Van’da Türk Tabipler Birliği (TTB) ile Van-Hakkari, Urfa, Batman, Bitlis, Mardin, Diyarbakır, Muş, Muğla ve Ankara tabip odaları, “Demokrasi olmadan sağlık olmaz” şiarıyla basın açıklaması yaptı. Van-Hakkari Tabip Odası önünde yapılan açıklamaya, TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, TTB’nin eski Başkanı Sinan Adıyaman, tabip odaları başkanları ile kentteki sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı. Açıklamada, “Korkmuyoruz, susmuyoruz gitmiyoruz”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı. 

HASTALIKLAR ARTTI

Açıklama yapan Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç, Hipokrat yeminini hatırlatarak, iktidarın izlediği sağlık politikasının kaybedeceğini belirtti. Karakoç, “Son örnek COVID-19 pandemisini hastanelerde karşılamayı tercih eden, koruyucu sağlık hizmetlerini önemsemeyen sağlık sistemlerinin iflasıdır; bu salgındaki fazladan ölüm sayılarıdır. Türkiye halen bu sayıları dahi açıklayamamıştır” dedi. Karakoç, Türkiye’de daha da dirençli ve fazla sayıda görülen tüberküloz ile son dönemlerde inanılmaz sayılarda artan dirençli uyuz vakalarının da sadece tedavi edici yaklaşımla baş edilemeyeceğini ifade ederek, bu hastalıkların aynı zamanda sosyal, ekonomik birçok etmen düzeltilmediği zaman tedavi, önleme, baş etme imkânı olmayan hastalıklar olduğunu kaydetti. 

DEMOKRASİ MÜCADELESİ

Van’da sağlık emekçilerinin yakın zamanda iki kez gözaltına alındığını aktaran Karakoç, şöyle devam etti: “Sağlık hakkı mücadelesi vermek görüldüğü gibi demokrasi mücadelesi vermek demektir. Türkiye’de zaten zor olan bu çaba Van’da daha da zor hal almış durumdadır. Sağlık hakkı, yaşam hakkı, barış, ifade özgürlüğü, demokrasi tartışmalarının olmazsa olmazıdır. Buradan, tam da insan temel hak ve özgürlüklerinin keyfi bir şekilde engellendiği Van’dan bir kez daha bu hukuksuzluğu yapan valilik ve emniyet müdürlüğüne sesleniyoruz: Demokrasiye verdiğiniz zarar sağlığımıza da zarar veriyor, topluma zarar veriyor. Her yerde olduğu gibi burada da sağlığımız ve geleceğimiz için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz; demokrasi mücadelemizden vaz geçmeyeceğiz. Toplumun hekimlerin sağlık emekçilerinin dayanışması sağlıklı bir geleceği de demokrasiyi de bu topraklara getirecektir.”

DEMOKRASİ VE SAĞLIK

TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise, demokrasi olmadan sağlığın olmayacağını belirterek, “Sağlık, yalnızca bedenimizin, yalnızca ruh durumumuzun, yalnızca sosyal iyilik halimiz değildir, aynı zamanda siyasi iyilik halidir. Bizler, kendimizi özgürce ifade edemediğimizde, tartışamadığımızda yaşananlar bizleri sağlıksızlığa mahkum etmektedir. Bunu hep birlikte salgın sürecinde gördük. Salgının başlamasıyla birlikte TTB olarak salgına dair şeffaflık talep ettiği her koşulda suçlulaştırılmaya, düşmanlaştırılmaya çalışıldı. Ardından gelen süreçte, haklarımız için mücadele ederken aylarca yollarda, forumla ve yürüyüşlerle hep bir araya gelerek yaptığımız eylemlerde, bu kez yeniden suçlulaştırma ve düşmanlaştırma davranışıyla karşı karşıya kaldık. Van bu konuda başı çekiyor ne yazık ki” diye konuştu.

‘TOPLUM BUNUN FARKINDA’

Van’da 6 yıldır Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamaları olduğuna dikkati çeken Fincancı, “Bizim demokratik haklarımızı kullanmamız önünde engeller oluşturuluyor. Peki, kim kaybediyor. Kaybeden toplumdur. Toplum bunun farkındadır. Ne yazık ki bütün suçlulaştırma ve düşmanlaştırma girişimlerine rağmen toplumun bizim yanımızda olması daha da öfkelendiriyor yönetenleri. Çünkü, sağlıkla iktidara geldikleri süreçte ne yazık ki bizleri sağlıksızlığa mahkum ettiklerini bu salgın süreci hepimize gösterdi. Bu görünürlüğü, meslek odalarımız ve örgütlerimiz Türkiye’nin her yerinde toplumla paylaştı. Sağlığı toplumsallaştırmanın yolunu bulmak için tüm çabalarıyla ve mücadeleleriyle de bunu başardı. O yüzden her görevimizde bizi destekleyen topluma, teşekkürle bu eylemleri sürdürdük ve sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

‘REDEDEREK BİR YERE VARAMAYIZ’

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Haklarınızı veriyoruz, giderlerse gitsinler” sözlerini hatırlatan Fincancı, “Haklarımız için bir takım yasa teklifleri sundular; ama bizim önerilerimiz sunulduğunda Meclis’te kırmızıyla o metnin üzerine reddedildi diye yazıldı. Reddederek bir yere varamayız. Demokrasiyi yok sayarak bu ülkede insanca yaşamayı mümkün kılamayız. O yüzden demokrasiyi, barışı, insanca yaşayabilmek için birlikte yan yana mücadele etmeyi öncelemek zorundayız. Biz hekimler, halk sağlığının korumanın yolu, bizim sadece bedenimizi ve ruhumuzu korumaktan geçmediğini biliyoruz. İki gün önce Britanya Tıp Dergisi’nde bir makale yayınlandı. Makalede ‘hekimlerimizin moralini bozarsanız, toplumu sağlıksız bırakırsınız’ denildi. Sadece biz demiyoruz, dünyanın  her yerinde hekimler ve sağlık emekçileri bir arada aslında bu sağlıksızlığı dayatan sisteme karşı mücadele ediyor. Eninde sonunda biz kazanacağız. Çünkü, biz mücadeleden vazgeçmeyenleriz” diye konuştu.