Van'ın İpekyolu ilçesine bağlı Hacıbekir mahallesinde yaşayan 7,5 aylık hamile Remziye Bor (27), 19 Nisan 2016'da evine baskın düzenleyen polisler tarafından vurularak ağır yaralandı ve sonrasında kaldırıldığı hastanede 17 Mayıs'ta yaşamını yitirdi. Olayın failleri hakkında uzun bir süre soruşturma başlatılmazken, 2 Aralık 2016 tarihinde Bor ve eşi İrfan Bor hakkında "örgüt üyesi olmak" suçlamasıyla dava açıldı. Bor’a yönelik suçlama 29 Aralık'ta yaşamını yitirdiği gerekçesiyle düşürülürken, sonrasında yapılan yargılamada eşi İrfan Bor'a 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. 

İŞLEME ALINMADI

Bor ailesi ise, 6 Şubat 2017 tarihinde avukatları aracılığıyla kolluk kuvvetleri hakkında Van Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Ancak aradan 2 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen suç duyurusuna ilişkin herhangi bir gelişme yaşanmadı. Avukatlar, bunun üzerine 2019 yılında başvurularının akıbetini sordu. Başvuru sonrası, yapılan suç duyurusunun evraklarının kaybolduğu ve işleme alınmadığı ortaya çıktı. Avukatlara, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası birçok evrakın kaybolduğu ve soruşturma savcısının da "FETÖ'den" ihraç edildiği söylendi. 

AYM’YE BAŞVURU

Avukatlar, 22 Ağustos 2019 tarihinde bir kez daha "Taksirle ölüme neden olmak" suçlamasıyla Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu. Savcılık, 2020'nin Aralık ayında soruşturmaya ilişkin "kovuşturmaya yer yoktur" kararı verdi. Avukatlar, kararı Van 2’nci Sulh Ceza Hakimliği’ne taşıdı. Hakimlik, 8 Şubat 2021 tarihinde itirazı reddetti.  

Avukatlar, bunun üzerine “yaşam hakkı” ve “adil yargılanma hakkı" ihlalleri gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. 

Aile avukatı Veysi Güneş ve Bor'un eşi İrfan Bor, hukuki süreç ve bu süreçte yaşananları Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirdi.  

'YARGI DUVARI' ENGELİ  

‘Türkiye Cumhuriyeti faili meçhuller cenneti haline getirildi" diyen Av. Güneş, yaklaşık 5 yıldır Bor olayının aydınlatılması için çaba harcadıklarını ifade etti. Hukuki mücadelelerinin "adliye duvarlarına çarptığını" belirten Güneş, yargının katı tutumu nedeniyle çabalarının boşa çıktığını kaydetti. Güneş, "5 yıllık geçti ve 6 başvuru yaptık. Soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulunduk. Ama bu talebimiz dikkate alınmadı. AYM’ye yaptığımız bireysel başvuru dışında iç hukuk yollarını tükettik” dedi. 

FAİLİ MEÇHULE GİDİYOR  

Gerçeklerin ortaya çıkarılması için savcılığın bir işlem yapmadığını söyleyen Güneş, “Remziye Bor’un ölümü özelde Kürtlerin ve Kürt kadınlarının yaşadıkları katliamın bir örneğidir. Ciddi bir soruşturmasızlık süreci ile karşı karşıyayız. Yaptığımız 3 başvuru adliye koridorlarında kayboldu. Son başvuruda takipsizlik kararı aldık. Bu karar olayı aydınlatmaya yarayacak herhangi bir şey içermiyor" dedi. Remziye Bor olayının da geçmişte yaşanan kimi olaylar gibi "faili meçhule" doğru gittiğini dile getiren Güneş, AYM başvurusuna işaret ederek, "AYM’nin vereceği karar çok önem arz ediyor. AYM, 'kabul edilemezlik' kararı verirse Remziye Bor dosyası da faili meçhul bir dosya olacak. Bize göre kolluk kuvvetlerinin açtığı ateş sonucu Remziye Bor hayatını kaybetti. Ancak bunun mahkeme kararı ile tespiti de gerekiyor. Soruşturma makamlarının buna cevap verebilecek cesareti göstermediğini görüyoruz" şeklinde konuştu. 

BALİSTİK İNCELEME YAPILMADI

Dosyadaki kimi eksiklik ve çelişkilere de değinen Güneş, Bor'un ölümüne sebebiyet veren silahta balistik incelemesinin yapılmamasının bunlardan birisi olduğunu ifade etti. Güneş, "Ne tür bir silahın bu ölüme sebebiyet verdiği tespit edilmedi. Kolluk kuvvetlerinin, örgüt militanlarının kullandığı silahın cinsi açık ortada. Bu silahlar soruşturma makamlarının elinde. Buna ilişkin bir işlem yapılmadan dosya kapanmak istendi. Bu mermiyi sıkan katil kadar bu katili ortaya çıkarmayan sistem de, yargılama, soruşturma makamları da silahı sıkan katil kadar sorumludur” diye kaydetti. 

AYM’DEN BEKLENTİ  

AYM’den olumlu bir karar beklediklerine dikkati çeken Güneş, şöyle devam etti: “Çünkü yapılan şeyler hukuka aykırı yürütüldü. AYM’den olumlu bir sonuç alamazsak bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Remziye Bor sadece bir kadın değildi. Bir anneydi ve bir Kürt’tü. Kürtlerin ve kadınlarının sadece son 30 yılda yaşadığı katliamlar ve cinayetler artık toplumda da büyük bir infial yaratmış düzeyde. Bu nedenle hukuki mücadelemizden hiç vazgeçmeyeceğiz AİHM ve ötesinde başka ne tür mücadeleler gerekirse gereksin."

EŞİ 'ADALET' BEKLİYOR 

Yıllardır adalet bekleyen Bor'un eşi İrfan Bor ise, “Remziye’nin şahsında tüm dünya kadınları katledildi” dedi. Hukuk mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Bor, eşine "terörist” denmesini kabul etmeyeceklerini ifade etti. Eşinin katledildiğini söyleyen Bor, tüm öldürülen kadınlar için adalet istediklerini kaydetti. “Kadınlar özgür olmasa toplumda özgür olmaz” diyen Bor, "Remziye’nin yaşamı elinden alındı. Remziye şahsında tüm kadınlar öldürüldü. Remziye adaletsiz bir şekilde öldürüldü" diye konuştu. 

MA / Müjdat Can - Özlem Yayan