Türkiye'deki engellilerin çoğu, ailelerinin onları koruma duygusu ve karşılaştıkları zorluklar nedeniyle günlük hayattan uzak ve evlerine kapalı yaşıyor. 3 Aralık Dünya Engeliler Günü'nü bir önceki yıldan farksız karşılayan engelliler, pozitif ayrımcılık bilinci zayıf olduğu için başta yollar olmak üzere merdivenleri, mekanları ve ulaşımı kullanırken bin bir zorlukla karşılaşıyor. 

Engelliler için yaşam alanlarının neredeyse yok denecek kadar az olduğu Van'da, Altı Nokta Körler Derneği Şubesi'nin üyesi yurttaşlar, en büyük sorunlarının insanların duyarsızlığı, ulaşım sorunu ve işsizlik olduğunu anlattı. 

‘BİZİ GÖRMEMEZLİKTEN GELİYORLAR’

Onlardan biri evli ve 3 çocuk babası olan Aslan Dinç. Yüzde 60 görme engelli olan Dinç’in içerisinde bulunduğu ve yaşadığı zorluklara rağmen en çok yakındığı şey insanların engellilere olan duyarsızlığı.

Engelliler olarak günlük hayatta pek çok zorlukla karşılaştıkları dile getiren Dinç, bunları şöyle dile getirdi: “Otobüs şoförleri bizi araçlara almıyor. Bizi görmemezlikten geliyorlar. Engelli olduğumuzu bildikleri halde duraklarda beklemeden gidiyorlar. Mavi otobüsler bizi hiç almıyor zaten. Bize diyorlar; ‘Size bedava mı çalışacağız?' Kartımızı gösterdiğimizde ise; bize 'başka yere gideceğiz' diyorlar. Gerekli mercilere başvurduk. Bu durum hakkında bize geri dönüş yapılmadı. Kalecik TOKİ'de oturuyorum. Durak yerlerinde oturacağımız bir yer dahi yok. Otobüs duraklarında bazen araba geliyor, hangi otobüs nereye gidecek göremiyoruz. Ses sistemi olsa bizim için daha rahat olacak. Sesli sistem duraklarda, otobüste, bankalarda ve hastanelerde olsa hayat bizim için biraz daha rahatlar. Erken uyarı veren ses sistemi olsa, hangi otobüsün geldiği bize sesli söylense çok daha rahat olacak..” 

‘SESİMİZİ NASIL DUYURACAĞIZ’

Yine kaldırımların işgal edilmesine, engelli yollarının üzerine otobüs durağı konulup, araç park edildiğini söyleyen Dinç, bu nedenler ve eksiklikler  yüzünden bazı arkadaşlarının evden dahi çıkmadığını anlattı. Dinç, engelliler olarak kimsenin durumlarının farkında olmamasına “Hal böyle olunca sesimizi nasıl duyuracağız?” diyerek tepki gösterdi.

Dinç, kentte yaşayan engelliler olarak taleplerini ise şöyle sıraladı: “Parklara rahatça gidebilmemiz için sesli baston olursa çok iyi olur. Bir zamanlar sesli saat vardı. Neden sesli baston olmasın? Van'da Engelsiz Yaşam Okulu var. İpekyolu Belediyesi açtı ama Tuşba Belediyesi'nin yok. Bu gibi okulların artması lazım. Yine biz engellilere ait bir hastane olsa çok güzel olacak." 

500 TL İLE 3 ÇOCUĞA BAKIYOR

Bir yılı aşkın süredir işsiz olduğunu dile getiren Dinç, en büyük engelinin bu yüzden “işsizlik” olduğunu ifade ediyor. 

Bir çok yere iş başvurusunda bulunduğunu ancak işe alımda bir sürü şart koşulduğunu  söyleyen Dinç, “Ayda 500 TL engelli maaşı alıyorum. Bu parayla 3 çocuğuma bakıyorum. Bu parayla kim geçinir? Okulda resim çiziyorum, ahşap üzerine desen çiziyorum, tesbih yapıyorum. Bu şekilde hayatımı idame ediyorum. Aileme bakamaz durumdayım şuan. Bu yetmezmiş gibi icralık oldum. İcra kâğıdım şuan avukatta. Bana 'gelin ödeyin' diyorlar. Benim durumum olsa ben neden yatırmayayım. Doğalgaz faturamı ödeyemediğim için icralık oldum” diye konuştu.

‘BİZE BELEŞÇİSİNİZ DİYORLAR’

Kentte yaşayan görme engelli yurttaş Nihat Tam’ın kaygısı ise, Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanması sonrası ücretsiz ulaşım kartlarının özel halk otobüslerinde yeni yılda iptal edilecek olması.

Belediye yönetimin ödenek ayırmaması nedeniyle kartlarının yılbaşından sonra özel halk otobüslerinde artık geçmeyeceğini belirten Tami, bu şoförlerin kendilerinden yaklaşımdan da şikayetçi. Şoförlerine kendilerine 'Siz ücretsizsiniz, beleşçisiniz' gibi ifadeler kullandığını dile getiren Tami, “Ödenek yapılamadığı için bize bu şekilde davranıyorlar. Valilik ödeme yaparsa ulaşım ücretsiz olacak ama ödeme yapmıyor. Valilikle görüştük, pek sıcak bakmıyor. Artık utanıyoruz her seferinde gittiğimiz için. Ama biz burada bütün engellileri temsil ettiğimiz için gidiyoruz. Hala bir gelişme yok. Valiliğe kaç kere dilekçe verdik. Her seferinde sekreter 'tamam' diyor 'ileteceğiz' diyor ama her seferinde geçiştiriyor” diye belirtti. 

'EN BÜYÜK ENGEL İNSANLAR’

Kendileri açısından en büyük engelin insanlar olduğunu söyleyen görme engelli İbrahim Üste de, “Bizim insanlarımız işleri engelliyor. Yasalar bizden yana ve bu konuda çok adım atılmış. Otobüsler elimizde bastonu gördüklerinde bizi almıyorlar. Biz de plakayı alamıyoruz şikayet edelim diye. Ancak elimizde kamera olacak ki plakayı alalım. Bizi rencide ediyorlar. Biz en fazla bundan muzdaripiz. Sarı rampaların önüne araba park ediliyor. Defalarca uyardık ama ne yazık ki değişen bir şey yok” diye yakındı.