Van'da 2 yurttaşın helikopterden atılarak işkenceye maruz kalmasını haberleştirmeleri sonrası 9 Ekim 2020 tarihinde tutuklanan ve 2 Nisan’da tahliye edilen Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur ile Jinnews muhabiri Şehriban Abi, gazeteci Nazan Sala ve tutuksuz yargılanan MA muhabiri Zeynep Durgut hakkında açılan davanın 2’nci duruşması Van 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. MA muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur ile avukatları duruşmada hazır bulundu. Diğer gazeteciler mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. 

BİLEN: BEDEL ÖDERİZ

Geçici mahkeme heyetinin baktığı dava duruşmasında ilk olarak gazeteci Bilen söz aldı. Bilen, Türkiye'de sadece son 5 gün içerisinde 50'den fazla gazetecinin yargılandığına dikkati çekerek, gerçeği ortaya çıkaranların cezalandırıldığını kaydetti. Bilen, “Bir ülkede 5 gün içerisinde bu kadar gazeteci yargılanıyorken, bu hukuksuzluğu, işkenceyi yapan, her türlü kirliliğe bulaşan kimsenin yargılandığını gördünüz mü? İşte bu ülkede gerçeği söylemenin bedeli maalesef ki budur. Gerçeği ortaya çıkardığımız için bize de bir bedel ödetilmek isteniyor. Ama hakikatin ortaya çıkarılması için ödenmesi gereken bir bedel varsa bunu ödeyemeye seve seve hazırız. Bizim yargılanmamız, Van’da iki yurttaşın helikopterden atılmasıyla ilgili gerçeği ortaya çıkardığımız içindir. Bu çok iyi bir gazetecilik örneğidir. Bu haberler ceza değil, ödül gerektiriyor” dedi. 

GAZETECİLİK ÖRNEĞİ

Gazeteci Cemil Uğur ise, yurttaşların helikopterden atılması olayını ortaya çıkardıklarını anımsatarak, yazdıkları haberin kişisel fikirleri sonucu yazılan kurgusal bir haber olmadığına vurgu yaptı. Uğur, yapılan haberin hastane ve görgü tanıklarının beyanlarıyla ortaya çıkarılan bir gazetecilik örneği olduğunu kaydetti. Uğur, “Bu dava her ne kadar ‘Örgüt üyeliği’ davası gibi lanse edilse de gazetecilik yargılanıyor. Mafya-siyaset-sermaye üçgeninde olan gazeteciler ve işkenceciler yargılanmazken hakikati ortaya çıkaran biz gazeteciler yargılanıyoruz. Helikopter olayını bizler kurgulayarak yazmadık. Görgü tanıklarının beyanları ve hastane raporlarıyla ortaya çıkardık. Bir hakikati ortaya çıkardığımız için şuan yargılanıyoruz. Bu yaşanan hukuksuzluktur ve buna son verilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi. 

AVUKATLARIN SAVUNMASI

Avukat Erselan Aktan, kamu yararının yüksek olduğu bir haber yapıldığını ve bunun asıl hedef kitlesinin mahkeme heyeti olduğunu ifade etti. Aktan, savcı ve mahkeme heyetinin yapılan haberle yurttaşların helikopterden atılmasından haberdar olduğuna işaret etti. Aktan "Müvekkillerimiz gazetecidir. Yargıtay’ın bu faaliyetler için koyduğu kıstaslar var. Bu da kamuoyunun yüksek faydasıdır. Gazetecilik aynı zamanda toplumun bilgilendirme hakkına da işlerlik kazandırıyor. Yaşanan bir olayı size ulaştıran da bu gazetecilik faaliyetidir. Savcı, bu helikopter işkencesini iddianameye koyacağına Mezopotamya Ajansı’nın magazin haberleri yapmamasını konu etmiş. Burada asıl suçluların gizlenirken haber yapanlar yargılanıyor” diye konuştu. 

GAZETECİLER TEHDİT ALTINDA

Avukat Ekin Yeter, "Dosya kapsamında suç unsuru yok. Bu ülkede gerçekleri yazan muhalif gazeteciler tehdit altında. Bu da birey olarak bizim haber alma özgürlüğümüze engeldir. Burada yapılan gazetecilik faaliyetidir ama Jinnews ve Mezopotamya Ajansı’nın neredeyse tüm haberleri yargılama konusu yapılmış. Bunun hukukla ifade edilecek bir yanı yok” dedi. Yeter, dosya kapsamındaki eksik hususların giderilmesi ile müvekkili Zeynep Durgut ve diğer gazeteciler üzerindeki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını talep etti. 

‘SAVCI, YÜZÜNE GÖZÜNE BULUŞTIRDI’

Daha sonra söz alan avukat Murat Timur, "Bu dosya baştan sona hukuksuz bir dosya. Savcılık zaten yargılamayı yüzüne gözüne bulaştırıp bu hale getirdi. Düşünün ki gazetecileri tutuklatan savcı, yaptığımız tüm tahliye başvuruların bekletip tutuklama kararı veren hakimin nöbetçi olduğu güne denk getiriyor. Yine imha edilmesine karar verilen ses kayıtlarını tekrar geri isteyerek bu mahkemenin yargılama konusu yapıyor. Bu dosya beraatla sonuçlanacaktır. Siz mahkeme olarak derhal beraat kararı vererek bu dosyadan kurtulun. Bu açıdan dosyada çok uzatılacak bir şey yok" ifadelerini kullandı.

Adli kontrol şartının kaldırılması için yapılan talebin savcının tek kelime ile ret etmesine tepki gösteren Timur, “Savcı, öyle ‘ret ettim’ diyerek ret edemez. Bunun gerekçesini detaylı açıklamakla mesuldür. Böyle bir hukuk olabilir mi?” diye sordu.

DURUŞMA ERTELENDİ

Ardından duruşmaya ara veren mahkeme heyet, gazeteci Durgut hakkındaki haftada 3 gün imza atma şartını kaldırarak, ayda bire indirdi. Mahkeme, gazeteci Nazan Sala hakkında Ankara’da yürütülen soruşturma hakkında bilgi edinilmesi ve eksik hususların giderilmesi gerekçesiyle bir sonraki duruşmayı 21 Ekim’e ertelendi.