AKP’nin ekonomi politikaları sonucunda TL’deki değer kaybı, temel gıda ürünlerine yönelik üst üste yapılan zamlar ve bunlardan dolayı yurttaşların alım gücünün düşmesi, her geçen gün derinleşiyor. Ekonomik krizin etkilerini gözle görülür bir şekilde yaşayan yurttaşlar,  sorumlunun AKP, çözümün ise seçim olduğunu belirtiyor. 

Van’da yurttaşlar, ekonomik krizin kendilerinde yarattığı etkiyi anlattı.

DOĞALGAZ VAR AÇILMAYACAK, SOBA VAR YANMIYACAK

Ev emekçisi Büşra Işık, son yapılan zamlara dikkat çekerek,  “3 öğrencim var, çok zor oluyor, geçinemiyoruz” dedi. Eşinin inşaat işçisi olduğunu ve mevsimine göre çalışabildiğini dile getiren Büşra, “Geçen sene her gün 2 ya da 3 çeşit yemek yaparken şimdi sadece bir öğün yemek yapabiliyoruz. Genelde iş yok. Eğer iş olsa fiyatlar da düzelir. Bu kriz biraz da işsizlikten kaynaklanıyor. Ben ev hanımıyım, iş arıyorum ama iş yok. Eşimin de düzenli bir işi yok. Üç ay çalışıyor, beş ay evde oturuyor. Evimize bu yıl doğalgaz yaptırdık. Onun yapımı bile bayağı masraflı. Doğalgazı yaptırdık ama kullanamayacağız. Soba kurduk ama odun ve kömür alamadık. Bahçemizde bulunan ağaçları kestik onlarla geçiniyoruz” dedi. 

'GÜNDE BİR ÖĞÜN YEMEK YAPABİLİYORUM'

Ev emekçisi Fatma Çemrek ise 8 kişilik bir ailenin düzenli bir geliri olmadığında nasıl geçinebileceğine işaret etti. Fatma, “Emekliye zam yapmıyor, her şeye zam yapıyor. Ben evde ekmek pişiriyorum. Un torbası 300 TL’yi aştı. Günde sadece bir çeşit yemek yapıyorum. Kısıtlamaya gittik. Nasıl yapacağımızı biz de bilemiyoruz” sözleriyle tepkisini dile getirdi. 

'KENDİ İHTİYAÇLARIMI BİLE KARŞILIYAMIYORUM'

Zamlara isyan ederek sözlerine başlayan öğrenci Zelal Gezici ise, geçinebilmek için çalıştığını, aldığı ücretin ise masraflarını dahi karşılayamadığını söyledi. “Kendime mi bakacağım, okul masraflarını mı ödeyeceğim” diye soran Zelal, “Öğrenci bursu alamıyorum. Ailemin durumu iyi değil, iyi olsaydı çalışmak zorunda kalmazdım. Aylık 2 bin TL alıyorum ama hiçbir şey yapamıyorum. Aileme de katkı sağlamak zorundayım. Ancak kendi ihtiyaçlarımı bile karşılayamıyorum” dedi. 

'ÜLKENİN KADERİNİ DEĞİŞTİRMEYE ADAYIZ'

Artan krize ve yönetmeme politikaları karşısında halkın sokağa çıkması ve birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Zelal, “Erken seçim olursa Z kuşağı olarak ülkenin kaderini değiştireceğiz” diye belirtti. 

'ET ALMAYI UMUT EDERKEN, DOMATESE HASRET KALDIK'

Ev emekçisi Eda Başaran ise gittikçe ağırlaşan geçinememe sorunuyla karşı karşıya olduklarını söyledi. Diğer yandan iş bulamadığını da ekleyen Eda, “Evde abim tek çalışıyor, o da günlük para kazanıyor. Bazen eve hiç para getirmiyor, bazen de 5-10 TL getiriyor. Belki aylarca evimize meyve girmiyor. Böyle giderse belki de hiç düzelmeyecek. Euro, Dolar düşerse belki et yiyebileceğiz ama domatese hasret kaldık. Hiçbir şekilde sebze alamıyoruz. Evimize misafir gelse sayıyla sebze alabiliyoruz” diyerek yaşadıklarını özetledi. 

'YA GİYMİYECEĞİZ YA DA YEMİYECEĞİZ'

Türkiye’nin bir kadın tarafından yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Eda, “Çarşıya alışverişe geliyoruz ama elimiz boş dönüyoruz. Çorap 10 TL olmuş. Ya giymeyeceğiz ya da yemeyeceğiz. Direk ölelim o zaman. Ben yönetmiş olsaydım adaletli olurdum. Hiçbir şekilde zengini fakirden, fakiri zenginden üstün yapmazdım. En azından her şeyi eşit bir şekilde yapardım” dedi. 

'BİR TORBA UN İKİ HAFTA BİLE YETMİYOR'

Ev emekçisi Keziban Berge de, tepkisini şu sözlerle gösterdi: “Krizden dolayı hiç bir şey alamıyorum, kıtlık var. Evde 8 kişiyiz. Asgari ücretle geçimimizi sağlıyoruz. Ekmek, erzak, çocuklarımın kıyafetlerini alıyorum. Bir torba un bize iki hafta yetmiyor. Un torbası 300 lira oldu.”

Jinnews / Hikmet Tunç-Rabia Önver