Van’ın Başkale İlçesi’nden 15 Ağustos 2019 tarihinde şahsi aracı ile kent merkezine giden İslam Kaya adlı yurttaş, hakkında bulunan tutuklama kararı gerekçesiyle gözaltına alınarak, ertesi gün çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Cezaevine götürüldüğü sırada askerler tarafından "darp ve çarpma şikayeti" ile Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaşı Hastanesi'ne kaldırılarak yoğun bakım servisine alındı. Kafasının sol kısmında çökme tespit edilen Kaya’nın beyin kanaması geçirdiği belirlendi.

Hayati tehlikeyi atlatan ve oda servisine alınan Kaya’nın, yatağa kelepçelenmesine rağmen 27 Ağustos 2019 tarihinde bulunduğu odanın penceresinden atlayarak intihar ettiği iddia edildi. 

'ARAÇTAN ATLADI' DENİLDİ

Babasının üzerinde silah bulunduğu için yol çevirmesinde gözaltına alındığını söyleyen oğlu İlhan Kaya, Başkale’den Van merkeze giderken yolda gözaltına alınıp önce Jandarma karakoluna ardından emniyet müdürlüğüne götürüldüğünü söyledi. 1 gün sonrasında ise babasının savcılığa çıkarıldığı ve tutuklandığını belirten Kaya, “Babam polis aracına bindirilirken ters kelepçe yapılıyor bu şekilde cezaevine götürüldüğünü öğrendik. Cezaevine götürüldüğü günün akşamında bize telefon açtılar telefonda bizimle konuşan şahıs ‘Babanız şu anda hastanede durumu kötü hastaneye gelin’ dedi. Bunun üzerine Van’da olan annem ve kardeşim hastaneye gitti. Ben de İstanbul’dan ilk uçakla Van’a gittim. Hastaneye gittiğimizde ne olduğunu sorduğumuz yetkililer bize ‘babanız cezaevine götürüldüğü sırada araçtan atlayarak kaçmak istedi. Araçtan atladığı için yaralanıp hastaneye getirildi’ diye bilgi verdiler” dedi. 

KAFATASININ YARISI KIRIKTI

Babasının 23 Ağustos tarihinde yoğun bakımdan çıkarılarak norma servise alındığını söyleyen Kaya, “Babam normal servise alındıktan sonra savcılık izni ile babamla görüşmek istedik. Ancak savcılık buna izin vermedi. Babamın bulunduğu odanın yakınına bile bizi yaklaştırmıyorlardı. Bizde babamı görmek için ısrar edince bu kez de bizi tehdit etmeye başladılar. Babamın sağlık durumu ile ilgili bilgi almak için doktorlar görüştüm ama doktorda polisin bize söylediği aynı şeyi tekrarladı. Israrlı sorularımızın ardından doktor babamın kafasından darbe aldığını hastaneye geldiğinde ise kafatasının yarısının kırık olduğunu ve yaşamasının bir mucize olduğunu söyledi” diye belirtti.

İNTİHAR ETTİĞİ HABERİNİ VERDİLER 

Doktorlarla yaptığı bu görüşmeden sonra avukatı ile görüştüğünü ifade eden Kaya, babasını o hale getirenler hakkında şikayetçi olup gerekli işlemleri yapmak için girişimlerde bulunduğunu ifade etti. Babasının hayati tehlikeyi atlattıktan sonra İstanbul’a geri döndüğünü ifade eden Kaya, İstanbul’a geldikten birkaç gün sonra babasının ölüm haberini aldığını ifade etti. 

‘BABAM İNFAZ EDİLDİ’

Babasının intihar edecek biri olmadığını dile getiren Kaya, “Babamın hastanede infaz edildiğinden şüpheleniyoruz. 24 saat odasında 7 jandarmanın olduğu ve iki eli yatağa kelepçeli bir insan nasıl oluyor da kendini camdan atabiliyor. Bizim buna inanmamızı kimse beklemesin babam öldürüldü. Bu ölümden kimin sorumluluğu varsa açığa çıkmasını istiyoruz. Sorumlular ceza alana kadar davamızın peşini bırakmayacağız” diye konuştu.

