Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyon (KESK) Van Şubeler Platformu, dün sabah saatlerinde evlerine yapılan polis baskınıyla gözaltına alınan Eğitin ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) üyelerine ilişkin Van KESK binasında basın açıklaması yaptı. Van KESK Şubeler Platformu adına basın metnini Van Eğitim-Sen şube Eşbaşkanı Hülya Atlı okudu. Atlı, “İktidar sendikal örgütlenmenin güçlü olduğu yerlere saldırılar gerçekleştirerek yaşadığı güç kaybını telafi etme çabasındadır” dedi.

'İKTİDAR YANINDA OLMAYAN HER KESİMİ SİNDİRMEYE ÇALIŞIYOR'

Gözaltına alınmaları iktidarın ülke rutini haline getirdiğine dikkat çeken Hülya Atılı, iktidarın yanında yer almayan her kesimi antidemokratik yöntemlere başvurarak sindirmeye çalıştığını kaydetti. İktidarın farklı seslere tahammül edemediğini belirten Atlı, “Kedinden olmayan herkesi dışlayarak itaatkar insan tipolojisi yaratmaktadır. Son zamanlarda Kürt illerinde yer alan STK’lere yönelik saldırıların temel nedeni muhalif sendikacılık faaliyetlerini engellemeye dönüktür. Ayrıca toplumsal bir mücadeleyi dayanak alarak oluşan sendikaların mücadele alanı kısıtlanarak toplum etkisiz hale getirilmeye ve toplumdan gelebilecek herhangi bir tepki engellenmeye çalışılmaktadır” diye aktardı.

'26 EĞİTİMCİ HAKSIZ VE HUKUKSUZCA GÖZALTINA ALINDI'

6 Kasım sabahı Diyarbakır’da aralarında 5 aylık hamile, 8 aylık bebeği olan iki kadın eğitimcinin de aralarında bulunduğu 26 eğitim emekçisinin haksız ve hukuksuz bir biçimde gözaltına alındığını kaydeden Atlı,  “Gözaltına alınan bazı arkadaşlarımızın sınıflarına ve dolaplarına kadar bakılmış, öğrenciler üzerinde olumsuz etkiler bırakılmıştır. Okullarda eğitim emekçilerinin gözaltına alınması birilerinin düşündüğü gibi toplumsal korku ve sindirme yaratmayacak tam tersine öfkeye neden olacaktır. Tamamı görevde olan, çağrılacakları zaman rahatlıkla ifade vermeye gidebilecek emekçilerin sabaha karşı evlerine baskın yapılarak gözaltına alınmaları kabul edilebilir bir uygulama değildir. Katıldıkları sendikal faaliyetler gerekçe gösterilerek yapılan bu hukuksuz uygulamalar neticesinde anlıyoruz ki AKP hükümeti sendikalarımızı, anayasal haklarımızı yok saymakta, eylem ve etkinliklerimizi kriminalize etmeye çalışmaktadır” dedi.

'MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ'

İktidarın sendikal örgütlenmenin güçlü olduğu yerlere saldırılar gerçekleştirerek yaşadığı güç kaybını telafi etme çabasında olduğunu ifade eden Atlı,   demokratik olmayan saldırıların kendilerini daha da güçlendirdiğini belirtti. Hülya, “2016 Eylül ayından itibaren toplumsal muhalefete yönelik gözaltılar, ihraçlar ve sürgünlerle emek, demokrasi ve barış mücadelemiz kriminalize edilmeye çalışılmakta ancak her seferinde bütün çabalara rağmen herhangi bir suç unsuru bulunamamaktadır. Mücadelemizi haklı ve meşru bir zeminde sürdürmeye devam edeceğiz. Buradan bir kez daha tekrar etmek istiyoruz ki bizler hak savunucuları olarak alacağınız bütün hukuksuz, adaletsiz kararlarınıza, uygulamalarınıza rağmen vazgeçmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz ve mücadelemizi kaldığımız yerden sürdürmeye devam edeceğiz” diye belirtti.