İçişleri Bakanlığı tarafından koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan yeni kısıtlamalar 20 Kasım’da yürürlüğe girdi. Alınan kararlar kapsamında restoran, lokanta, pastane, kafe ve kafeterya gibi işletmeler, saat 10.00 ila 20.00 arasında sadece paket servis ya da "gel-al" şeklinde hizmet sunabiliyor. Türkiye’nin iki ucunda Van’da ve İzmir’de esnafın durumu aynı. Esnaf, tedbirlerin sadece kendilerini kapsamına tepkili ve acilen mağduriyetlerinin giderilmesini istiyor. 

'ÇARŞININ YÜZDE 90'I AÇIK'

"Neden sadece biz?" diye soran Vanlı esnaflar, AVM, kuaför ve düğün salonlarındaki kalabalığa işaret etti. 

Kahvaltı salonu işleten Rıfat İnal, kent merkezindeki işyerlerinin yüzde 90'ının açık olduğunu belirterek, yasakların sadece kendilerini kapsamına tepki gösterdi. Her geçen gün giderlerinin arttığına dikkat çeken İnal, "Kısıtlamanın sadece lokanta, pastane ve kafelere getirilmesinin hiçbir mantığı yok. Burada kahvaltı salonları, çay ocakları, kafe sahipleri mağdur oluyor. Kiramız ve faturalarımız birikiyor. Üç ay kapalı kaldık. Açtığımızda ancak borçlarımızı ödeyebildik. Şimdi tekrardan ikinci bir kısıtlama geldi. En azında kapanan yerlere bir desteğin yapılması gerekir. Tamamıyla bir yasak getirseler bu durumda kimse şikâyet etmez. Bazıları açık, bazıları kapalı. Bu adil değil. Bu çözüm de değil” diye konuştu. 

'MAĞDURİYETİMİZ BÜYÜDÜ'

İzin vermek zorunda kaldığı çalışanların da işsiz kaldıklarını dile getiren İnan, "İşin içinden nasıl çıkacağımızı bilmiyoruz. Cepte para da yok harcayalım. Açık olduğumuz süreçte zar zor çevirebiliyorduk dükkânı. Şimdi mağduriyetimiz daha da büyüdü” dedi. 

‘NEDEN SADECE BİZ?'

1942 yılından bu yan çay ocağı işleten Dolunay Öztürk de, kısıtlamalardan en çok küçük esnafın etkilendiğini vurguladı. İkinci bir pandemi dönemi yaşadıklarına dikkat çeken Öztürk, esnafın bir kısmının kapalı bir kısmının ise açık olduğunu kaydederek, "Neden sadece biz kapalı kalıyoruz?" diye sordu. Öztürk, "Bu süreçte esnafın suyu, elektriği, doğalgazı ve vergileri bir süre ertelenmeli. Benim gibi esnafın çoğu mağdur durumda. Günde 50-60 TL kazanıp, akşam ailesine bakan insanlar var. Şimdi bu çay ocakları kapandığı zaman hepsi benim gibi mağdur oldular. Madem kapatacaklar o zaman bir ay sokağa çıkma yasağı uygulansın” ifadelerini kullandı. 

AVM'LERİN DOLULUĞU 

Sadece küçük esnafa getirilen kısıtlamalarla vakaların azalmayacağının altını çizen Öztürk, cadde ve sokakların kalabalığına değinerek, şöyle devam etti: "Bizlere '10 masanız var 5’e düşürün' deseler, bunu yaparız. Mesafeyi koruruz. Bunu zaten yerine getiriyorduk. Konfeksiyonlara bakıyorsun tıklım tıklım. Fırına gidiyorsun öyle, markete gidiyorsun öyle, berbere gidiyorsun öyle. Caddeler, AVM’ler kalabalık. Bu alınan kararları doğru bulmuyorum. Şimdi ikinci enkazın altında kalıyoruz.” 

