Van'ın İran sınır hattında bulunan Çaldıran ilçesine bağlı Yukarı Çilli (Çîllî) Mahallesi’nde İbrahim Baykara (46) askerlerin açtığı ateş sonucunda yaşamını yitirmişti. Baykara'nın ölümüyle birlikte bir kez daha gündeme gelen hak ihlalleri son dönemde artış gösterdi. İhlallerin artış gerekçesini Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Avukat Erhan Çiftçiler ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şube Başkanı Murat Melet değerlendirdi. 

ÖLÜMLERE SESSİZ KALINIYOR

İran tarafından açılan ateş sonucunda Türkiye tarafından yurttaşların ölmesi ya da yaralanması meselesi üzerine Türkiye'nin gitmediğini belirten Erhan Çiftçiler, "Aslında Türkiye, İran'ın hak ihlallerine sessiz kalmaktır. Uluslararası hukuka göre Türkiye, İran'a nota vermesi gerekiyor. Sonuç olarak başka bir devletin askeri Türkiye vatandaşını öldürmekte veya yaralamaktadır. Ama Türkiye'de sessiz kalarak, bu durumu kabul etmektedir. Devletin özellikle sınırda yaşayan Kürtlerin ölümlerinde sessiz kaldığını görmek lazım. Çaldıran'da vurulan Azat adlı çocuk kaçakçı değil, orada çobanlık yapan biri.  Velev ki  bu kişiler sınır ticareti yapanlar olsa dahi, kanunda bunun suçu belirlenmiştir. Cezası ölüm değildir. Bu nedenle her 2 taraftan da Türkiye'nin sorumludur. Buna dair hukuki çalışmalar devam ediyor. Uluslararası mahkemelerde Türkiye'nin mahkum edileceği açıktır" diye konuştu. 

'SESSİZLİK YENİ ROBOSKİLER GETİRİR'

Sınır hattında ölümlerin sistematik duruma geldiğini kaydeden Çiftçiler, "Mesela Çaldıran'da artık biz ayda bir bu ölümlere şahit olmaktayız. O sınır hattında görev yapan askerler hakkında bugüne kadar ne herhangi bir disiplin soruşturması ne de herhangi ceza soruşturma ve kovuşturma yapılmamaktadır. Yapılsa da 'taksirle öldürme' olarak kayıtlara geçiyor. Savcı olay yerine gidip keşif yapmıyor, olay yerinde tanıkları dinlemiyor. Gidip mağduru dinlemiyor. Nerede nasıl vuruldu? Hangi cisim silahla vuruldu? Bunları incelemiyor. 'Kişi kaçakçıydı' diyerek algı yaratıyor. Roboski'de ki algı da aynıydı. Roboski'de yapılanlara sessiz kalındığı için bugün burada bunlar yaşanıyor. İşte bu sessizlik sonucunda yeni Roboskiler yaşanacak. Cezalandırma yöntemi bu hak ihlalleri olmayacak" dedi. 

Türkiye-İran sınır hattında birçok insanın yaşamını yitirdiğini, birçok kişinin ise yaralanıp kolunu veya bacağını kaybettiğini söyleyen İHD Van Şube Başkanı Murat Melet, "Özellikle son 3 yılda, hem bölgedeki savaşın yoğunluğu hem de Türkiye'deki çatışmaların sürekli hale gelmesinden dolayı sınırlarda ölümlerin ve yaralanmaların yaşandığını görüyoruz. Sınırda Türkiye ve İran askerleri tarafından bunların yapıldığı da net bir şekilde görünüyor. Bu sınırlar bir nevi ölüm sınırları olmaya başladı. Sınırları ölüm yeri olmasın sebebi savaş ve çatışmalardır" dedi. 

4 ÖLÜ 4 DARP 

22 Mayıs: Çaldıran ilçesine bağlı Burçakalan (Kera) ile Hangedik (Xecixatun) mahalleleri arasında bulunan bölgede İran vatandaşı olduğu belirtilen 1 kişi ve 4 at açılan ateş sonucu ölmüştü.

14 Haziran: Başkale ilçesine bağlı Kaşkol (Qaşqol) Mahallesi’nde askerler tarafından açılan ateş sonucu Emrah Görür (20) isimli genç yaşamını yitirmiş, Saim Yılmaz ise ağır yaralanmıştı. 

16 Temmuz: Çaldıran ilçesine bağlı Yukarı Çilli (Çiliya Jor) Mahallesi’nde koyun otlatan 15 yaşındaki Azat Bağa isimli çocuk, iddialara göre askerlerin açtığı ateş sonucu ağır yaralanmıştı. 

19 Temmuz: İran’ın Maku kentinden Van’ın Çaldıran ilçesine bağlı bir köyden Türkiye’ye geçen  Khales Arsan'ın (31) sınır karakolunda gözaltına alınıp darp edildiği ortaya çıkmıştı. 

29 Temmuz: Başkale ilçesine bağlı Sualtı (Derişk) Mahallesi’nde Zahir Teker, Harun Akkaya ve Lokman Koç adlı 3 çoban, sınır kaçakçıları için bölgede operasyona çıkan askerler tarafından darp edilmişti.

4 Ağustos: Çaldıran ilçesine bağlı Yukarı Çilli (Çîllî) Mahallesi’nde askerler tarafından açılan ateş sonucu sınır ticareti yapan 6 çocuk babası İbrahim Baykara (46) yaşamını yitirmişti.