Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, Özgür Kadın Hareketi (TJA) ile birlikte “Kadınlar için Adalet” kampanyası kapsamında İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasına ilişkin Van’da yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe, HDP milletvekilleri ile Serhat kentlerinden çok sayıda kadın katıldı. İpekyolu ilçesi Cumhuriyet Caddesi üzerindeki Sanat Sokağı’nda bir araya gelen kadınlar, Valiliğin kentte 21 Kasım 2016 tarihinden bu yana 1602 gündür ilan ettiği " Eylem etkinlik yasağı" gerekçesiyle engellenmek istendi. 

Polis engeline karşı kadınlar, HDP İl binasına doğru, "Jin Jiyan Azadi" sloganıyla yürüyüşe geçti. İl binasına kadar yürüyen kadınlar burada, “Me li kolanan bi dest xist, em ê li kolanan biparêzin"  ve "Peymana Stenbole dide jiyin" yazılı pankartları açarak, basın açıklaması yaptı. 

Burada konuşan HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, AKP-MHP iktidarının kadınlara ve kadınların başarılarına yönelik saldırılarını sürdüğünü söyledi. 

KADIN MÜCADELESİNE SALDIRI

Hükümetin uzun süredir toplumdaki en aktif güç olan kadınların iradesini hedef aldığını belirten Taşdemir, "Hükümet özellikle Kürt kentlerinde cinsiyet eşitsizliğini derinleştirdi. Kadına yönelik her türlü doğrudan saldırının temelinde kadınların mücadelelerini ve kazanımlarını sona erdirmek olduğunu biliyoruz. Kadına yönelik doğrudan şiddetin çoğu zaman bir suç olarak görülmediği günümüzde, kadınlar hayatları hakkında kararlar almak için öldürülürken, erkek failler 'iyi hal indirimi' ile cezasız bırakılıyor. Bunu en çok pandemi sürecinde gördük" dedi. 

HERGÜN 3 KADIN ÖLDÜRÜLÜYOR 

Pandemi sürecinde kadınların öldürüldüğünü, taciz, tecavüze maruz kaldığını vurgulayan Taşdemir, ülkede hergün 3 kadının öldürüldüğünü belirtti. Taşdemir, “Erkek yargısı, şiddete karşı kendisini savunan kadınlara en ağır cezaları uyguluyor. Yıllarca süren şiddet sonucu kendini savunan Melek İpek, bu haksız ve hukuksuz uygulamaların son örneğidir. Hükümet, kadınları ırkçı ve cinsiyetçi politikalar kurmaya çalışan erkek egemen sistemin önündeki en büyük engel olarak görüyor. Kadınlar için mücadele eden politikacılara ve aktivistlere yönelik saldırıların merkezinde yine bu algı var” diye konuştu. 

ROSA KADIN DERNEĞİ'NE YAPILAN OPERASYON

Kadın kurumlarının bir bir kapatıldığını belirten Taşdemir,  kadınların bu süreçte korumasız bırakıldığını söyledi. Kadın örgütlerine yönelik sistematik saldırıların artmaya devam ettiğini ifade eden Taşdemir, "Siyasi operasyonlar her gün yeni gözaltılara yol açıyor ve kadınlar asılsız iddialarla rehin tutuluyor. Rosa Kadın Derneği'ne operasyon tam da bu nedenle yapıldı. Kadın mücadelesine öncülük eden arkadaşlarımızın yaptıkları eylemler ‘suç’ olarak tasvir edilmiştir" dedi. 

TECRİT POLİTİKASI 

Cezaevlerinde artan tecrit politikalarının yaygınlaşarak toplumun geneline sirayet ettiğini belirten Taşdemir, uygulanan tecrit politikalarına karşı açlık grevi direnişinde olan tutukluların talepleri karşılanıncaya kadar mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerini ifade etti.  

Ülkenin her yerinde uygulanan kadın karşıtı politikalarla Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven ve TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan'ın tutuklanmasına değinen Taşdemir, "Kürt kadın üniformalıların taciz ve tecavüzüne maruz bırakılmış, intihar düşüncesine itilmiş, ancak bu suçları işleyenler serbest bırakılmıştır. Musa Orhan’ın serbest bırakılması özel savaş politikasının en açık örneğidir. Yine karakola gittikten sonra kendisini anadilinde ifade edemeyen ve bunun sonucunda öldürülen Fatma Altınmakas davası soykırım politikalarından bağımsız değildir" şeklinde konuştu. 

‘ERİL SİSTEME İZİN VERMEYECEĞİZ’

Kadın haklarına yönelik son saldırıların İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı olduğunu belirten Taşdemir, "Sözleşmeden çekilmekle hükümet, kadın düşmanlığını bir kez daha tescilledi. Kadınlar olarak, AKP-MHP erkek ittifakına karşı mücadele kararlılığımızı bir kez daha yeniliyoruz. Hayal ettiğiniz eril sistemi inşaa etmenize asla izin vermeyeceğiz. İçimizde faşizme karşı bir direniş estetiği oluşturarak, savaşımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Mücadelemizi büyüterek ve paylaşarak, 21'nci yüzyılı kadın özgürlük yüzyılı yapacağız" diyerek konuşmasını sonlandırdı. 

Açıklama, " Jin Jiyan Azadi", “ Biji berxwedanân jinan” sloganları ve yapılan oturma eylemi ile son buldu.