‘İŞSİZ SAYISI ARTACAK’

Bir lokantada şef-garson olarak çalışan Mehmet Gülerçin ise, sürecin böyle devam etmesi halinde işsiz sayısının artacağını belirtti. Çalıştığı yerde evli arkadaşlarının olduğunu ve işverenin de iş yapamadığını kaydeden Gülerçin, "Vardiyalı olarak çalışıyoruz. Kazandığım parayla kurs ücretimi zor ödüyorum. Lokantaların kapalı olacağını beklemiyorduk. Yani kapatmak değil de içeriye kısıtlı müşteri alımı yapılabilirdi. Lokantaların paket servisi yapmaları kar değildir, aksine zarardır. Lokantalardaki bulaş derecesi AVM’ler kadar olmaz" diye konuştu. 

'AYAKTA KALMAYA ÇALIŞIYORUZ'

İzmir’in Alsancak semtinde pek çok kafe ve bar kapalı halde. Kimi kafeler motorlu servisleri olmadığı için "gel al"  kampanyası başlattı kimisi çay ocaklarını ve meşrubatlarını sokağa taşıdıkları masalara koyarak, sorunları kısmen çözmeye çalışıyor. 

Alsancak'ta kafe işleten Mustafa Kaylı, salgına karşı alınan tedbir kararlarından dolayı ekonomik sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Kira yardımı ya da vergi indirimi yapılmadığını, borçlanarak ayakta kalmaya çalıştıklarını ifade eden Kaylı, "Normalleşme kararının ardından kazandığımızı, kapalı günlerin biriken borçlarını kapatmak için harcadık. İki çalışanım, yarım gün çalışıyor ama günlük yevmiyelerini çıkaramıyoruz. Kimse nasıl geçineceğimizi konuşmuyor. Biz destek bekliyoruz, devlet vatandaşından para istiyor. Nasıl çıkacağız bu işten bilmiyorum" diye konuştu.

'BAŞINIZIN ÇRESİNE BAKIN GENELGESİ'

Fethi Aras da tedbir yasaklarından dolayı esnaf olarak sıkıntı yaşadığını belirtti. Aras, şöyle anlattı: "Yayınlanan genelge, bizim gibi küçük işletmelerin batışı anlamına geliyor. İnsanların yaşam alanlarına, ekonomik sorunlarına getirilmiş hiçbir tedbir yok. Tamamen 'başınızın çaresine bakın genelgesi’ bu. Bu kararlara karşı taleplerimiz için eylemler yapıyoruz. Esnaflar olarak elbette salgına karşı tedbirlerin alınmasını istiyoruz, ancak bu kararların doğurduğu mağduriyetlerin giderilmesini istiyoruz. Stopajlar kaldırılmalı, belediyelerin aldığı ek vergiler kaldırılabilir. Esnafın yaşamının sürdürebilmesi için önlemler alınmasını istiyoruz. Bu önlemler alınmadan genelgeler yayınlanıyor ve büyük mağduriyetler yaşıyoruz. Üstelik bunun ne kadar süreceği de belirsiz. Biriken kira borçları var. Pandemi döneminde esnaf zaten iş yapamıyordu, genelgenin ardından oldukça zor bir durumdayız."

'DÜŞÜNÜLMEDEN HAZIRLANMIŞ BİR GENELGE'

Kafe işletmecisi Ahmet Doğruyol da genelgenin esnafların yaşayacağı mağduriyetlerin düşünülmeden hazırlandığı görüşünde. Sokaktaki hayatı kontrol etmek için alınan tedbir kararlarının, işletmecileri, çalışanları ve müzisyenleri güvencesiz bıraktığını söyleyen Doğruyol, "Sokaktaki yaşamın içinde çalışanları hiç düşünmüyorlar. Borçlarımızı, vergilerimizi nasıl ödeyeceğiz bilmiyorum. Kira desteği, çalışanlar için bir takım destekler bekliyoruz ama şimdiye kadar bunlara ilişkin hiçbir haber almadık" dedi.

MA / Barış Dönmez – Sevda Aydın