söyleyen Kalçık, canlıların yaşam alanlarının tehlike altında olduğuna dikkati çekti. Kalçık, "Van Gölü havzası içerisinde 2 il 9 ilçe var. Havzaya günde 56 bin 400 metreküp evsel kanalizasyon atıkları atılıyor. Bunun tanımı vahşettir. Ülkenin Cumhurbaşkanı Ahlat’ta 'kaçak' saray yapıyor. Anayasa Mahkemesi (AYM) bunu durduruyor. Ama yapım sürüyor. Bu sözün bittiği noktadır. Çevre kanununa göre çevreyi kirletenler gerekçe sunmaksızın suçludurlar. Bunlar da suç işliyorlar. Koydukları kanuna aykırı davranıyorlar" şeklinde konuştu. 

SAZLIKLAR YOK EDİLDİ

Göl çevresinde geniş sazlıkların olduğunu aktaran Kalçık, bu sazlıklardan çoğunluğunu kurutulduğunu ve dolgu yapıldığını kaydetti. Buraların imara açıldığını ifade eden Kalçık, "Sazlıklar denizlerin ve göllerin kirlenmesine engel olan biyolojik arıtmalardır. İkincisi ise üreme alanlarıdır. Bu üreme alanları katlediliyor. Biyolojik arıtmanın önüne geçilmiş. Küresel ısınmadan dolayı çok ciddi çekilmeler var. Bu çekilmelerden dolayı sazlıklarımız kuruyor. Bir de göl kenarına yapılan yapılaşmalar kıyıları işgal edilmiş, yok edilmiş ve katledilmiş” şeklinde konuştu. 

GÖL ÖLÜYOR!

Göldeki durumu "vahim boyutta" şeklinde nitelendiren Kalçık, şöyle devam etti: “Van Gölü’ne yukarıdan bakınca ihtişamlı görünüyor. Ancak karada bu durum çok vahim. Van Gölü ölüyor. Kurtarmamız ve bu hassasiyeti göstermemiz gerekiyor. Uzaydan çekilen fotoğrafta birinci olduk. Yetkililer bu durum üzerinden prim yaptı. Ancak aynı yetkililer görevini yapmıyor. Hem gölü işgal ediyor hem de kirletiyor. Van Gölü bir dünya değeridir. Buna mutlaka sahip çıkmamız gerekiyor. Kimsenin tekelinde değildir."

MA / Özlem Yayan