Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi (PM) üyesi Fırat Keser, hakkında 2011 yılında açılan soruşturma kapsamında “tanık” olarak dinlenen M.Ç.’nin, 11 yıl sonra ifadesini değiştirmesi sonucu 28 Mayıs Cuma günü tutuklandı. Tutuklama kararı veren Aydın 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararında, Keser’in yaşadığı ilin sınıra yakın olmasını “kaçma şüphesi” olarak değerlendirdi. Duruma tepki gösteren Keser’in avukatı Sedat Kula, “Yani müvekkil İstanbul, Ankara ya da Kayseri’de yaşıyor olsa tutuklanmayacak mıydı?” dedi. Kula, dosyada yaşanan değişikliğin HDP’nin kapatama davası için hazırlanan iddianameye dosyanın emsal olarak konulmasıyla geliştiğine dikkati çekti.

ÇAĞRI YAPILIP, TUTUKLANIYOR

Dosyanın içeriği örgüte katılıp 2011 yılında “Etkin pişmanlık”tan yararlanan bir “tanığın” beyanı üzerine açılan soruşturma olduğunu ve aynı yıl müvekkili Keser’in savcılığa giderek ifade verdiğin aradan geçen 4 yıl sonra iddianame hazırlandığını vurgulayan Kula, “İlk duruşmada müvekkilim katılım sağlıyor. Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talimatlığıyla Van ilinde SEGBİS ile katılım sağlıyor. İlk duruşmada müvekkilim ve tanık aynı anda bulunuyor. Tanıdığa müvekkilim teşhis ediliyor. Müvekkilimi tanımadığını söylüyor ve bu olayla ilişkisi olup olmadığını hatırlamadığını beyan ediyor. Arada geçen 6 yıl boyunca dosyada firari bir sanık için ha bire duruşmalar erteleniyor. Dosyada herhangi bir gelişme olmuyor. Ne oluyorsa 2021 yılında geldiğimizde ise 18 duruşmada, dosyada etkin pişmanlıktan yararlanan tanık 18’inci duruşmada müşteki olarak yeniden ifadesi alınıyor.  Müştekinin kendisi ile beraber ailesinde de müştekiler var, onlarda çağırılıyor. Hiçbir talep veya gerekçe yok, dosyada herhangi bir gelişen değişen bir delil yok ve daha önce beyanları alınmış 11 yıl aradan sonra tekrar ifadesi alınan müşteki müvekkilim hakkında bu defa beyanda bulunuyor. Kendisi evinde kaldığını söylüyor. Kendisine örgütü övücü sözler söylediğini söylüyor. Mahkemede bu çelişki fark edip soruyor. Tanık bile diyor ki; ‘benim daha önce verdiğim yani 2015 yılı yanında verdiğim bayanlar geçerlidir. Çünkü onlar olayın sıcağı sıcağınaydı. Bugün aradan 11 yıl geçmiş hatırlamıyor olabilirim.’ O duruşmada müvekkilimiz de çağırılıyor. Müvekkilimi çağırma sebebi ise 2015 yılında beyanlarını avukatsız alınmasıydı. Bu sefer avukat eşliğinde ifadesi alınarak usulü bir eksikliğin tamamlanması için müvekkilim duruşmaya çağırılıyor. Fakat tutuklanıyor” dedi.

4 GÜN SONRA GEREKÇEYE ULAŞILDI

Aydın 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne müvekkili Keser ile birlikte hazır olduklarını bildirilmesi üzerine hareketlilik olduğunu aktaran Kula, “Van’da Asliye Mahkemesi’nin odasına aldıklarında kapıyı üzerimize kilitlediler. Burada kısa gerginlik yaşadık. Müvekkilim hakkında gözaltı veya yakalama kararı yok. Varsa ise tarafımıza bildirmemiş, bildirilmesini istedik. Acaba başka dosyam mı var? diye sorguladık. Çünkü müvekkilim bu dosyada usul eksikliğini gidermek için çağrılıyor. Daha sonra duruşma başladığında bunu mahkeme heyetine dile getirdik. Mahkeme heyeti ‘yanlışlık olabilir A-avukat bey’ dedi. Daha sonra müvekkilimin savunması şu bağlamda alındı. ‘Daha önce senin beyanlarını avukatsız almışız, aynı beyanları tekrar ediyor musun? Beyanları kendisine hatırlatıldı müvekkil de beyanlarının tekrar etti. Savunmalarımızı yaptıktan sonra ara verildi ve aradan sonra müvekkil hakkında tutuklama kararı çıktı. SEGBİS ile katıldığımız için tutuklama gerekçesini göremedik. Biz buna itiraz edip, tutuklama gerekçesi ne diye sorduğumuzda ise, ‘avukat bey duruşma zaptı onaylandığında bakarsınız’ diye mahkeme erişim hakkımız engellendi. Aradan geçen 4 gün sonra duruşma zaptını sistemden görebildik” diye konuştu. 

HDP DOSYASINA EMSAL!

Yaşanan hukuksuzlukta en büyük sorunun tutuklama gerekçesinde olduğunu ifade eden Kula, şöyle devam etti: “Adeta kılıfına uydurularak, birçok sebep sunulmuş. Biz buna itiraz ettik. En vahimi ise ayrımcılık niteliğinde olan, müvekkilim hakkında şu gerekçeyle tutuklanması: müvekkilim Van ilinde yaşıyor olması, örgütün Suriye ve Irak’ta faaliyet göstermesi ve Van ilinin bu ülkelere sınırının bulunduğu gerekçe gösterilerek kaçma şüphesi iddiasıyla tutuklanıyor. Yani müvekkil İstanbul, Ankara ya da Kayseri’de yaşıyor olsa tutuklanmayacak mıydı? Aradan geçen yıllara rağmen ne soruşturma aşamasında gözaltı ne de tutuklanma var. Dosyada değişen hiçbir şey olmamasına rağmen ne oldu da müvekkilim tutuklandı? Dosyada somut hiçbir delil yok. Bizi şüphelendiren tek bir şey vardır, o da şu; HDP kapatılma davası iddianamesinde müvekkilimiz HDP PM üyesi olduğu için kendisine siyaset yasağı istenilen birisi ve bu dosya iddianameye emsal gösterilen bir dosyadır. Dosyadaki bütün hareketlilikte HDP kapatma iddianamesinde sonra başlıyor. Hukuki olmayan bir karar verilmiştir.”

Hukuki yolları kullanmaya devam edeceklerini sözlerine ekleyen Kula, tutukluğa itiraz ettiğini söyledi.