Suriye’deki savaş nedeniyle topraklarını terk etmek zorunda kalan milyonlarca mülteci, gittikleri yerlerde ayrımcılık, işsizlik ve yoksulluğun en ağırını yaşıyor. Kadın ve çocuklar ise ayrıca şiddet, istismar, tecavüz ve tacize maruz bırakılıyor. DAİŞ çetelerinin Efrîn’e saldırması sonucu 8 yıl önce göç ederek Van’a gelen F.H.’nin çocuğu da sokakta mendil sattığı esnada cinsel istismara maruz bırakıldı. 12 Kasım 2019 tarihinde merkez Beşyol civarında Hasan B., çocuğu alıkoyarak istismara maruz bırakmış, çevredekilerin fark etmesi sonucu istismar polise bildirilmişti.

İLK DURUŞMA HAZİRANDA GÖRÜLDÜ

Çocuk İzleme Merkezi (ÇİM) tarafından ifadesi alınan çocuğun cinsel istismara maruz bırakıldığının ortaya çıkması üzerine fail, “nitelikli cinsel istismar” suçundan tutuklandı. Fail hakkında “nitelikli cinsel istismar”, “tehdit” ile “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlamalarıyla hazırlanan iddianamenin Van 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesi üzerine ilk duruşma 11 Haziran’da görüldü. Failin Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldığı duruşmada fail, klasik erkek savunması yaparak “akli dengesinin yerinde olmadığı” iddiasında bulundu. Mahkeme heyeti failin tutukluluk halinin devamına karar vererek, bir sonraki duruşmayı 3 Eylül tarihine erteledi.

Çocuğu istismara maruz kalan F.H., yaşadıklarını jinnews haber ajansı'na anlattı.

BİR EVİN BODURUM KATINDA YAŞIYORLAR

4 çocuğuyla birlikte bir evin bodrum katında yaşayan F., eşinin kimi zaman çöplerden topladığı hurda parçalarından elde ettiğiyle geçinmeye, çocuklarına bakmaya çalıştığını söyledi. Ancak bu şekilde yaşayamayacaklarını anlayınca kendisi ve çocuklarının da mendil satmaya başladığını belirten F, “Bir gün nefes alamadık. Yaşadıklarımız hep vatansızlıktan, kimsesizlikten” dedi. 

'7 GÜN HASATANEDE KENDİNE GELMESİNİ BEKLEDİM'

Çocuğunun yaşadıklarını hastaneye gittiğinde öğrenen F., şöyle konuştu: “Çocuğum da bize yardım etmek için çarşıda peçete satıyor. Eve geç kalınca eşim ve oğlum aramaya gittiler. Üzerinden 5 dakika geçmeden kapı çalındı. Polisler gelmişti. Polis en büyük oğluma kızımın fotoğrafını gösterdi ve eşimi sordu. Ben de kızımı aramaya çıktığını belirtim. Eşimi arayıp eve gelmesini söylediler ve o da geldikten sonra eşimi ve büyük oğlumu kendileri ile beraber götürdüler. ‘Ben de gelmek istiyorum’ dememe rağmen bana ‘sen gelme’ dediler. Kızıma ne oldu diye sorduğumuzda ‘araba çarptı’ denildi. Onlar gittikten sonra bir komşum da beni hastaneye götürdü. Hastaneye küçük oğlumla birlikte gittiğimde Kürtçe bilen biriyle konuştum ‘bu kız sizin mi’ diye kızımı gösterdi. Doktor bana ‘kızının başına ne geldiğini biliyor musun’ diye sordu ben de ‘hayır sadece araba çarptığını söylediler’ dedim. Türkçe bilip bilmediğimi sordu. Ben de sadece Kürtçe bildiğimi belirttim. Kürtçe bilen hemşire bana kızımın istismara maruz kaldığını söyledi. 7 gün boyunca hastanede kızımın başında kendine gelmesini bekledim.”

'SÜREKLİ KORKARAK UYANIYOR'

Kızının yaşadığı travmanın ardından uyuyamadığını, uyusa da sıçrayarak kalktığını aktaran F., ilaç tedavisine başlandığını dile getirdi. F., “Yalnız kalmaktan, tek başına bir yere gitmekten korkuyor” dedi. 

'VATANIM OLSAYDI BUGÜN BUNLARI YAŞAMAZDIK'

Cinsel istismar failinin en ağır cezayı almasını isteyen F., “Kimseden bir şey istemiyorum para istemiyorum, yemek istemiyorum sadece o kişi cezasını çeksin. 7 gün boyunca hastanede kaldım kimsesiz bir durumdaydım. Kimse aramadı, sormadı.  Kızımı o hale getiren aile ise pişman olduklarını dahi söylemedi. Kimsemiz yok. Burada tek başımayız diye bunları yaşıyoruz. Kendi vatanımız olsaydı bugün bunları yaşamazdık” diye konuştu.