'POLİS ÜST ÜSTE KAFAMA VURDU'

İslam Kaya’nın eşi Meryem Kaya ise, yoğun bakımdan sonra savcılık izni ile eşiyle bir kere görüştüğünü belirterek “Odaya girdiğimde uyanmıştı. Bende ‘İslam bu ne haldir, sana ne oldu, neden kendini arabadan aşağıya attın?’ diye sordum. Oda bana ‘Ben kendimi arabadan falan atmadım. Adliyede tutuklanma kararı verildikten sonra polisler beni ters kelepçe yaparak cezaevine götürmek için yola çıkardılar. Yoldayken ben rahatsızlandım. Bunun üzerine polise ‘ben iyi değilim önce hastaneye gidip sonra beni cezaevine götürün’ dedim. Bunun üzerine polisler bana küfür etmeye başladı. Ben de ‘bana neden küfür ediyorsunuz sizin babanız yaşındayım utanmıyor musunuz’ dedim. Bunun üzerine önde oturan polis ‘yaklaş’ dedi ve ben yaklaşınca üst üste kafama vurmaya başladı. Cezaevine gidene kadar bu durum böyle sürdü. Cezaevi kapısı önünde polis beni jandarmaya teslim etmesiyle ben yere düştüm ve sonrasını hatırlamıyorum’ diye anlattı” dedi. 

VÜCUDUNDA İZ YOKTU

Eşi ile yaptığı bu görüşmenin ardından bir iki kere uzaktan görmesine izin verdiklerini ifade eden Kaya, “Eşimle yaptığım görüşmede sadece kafa kısmının sarılı olduğunu gördüm. Vücudunun hiçbir yerinde her hangi bir yara ve kırık yoktu. Kendini arabadan atan birinin vücudunun başka bir yerinde yara olmaz mı hiç? Ama eşimde yoktu” diye konuştu.

HASTANEDEN ÇIKARDILAR

Eşinin ölmeden bir gün önce kendisini cezaevi müdürü olarak tanıtan sivil giyimli bir şahısın yanına gelip hastaneden gitmesini istediğini dile getiren Kaya, “Bu kişi akşama doğru hastaneye geldi ve kendini cezaevi müdürü olarak tanıttı. Bize ‘sizin burada durmanıza gerek yok gidin eve’ dedi. Bizde ‘Biz bekleyeceğiz’ yanıtını verdik. Bunun üzerine sinirlenen bu kişi bize ‘Size gidin diyorum burada bekleyemezsiniz’ diye bağırmaya başladı. Bizde ‘burada durmamızda ne zarar var, gitmeyeceğiz’ dedik. Bunun üzerine bizi zorla hastane dışına çıkardılar. Hastane bahçesinde beklememize de izin vermediler. Yanımda olan küçük oğlum Diyar sorun olmasın diye eve gitmemiz için beni ikna etti. Bizde eve gittik. Sabah olduğunda İstanbul’daki oğlum aradı ve eşimin kendini hastane penceresinden atarak intihar ettiğini söyledi” diye anlattı.

‘İNTİHAR ETTİĞİNE İNANMIYORUM’

Hastaneye gittiklerinde hastanenin polis ve jandarma tarafından ablukaya alındığını kaydeden Kaya, “Hastanede bize ‘eşin kendini camdan aşağı atarak intihar etti’ dediler. Bizde onu görmek istedik ama buna izin vermediler. Hastanede çıkış işlemleri yaparken olayın gece saat 03.00’da olduğunu öğrendik. Ama bize sabah 07.00’de haber erdiler. Eşimin intihar ettiğine inanmıyorum. Onu infaz ettiler. Ama kim neden bunu yaptı bilmiyorum. Bunu yapanların peşini bırakmayacağız” diye belirtti.

HEMŞİRE RAPORU GERİ ALDI

İslam Kaya’nın oğlu Diyar Kaya ise, babasının hastanede yattığı sırada bir hemşirenin gelip kendisine bir rapor verdiğini ifade etti. Raporda “Başkası tarafından darp veya çarpma sonucu” diye bir ibare olduğunu dile getiren Kaya, “Bana raporu veren hemşire aradan kısa bir zaman geçtikten sonra ‘yanlışlık yaptık o raporu size vermeyecektik’ deyip raporu benden aldı” diye belirtti.

KİMSENİN İFADESİ BİLE ALINMADI

Yaşanan ölümde çok ciddi şüphelerin olduğunu sözlerine ekleyen Kaya, “Babam öldükten sonra doğru dürüst bir soruşturma yürütülmedi. Babam hastaneye yatırıldığında ifadesine bile başvurulmadı. İntihar ettiği iddia ediliyor ama babamın başında nöbet tutan jandarmaların ifadesi alınmadı. Aynı şekilde babamı cezaevine götüren polislerin ifadesi alınmadı. Bunların hepsi şüphe çeken ayrıntılar. Bizler bu olayın bir an önce açığa çıkmasını istiyoruz. Olaya ilişkin intihar diyorlar ama biz intiharın olduğuna inanmıyoruz. Babamın intihar süsü verilerek infaz edildiğini düşünüyoruz” diye konuşu.  

MA / Erdoğan Alayumat - Dindar Karataş