Van’ın İpekyolu ilçesine bağlı Defterdarlık Caddesi üzerinde 28 Ocak’ta Mehmet Veysi Şengüler, evli olduğu Zeynep Şengüler ve Veysel Coşkun’u ateşli silahla katletti. Katliamın hemen ardından dijital medyada “namus cinayeti” şeklinde paylaşımlar yapılırken, katliamı gerçekleştiren fail çıkarıldığı Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandı.

SİSTEMATİK ŞİDDETE MARUZ KALMIŞ

Zeynep Şengüler’in 20 yıl önce “berdel” olarak evlendirildiği öğrenilirken, Din Kültürü Öğretmeni olan fail Mehmet Veysi Şengüler tarafından sistematik şiddete maruz kaldığı ortaya çıktı. Zeynep’in olay günü 65 yaşındaki Veysel Coşkun’la hastaneye gittiği ve failin de bundan haberdar olduğu öğrenildi. Yaratılmak istenen kadın katliamındaki “namus” algısına tepki gösteren feminist aktivist Zozan Özgökçe “Eğitimli olsun olmasın bu algı değişmiyor” dedi. 

FAİLDE ÇOK SAYISA RUHSATSIZ SİLAH ÇIKTI

Olayın gündüz ortası valilik, AKP il binası ve çok fazla zırhlı aracın “güvenlik” için 24 saat bulunduğu bir meydanda gerçekleştiğini söyleyen Zozan, “Bir şekilde artık nasıl bir mesaj verilmek isteniyorsa öldürülen erkeğin kulakları kesiliyor. Öte yandan failde birçok silahın bulunduğunu öğreniyoruz. Bir kişide bu kadar ruhsatsız silah nasıl bulunuyor” diye sordu.

'KADIN KATLEDİLİNCE ÖNCE NAMUSLA İLİŞKİLENDİRİLİYOR'

Zeynep’in katledilmesinin planlı olup olmadığını ya da daha önce maruz kaldığı şiddete ilişkin bir şikayetinin olup olmadığını öğrenemediklerini belirten Zozan, “Çünkü öldürülen tüm kadınların öncesinde mutlaka bir şekilde feryat ettiğini deneyimledik. Kadınların bir şekilde seslerini duyurmaya çalıştıklarını da biliyoruz. Ancak dikkat çekmem gereken konu şu: Bir kadın cinayeti yaşanıyorsa ilk olarak ‘namus’ ile ilişkilendiriliyor” sözleriyle tepki gösterdi.

'ŞÜPHELİ ÖLÜMLERİN ÇOĞU CİNAYET'

Zozan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eskiden kaza süsü verilirdi. Kadın damdan düşerdi, tandıra düşerdi, balkondan düşerdi. Şu anda da yaşanıyor. Biz bu tarz ölümleri ‘şüpheli ölüm’ diye adlandırıyoruz. Ancak bunların birçoğunun da cinayet olduğunu biliyoruz. Şu anda yargının özellikle ‘namus’ saikiyle işlenen cinayetler için yaptığı indirimler ve cezasızlık politikaları; erkeğin cinayetine bir kılıf olarak verdiği bir biçim haline geldi. Ağır cezalardan kurtulmak için eskiden kaza süsü verilirdi, şimdi ise ‘namus’ süsü veriliyor.”

'EĞİTİM OLSUN OLMASIN BU ALGI DEĞİŞMİYOR'

“Zeynep’i katleden bir öğretmen hem de din kültürü öğretmeni” diyen Zozan, “Burada da çok çelişki var. Bu cinayetleri işleyen kişilerin, cinsel istismar faillerinin; meslekleri, düşünce tarzları, ait oldukları toplum gözetilmeksizin hemen herkes fail olabilir. Öğrenci yurtlarında, tarikat yurtlarında; kadınların, öğrencilerin başlarına neler geldiğini görüyoruz. Bunlar profesör olabilir, doktor olabilir, herhangi bir meslek faaliyetine dahiliyeti olabilir ama erkeklerin zihniyetindeki ‘namus’ kavramı eğitimli olsun ya da olmasın sosyal bir statüyle de değişmiyor” dedi.

'KADIN KATLİAMLARINDA EN ÇOK SİLAH KULANILIYOR'

Van’da bireysel silahlanmanın yanı sıra ruhsatsız şekilde silah bulundurmanın yaygınlaştırıldığını aktaran Zozan, bununla ilgili bir çalışmanın olmadığına dikkat çekti. Bireysel, ruhsatlı ya da ruhsatsız silahlanmanın yaygınlaşmasının çok tehlikeli olduğuna işaret eden Zozan, “Kadın cinayetlerinde de özellikle silah çok kullanılan bir alet haline geldiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.

DEVA İLÇE BAŞKANI'NIN SÖYLEMLERİ

Katliam sonrası dijital medya hesabında yaptığı bir paylaşım nedeniyle DEVA Başkale İlçe Başkanı tarafından hedef alındığını söyleyen Zozan, “Paylaşımımın altına ‘Eğer kadın ‘namus’ meselesi varsa öldürülür’ dedi. Hatta Zeynep’in aldattığı iddia edilen erkeğin de yaşı söylenerek ‘Eğer bu yaşta biriyle görüşüyorsa öldürülmesi çok doğaldır’ ifadeleri kullanıldı. Zeynep’in öldürülmesine ilişkin ‘bu çok doğal’ diyen erkekler oldu” ifadelerini kullandı.

'TV DİZİLERİ VE PROGRAMLAR ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRIYOR'

Öte yandan dijital medyada, televizyon dizileri ve programlarda kadına yönelik şiddetin meşrulaştırılmaya çalışıldığını kaydeden Zozan, Esra Erol'un programında yaşananlara işaret ederek, şöyle dedi: “En son Esra Erol'un programında bir genç kadına ahlak bekçiliği yapması ve söylemleri de aslında herkesin ahlak üzerine çok konuştuğu ancak herkesin çok ahlaksızca yaşadığı bir süreci gösteriyor. Bu tür bir zihniyetle sosyal medya üzerinde tartışmaktan yorgun ve bitap düşüyoruz.”

ÖRGÜTLENME ÇAĞRISI

Tüm bu sorunlara karşı örgütlenmenin elzem olduğunu vurgulayan Zozan, “Bir arada olmamız lazım, birbirimizi dönüştürmemiz lazım. Kadınların kendi hayatları hakkında, kendilerinin söz söyleme, karar verme, kendilerinin belirlemesi için farkındalığının yüksek olması gerekiyor, kendilerine inanmaları gerekiyor” dedi.