Van’ın Çatak ilçesinde gözaltına alınan 2 köylünün helikopterden atıldıklarını belgeleriyle ortaya çıkarmalarının ardından 3 gazeteciyle birlikte tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Cemil Uğur, yaşananlara dair tutuklu bulunduğu Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bir mektup kaleme aldı. 

‘YARGILAMAK İSTEDİKLERİ GAZETECİLİKTİR’

Bugüne kadar yaptığı tüm haberlerle gerçeği halka ulaştırmayı amaçladığını vurgulayan Uğur, “Bizler bunu yaptığımız için bugün cezaevindeyiz. Bize sorulan sorularda bile bir suç olmadığını görüyoruz. Düşünün aylarca telefonlarımızı dinlemişler ama sadece bir hasta tutuklunun yakını ile telefon üzerinde yaptığım röportajı sordular. Aslında yargılamak istedikleri gazeteciliktir. Bunu iyi görüp iyi okumak lazım” dedi. 

GEREKÇELİ KARAR

Mahkemenin sarı basın kartının bulunmamasının suç saydığını hatırlatan Uğur, iktidarın istediği doğrultuda haberler yapmadıkları için suçlandıklarına dikkati çekti. Hiçbir iktidarın ve partinin isteği üzerine haber yapmadıklarını ve yapmayacaklarının altını çizen Uğur, “İktidar tarafından sarı basın kartı verilmeyeceğini bildiğimiz gibi bu ülkede gazetecilik yapan binlerce kişinin de bu kartı bulunmamaktadır. Mahkeme gerekçeli kararıyla tarihe resmen kara bir leke bırakmıştır. Ayaklar altına alınmak istenilen mesleğimize sahip çıkıyoruz” diye kaydetti. 

‘GÜCÜMÜZÜ HALKTAN ALIYORUZ’

Uğur, yaptıkları haberlerle emekçilerin, ezilen halkların, tacize, tecavüze ve şiddete uğrayan kadınların, hak ihlaline uğrayan yurttaşların, doğanın ve dünyada yaşayan tüm canlıların sesi olduklarını ifade etti. Kendilerinin tutuklanarak hakikatin sesinin kısılmaya çalışıldığına dikkati çeken Uğur, “Helikopterden atılma meselesine dair yaptığımız tüm haberler hastanenin raporları ve görgü tanıklarının beyanına dayanıyor. Bizler bunun dışında bir haber yapmadık. İktidarın tüm rahatsızlığı budur. Yaşanan olayı etkin bir şekilde yürütüp bizleri de bilgilendirmek yerine bizleri gözaltına aldırtarak tutuklamaya sevk etti. Hukuka karşı her geçen gün güvenin azaldığı ülkede böyle bir kararın alınması yargıya müdahaleden başka bir şey değildir. Özgür basın çalışanları olarak gücümüzü hakikatten ve halktan alıyoruz. İktidarlara ve onların yargılarına itaat etmek geleneğimizde olmadı ve hiçbir zaman olmayacak. Gazetecilik suç değildir. Hakikatin sesi kısıtlanamaz” diye belirtti.