Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Örgütü,  Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde bulunan tutukluların, Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamalarının son bulması talebiyle 14 Eylül’de başlattığı ve 10 gün süreyle dönüşümlü olarak devam eden açlık grevine ilişkin Tuşba İlçe binasında basın açıklaması düzenledi. HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede'nin de katıldığı açıklamaya, Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) Van Şubesi de destek verdi. 

Van Valiliğinin eylem ve etkinlik yasağını gerekçe gösteren polisler, açıklamanın ilçe binası önünde yapılmasına izin vermedi. 

HAK İHLALLERİ ARTIYOR

İlçe binasında açıklamayı yapan HDP Tuşba İlçe Eşbaşkanı Edibe Babur, salgın süresince cezaevlerinde tutukluların sağlık ve yaşam hakkının korunmasının aksine tutukluların tecrit altına alındığını söyledi. Cezaevinde doluluk oranlarının fazlalığı, hijyen imkanlarından yoksunluk, sağlıklı beslenme gibi olumsuz koşulların arttığını belirten Babur, "Baskının olduğu her yerde hak arayışının gelişeceği aşikardır. Bu nedenle hapishanelerde de çeşitli eylemsellikler gerçekleşmekte ve hak ihlallerine bağlı olarak eylemsellikler de şiddetini arttırmaktadır. En son bu durum açlık grevi aşamasına gelmiştir. Bu aşama hak ihlallerinin vahametini de gözler önüne sermektedir" dedi.

TALEPLER KABUL EDİLMELİ

Van’da faaliyet yürüten tüm sivil toplum kuruluşlarını tutukluların taleplerini sahiplenmeye davet eden Babur, "Anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşme hükümleri de göz önüne alınarak, tecridi derinleştiren yaklaşım ve uygulamalar terk edilerek, talepler kabul edilip hak ihlallerine biran evvel son verilmelidir" diye ifade etti. 

TEDAVİ EDİLMİYORLAR

Cezaevlerinde hasta tutukluların tedavi edilmemesi sorununa da dikkat çeken Babur, hasta tutukluların ölüme terk edildiğini söyledi. Bürokrasi işkencesine Adli Tıp Kurumu (ATK) ve infaz savcılıklarının da ortak olduğunu ifade eden Babur, “ATK uygulamaları ve raporları ile infaz uygulamasına ikinci bir infaz yöntemi önererek bu ölümlerin sebebi haline gelmiştir. Hasta mahpuslar tedavi edilmiyor. Hasta mahpusların tedavileri zamanında ve doğru yapılmadığı için cezaevlerinde kanser, tüberküloz, şizofreni ve hepatit hastalıkları yaygınlaşmaktadır. Bu yöntem tüm cezaevlerinde sistematik olarak uygulanmakta adeta mahpuslara hastalıkları üzerinden işkence yapılmaktadır. Hasta mahpusların işkence yöntemi şeklinde uygulanan bu anlayıştan vazgeçilmelidir.  Cezaevlerinde hasta tutsakların durumuna ilişkin bir insani çözüm bulma konusunda yetkilileri bir kez daha göreve çağırıyor; çözüm bulunmadıkça yaşanan her ölümden sorumlu olacaklarını hatırlatıyoruz” diye konuştu.