Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyım atanması üzerine yaşanan protestolar sırasında Van Sanat Sokağı’nda bir kıraathaneye giren polislerin, kask, cop ve tekmelerle darp ettiği şizofreni hastası Fırat Koç ve kendisiyle birlikte gözaltına alınan 5 kişi hakkında iddianame hazırlandı. Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 5 kişi, "Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" ve "Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" iddiasıyla yargılanacak. 

SUÇ YOK İDDİANAME VAR

İddianamede, Fırat Koç'un üst aramasında hiçbir suç unsurunun bulunmadığı belirtilirken, açık kaynak ve araştırma raporuna göre; Koç'a ait sosyal medya hesabı üzerinde yapılan incelemede herhangi bir suç veya suç unsuruna rastlanılmadığı ifade edildi. İddianamede, Koç’la ilgili şu iddialar yer aldı: "İlimiz İpekyolu İlçesi Bahçıvan Mahallesi Yüzbaşıoğlu sokakta bulunan Hacıoğlu Restoran isimli işyerinde toplanmaya başlayan grubun içerisinde şüphelinin de yar aldığının tespit edildiği, Şüpheli Fırat Koç ile ilgili olarak Van İl Sağlık Müdürlüğü Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 22/08/2019 tarihli rapora göre; ruhsal durum muayenesi sonucuna göre şüphelinin kendisini ruhen savunma yeteneğinin azaldığı kanaatine varıldığının belirtildiği, şüpheli Fırat Koç'un müdafii huzurunda Cumhuriyet Başsavcılığımızca ifadesinin alındığı, ifadesinde özetle; 'Ben herhangi bir iş yapmıyorum. Ben olay tarihinde çarşıda geziyordum. Bu esnada olaylar meydana geldi. Kalabalık bir grup koşuyordu ve bağrışma sesleri vardı. Baktım insanlar üzerime doğru geliyor. Ben de o esnada ani bir tepki olarak sandalyeyi fırlattım ve olay yerinden kaçmaya başladım. Benim örgütle herhangi bir alakam, bağlantım yoktur. Eylem yapan grupla da benim herhangi bir alakam yoktur' şeklinde beyanda bulunduğu..." 

SUÇ İŞLEMEKTEN YARGILANACAK

Koç ve beraberindekilerin "Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" ve "Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" iddiasıyla yargılanmaları istenen iddianamede, "Dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde; Halkların Demokratik Partisi Genel Merkezi'nce İçişleri Bakanlığı'nın görevden uzaklaştırma kararının kabul edilmediği ve büyükşehir belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını protesto etmek amaçlı süresiz eylem kararı alındığı, şüphelilerin İçişleri Bakanlığının 19.08.2019 tarihli kararlarıyla Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürütmek üzere Kayyum görevlendirilmesi olayını protesto etmek amacıyla fikir ve eylem birliği içerisinde örgüte üye olmayıp örgüt adına suç işleyerek yolu kapattıkları, kolluk görevlilerinin kendilerini ikaz etmelerine rağmen dağılmayarak eylemlerine devam etmek suretiyle üzerilerine atılı işledikleri" iddia edildi. 

Koç ve beraberinde yargılanacağı kişilerin ilk duruşma 15 Ekim tarihinde Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Koç hakkında dava açılırken, kendisini darp eden polisler hakkında açılan soruşturmadan ise halen bir sonuç çıkmadı. 

NE OLMUŞTU?

Fırat Koç, Van’da 21 Ağustos’ta yaşanan kayyum protestoları sırasında bir kahveye giren polisler tarafından kask, cop ve tekmelerle feci şekilde darp edilerek gözaltına alınmıştı. Koç, 5 günlük gözaltının ardından Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi doğrultusunda “yurtdışı yasağı” getirilerek mahkemece serbest bırakılmıştı. Van Barosu ve avukatlar, işkenceyi uygulayan polisler hakkında suç duyurusunda bulunmuş, savcılık ise Van Valiliğine yazı yazarak, polislerin tespiti ve soruşturma izni istemişti. Olaydan 5 ay sonra Koç'a şiddet uygulayan 3 polisin kimliği tespit edilirken, Van Valiliği'nin üç polis hakkında idari soruşturma başlatmıştı. 

KOÇ: İŞKENCE GÖRDÜM 

Koç’un savcılıkta verdiği ifadede ise, “Polislere herhangi bir fiziki müdahalemiz olmadı. Polisler cadde üzerinden koştururken aniden üzerime doğru geldi. Olayın vermiş olduğu panik ve atakla bulunduğum yerden mevcut olan tabureyi kaldırarak, polise fırlattım. Ancak tabureyi fırlattığım şahsın o an içinde bulunduğum durumun heyecanı ve paniğiyle polis olup olmadığını da bilmiyorum. Herhangi bir şahsı hedef göstererek tabureyi fırlatmadım. Daha sonra polisler arkamdan ‘Tutun onu, tutun onu’ deyince, korktum ve kaçtım. Kaçtığım sokak içerisinde bulunan kahvehaneye panikle girdim. Arkamdaki şahıslar da kahveye girdiler ve beni darp ettiler. Kaç kişi olduklarını tam olarak hatırlamıyorum ama birden fazla kişi vardı, koluma bacaklarıma ve vücudumun çeşitli yerlerine tekme, cop ve kaskla vurdular. Özellikle kaskla kafama vurdular. O esnada bana vuran şahıslara ‘Yapmayın, benim psikiyatri sıkıntılarım var’ dedim, ancak dinlemediler. Bana vurdukça canım acıdığından dolayı kendimi kahvenin önüne attım. Kahvenin önünde de aynı şekilde vurmaya devam ettiler. Kahvenin dışında ellerimi arkadan kelepçelediler" demişti.                                      

MA / Adnan Bilen