Van merkezde 24 Kasım'da gözaltına alınan ve 2 gün sonra çıkarıldığı mahkemece "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Dindar Karataş hakkında açılan davanın ilk duruşması, 9 Şubat’ta Erzurum 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci Karataş hakkında 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Karataş, farklı tarihlerde yaptığı haberler nedeniyle suçlanıyor.

Meslektaşları, Karataş şahsında gazeteciliğin yargılandığına dikkati çekerek, davanın sahiplenmesi çağrısı yaptı. 

BABAT: GAZETECİLİK YARGILANIYOR

Jinnews muhabiri Dilan Babat, iddianameyi “boş” olarak niteleyerek, gazetecilerin yaptıkları haberlerden yargılanmaması gerektiğini vurguladı. Babat, “Gazeteciler yaptıkları haberler gerekçe gösterilerek tutuklanıyor. Bugün ülkede gazetecilerin ne can güvenliği ne de ifade özgürlüğü diyebileceğimiz bir alanı var. Kime sıra geleceğini bilmiyoruz. Muhalif gazetecilik diken üstünde yürütülüyor” diye konuştu. Duruşmanın sahiplenmesi çağrısı yapan Babat, “Burada gazetecilik yargılanıyor. Gazeteciliğin yargılanmaması gerektiğini göstermek için tüm meslektaşlarımızı duruşmaya çağırıyoruz” diye seslendi.

YILMAZ: SUÇ İŞLENİYOR

Gazeteci İdris Yılmaz da MA muhabirlerinin bölgedeki hak ihlallerini ortaya çıkardıkları nedeniyle baskıların hedefinde olduğunu söyledi. Karataş’ın gazeteciliğine tanık olduğunu belirten Yılmaz, iddianamenin “komedi” olduğunu kaydetti. Yılmaz, “Dindar’ın gazetecilik faaliyetlerinin yargı konusu olması komedidir. İddianamede hukuki bir suç işlenmekte” dedi. “İktidarın talimatıyla hareket eden yargı, topluma karşı işlenen suçları ifşa eden gazetecileri cezaevleriyle susturmak ve terbiye etmek istiyor” diyen Yılmaz, Karataş gibi gazetecilerin sahiplenilmesi gerektiğini vurguladı. Yılmaz, Salı günü görülecek duruşmaya katılım çağrısı yaptı. 

CANDEMİR: GAZETECİLİK RAHATSIZ EDİYOR

Gazeteci Oktay Candemir ise Karataş’ın gazeteciliğine şahit olduğunu belirterek, “Karataş’ın muhalif duruşu ve gazeteciliği belli ki rahatsız etmiş ve aylardır cezaevinde tutuklu” dedi. İddianamedeki tüm iddiaların haberler üzerine olduğuna değinen Candemir, gazeteciliğin suç olarak gösterildiğini ifade etti. Candemir, “Örgüt lehine algı oluşturmak’ gibi dayanağı olmayan ve mesnetsiz iddialarla gazeteci arkadaşlarımız yargılanıyor. Bu hukuksuzluk karşısında yapılacak tek şey cezaevinde bulunan gazeteci arkadaşlarla dayanışma içinde olmak ve daha fazla haber yaparak gerçekleri halka duyurmaktır” şeklinde konuştu. 

ALTAN: GAZETECİLİK YARGILANACAK

Karataş’ın yarın görülecek duruşmasına çağrı yapan meslek örgütü temsilcileri, Karataş’ın gazeteciliğine tanık olduklarını belirterek serbest bırakılmasını istedi. 

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Dindar Karataş’ın gazeteciliğine tanık olduklarını ve sahada önemli haberlere imza atan bir gazeteci olduğunu söyledi. Karataş’ın yaptığı haberler ve röportajların iddianameye suç delili olarak eklendiğini belirten Altan,"Biz bunların suç olmadığını söylüyoruz. Gazetecilik suç değildir. Bu nedenle Dindar Karataş’ın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Bu duruşmada Dindar Karataş tek değil gazetecilik yargılanacak. Gazeteciliğin ve Dindar Karataş’ın yargılanmasını kabul etmiyoruz. Bu nedenle bir an önce arkadaşımızın özgürlüğüne kavuşmasını bekliyoruz” dedi. 

Dindar Karataş özelinde tutuklu gazetecilerle dayanışmanın önemine değinen Altan, meslek örgütlerinin gözünün ve kulağının Erzurum’da olmasını isteyerek, "Tekrardan söylüyoruz gazetecilik suç değildir. Dindar Karataş suç işlememiştir ve bir an önce serbest bırakılmalıdır” diye konuştu. 

EREN:DAYANIŞMAYLA ARKADAŞLARIMIZI ALABİLİRİZ

Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren de Karataş’ın da yaptığı haberler nedeniyle tutuklanan ve yargılanan yüzlerce meslektaşlarından sadece biri olduğunu belirtti. Yargılanan, hapishanelerde tutulan gazetecilerin neredeyse tamamına yakınına “terör” ya da “iltisak” gibi suçlamalar yönetildiğini hatırlatan Eren, "Basın- İş olarak tutuklu yargılanan tüm meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz" diye belirtti. 

Dayanışmayla gazetecilerin serbest bırakılıp ifade ve basın özgürlüğüne sahip çıkılabileceğine vurgu yapan Eren, şöyle devam etti: "İktidar kendisine itiraz eden herkesi 'teröristlikle' suçluyor. Boğaziçi örneğinde olduğu gibi toplumun her kesiminde işçilere, öğretim görevlilerine, öğrencilere, aydınlara, siyasetçilere böyle bakılıyor ve bu artık tahammül edilemez bir duruma geldi. Toplum olarak hep birlikte demokrasiye, basın ve ifade özgürlüğüne sahip çıkarsak ancak tutuklu meslektaşlarımızı dışarı alabiliriz. Gazetecilik yargılanmalarının tümü düşmelidir. Yarın ki yargılamada umarım Dindar arkadaşımız hakkında tahliye kararı verilir.” 

GAZETECİLİK SUÇ OLARAK GÖSTERİLİYOR

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise, Türkiye’de hukukun tarafsızlığını yitirerek keyfi kararlar verildiği bir dönemden geçildiğini söyledi. Bu durumdan en fazla nasibini alanların da gazeteciler olduğunu belirten Durmuş, "Dindar, yaptığı haberler nedeniyle gözaltına alınarak tutuklandı. Telefonu 6 ay boyunca hukuksuz bir şekilde dinlendi ve haber kaynakları ile yaptığı görüşmeler suç delili sayıldı. Dindar’ın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz" diye konuştu.