Doğa tahribatının neden olduğu iklim krizi ve küresel ısınma, dünyadaki kuraklık riskini her geçen gün daha da büyütüyor. Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı Dünya Gıda ve Tarım Örgütü, kuraklığa bağlı olarak önümüzdeki yıllarda büyük bir kıtlığın yaşanacağı uyarısında bulundu. Söz konusu uyarı aynı zamanda Türkiye'yi de kapsıyor. Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün 2019 yılı raporuna göre, Türkiye su kıtlığı riski bakımında 164 ülke arasında 32’nci sırada yer alıyor. 

Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nın (NASA) 11 Ocak'ta yayınladığı yer altı suları haritasına göre ise, Türkiye'de şiddetli kuraklık riski bulunuyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü raporuna göre de Türkiye benzer bir tabloyla karşı karşıya. Müdürlüğün "2020 Aralık Ayı Meteorolojik Kuraklık Durumu" raporunda, birçok bölge "olağanüstü kurak", "çok şiddetli kurak" ve "şiddetli kurak" şeklinde gösteriliyor. 

SERHAT ALARM VERİYOR

Her iki raporda "şiddetli derecede" kuraklık yaşanması beklenen yerlerin başında Serhat bölgesi geliyor. Raporlarda, bölge kentlerindeki yeraltı suları çok az gösteriliyor. Bölge kentlerinde bu yıl yağışların ciddi anlamda azalması ve barajlardaki doluluk seviyeleri de bu durumu destekler nitelikte. Serhat bölgesinin en büyük kentleri arasında yer alan Van'da, geçtiğimiz yıllara oranla yağış oranında ciddi bir azalma yaşandı. Bu durumdan kaynaklı kentteki barajların doluluk oranları yüzde 50’nin altında. Enerji Piyasa İşletme A.Ş.'nin son verilerine göre, kentte bulunan Sarımehmet Barajı'nın aktif doluluk oranı yüzde 0,7 ve Zernek Barajı'nın aktif doluluk oranı ise 49,4 düzeyinde. 

Söz konusu kuraklık bölgede tarım ve hayvancılıkla uğraşan yurttaşları da  ciddi anlamda endişelendiriyor. 

VERİM YÜZDE 50 DÜŞTÜ

Çiftçilik ve hayvancılık yapan İsmail Bayram, kentte son iki yıldır yağışların azalmasıyla ürün veriminde yüzde 50’ye varan bir düşüş olduğunu kaydetti. Yağışların azlığından kaynaklı ürünleri zamanında alamadıklarına dikkati çeken Bayram, “Ocak ayının sonundayız, Van gerekli yağışı almadı. Toprak sonbaharda yağmur, kışın kar almadığı zaman ürün çürüyor. Ektiğimiz ürünlerin büyük kısmı şu an toprakta çürüdü. Gübreye, mazota, tohuma para veriyoruz. Fakat bunu çıkaracak parayı bile kazanamıyoruz” dedi. 

ÇİTÇİ ZARARDA

Yaşanan kuraklıktan kaynaklı geçen yıl samanı dışarıdan aldığını aktaran Bayram, maddi açıdan da zararda olduğunu ifade etti. Bayram, “Ot ekip piyasaya sunan da büyük zarar etti. Kuraklıktan dolayı 200 dönüm arazisi olan insan 100 bin TL zarar ediyor. İnsanlar kendi imkanları ile finans bulmaya çalışıyor. Fakat nereye kadar? Kuraklık devam ederse daha da kötü olacak. Geçen yıl ekin yapamadım. Bu sene tekrar ektim. Ama verim almadığım zaman bu işi bırakacağım” diye konuştu. 

‘DAMLA SULAMA SİSTEMİ' TALEBİ

Böylesi bir dönemde "vahşi sulamanın" önüne geçilmesi gerektiğini vurgulayan Bayram, şunları söyledi: “Yer altı suyu kaynakları da düştü. Zaten sondaj yapmak için de elektrik kullanıyoruz. Bunların hepsi ekstra masraf. Kuraklıktan kaynaklı 'damla sulama sistemi' gibi projeler sunulup, çiftçilere imkan verilmeli." 

ÇİFTÇİNİN TALEBİ  

Çiftçilerden Engin Artan, kuraklık karşısında tarım ve hayvancılığa destek sunulmasını istedi. Tarlasındaki yoncaları sulayamadığını söyleyen Artan, “Tarlamda sondaj yapıyordum, fakat elektrik faturasını ödeyemediğimi için sondaj kuyumu kapattım. Mazotla çalışsak, onun fiyatı da 6-7 lira olmuş. Onu da yapamıyorum. Tarım tabi ki bitme noktasına gelecek. Özellikle bölgede durum çok kötü” diye dert yandı. 

Artan, yükselen saman fiyatlarına işaret ederek, "Çiftçi ya hayvandan vazgeçecek ya da ailesinin boğazından kısıp o samanı alacak. Saman, yonca, buğday... Her şeyde zarar ediyoruz. Kredilerimiz ertelensin ya da en azından faiz alınmasın. Kredi ile kepek aldım, kendimi onunla çevirmeye çalışıyorum. Hayvanlarımı da satamıyorum. Ödemelerim var, nasıl yapacağım diye kara kara düşünüyorum” diye konuştu. 

SAMAN SATICISININ DERDİ

Saman satıcısı Fatih Çelik ise, kuraklığın geçtiğimiz yıl ürünleri çok etkilediğini kaydetti. Köylünün mazot pahalı olduğu için tarımla uğraşamadığını dile getiren Çelik, “Çiftçi 30 bin TL masraf ettiği üründen 20 bin TL kazanabiliyor. Saman satışlarımız çok durgun. İnsanlar, para olmadığı için aldıkları saman ile bir ineği bile besleyemiyor. Seneye durum daha kötü olacak. Durum böyle olunca insanlar bu işi yapar mı?" şeklinde konuştu. 

SAMAN 1 AY YETMİYOR

Van Gölü Samancılar Kooperatifi Başkan Yardımcısı Hasan Ünver de, hem esnafın hem de yurttaşların büyük bir ekonomik sıkıntı içinde olduğunu söyledi. Satışların çok az olduğunu vurgulayan Ünver, büyük bir kuraklığın yaşanması halinde işlerinin daha da kötüleşeceği uyarısında bulundu. Kentteki kuraklığa değinen Ünver, “Ekin olmadığı için zor duruma düştük. Geçmiş dönemlerde kentte üretilen bütün saman sadece 1 aylık ihtiyacı karşılayabiliyordu. Bu sene kuraklık olduğu için hiç ot yoktu. Van samanı 1 ayı bile karşılamadı” ifadelerini kullandı. 

Türkiye’deki kriz halinin tarım ve hayvancılığa gerekli desteğin verilmemesinden kaynaklandığına belirten Ünver, tarıma destek çıkılması halinde durumun daha farklı olacağını söyledi. “Esnafın çoğu saman veriyor ama parasını alamıyor” diyen Ünver, kuraklıktan kaynaklı üretim yapamayan halkın da parasının olmadığını kaydetti.