Dünyanın her yerine hakim olan cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele veren kadınlar, kararlı duruşlarıyla var olan algıları yıkıyor-değiştiriyor. Van’ın İpekyolu ilçesinin İki Nisan Caddesi üzerinde yöresel ürünlerin satıldığı şarküteri dükkanı işleten Elif Çalışan (31) ve Dilyar Çalışan (22) da bu kadınlardan.  

“Yapamazsın” algısına karşı mücadele veren Elif Çalışan’ın asıl mesleği sosyolog. Van Büyükşehir Belediyesi’nde bir süre mesleğini icra eden Çalışan’ın, görevine 2016 yılında atanan kayyımla birlikte son verildi. Uzun bir süre işsiz kalan Çalışan, daha sonra eşinin açtığı şarküteri dükkanında yarım zamanlı çalışmaya başladı. Ancak eşinin 2020 yılının Ekim ayında tutuklanmasıyla dükkanın tüm sorumluluğunu üstelen Çalışan, eşinin kız kardeşi Dilyar Çalışan ile birlikte bir yandan cinsiyetçi kodlarla diğer yanda da ekonomik olarak kendilerini var etme mücadelesi veriyor. 

İki kadınla, karşılaştıkları zorluklarla nasıl mücadele ettiklerini Mezopotamya Ajansı'na anlattı.

KADIN BAŞLARINA   

Sabahın erken saatlerinde açtıkları dükkanı akşam saat 21.00’a kadar işlettiklerini söyleyen Çalışan, “Eşim burayı devraldığında, ara sıra ona yardım edecektim. Tüm gün burada kalmayıp, toptancılarla uğraşmayacaktım ancak hiçbir şey düşündüğümüz gibi olmadı. Eşimin tutuklanmasıyla tüm işler bana kaldı. Bizden önce burada iki erkek çalışıyordu. İnsanlar buraya gelip bizi görünce şaşırıyorlar. Dükkanı kaçta kapattığımızı soruyorlar. Saat 20.00-21.00 dediğimizde, şaşkınla o saatlere kadar ‘kadın başımıza’ nasıl çalışabildiğimizi soruyorlar” diye belirtti. Dükkanı işletmeye başlamalarıyla kadın müşteri sayısında da artış yaşandığını sözlerine ekleyen Çalışan, dükkanın sadece bir işletme değil, kadınların gelip kendilerini ifade ettikleri, sohbet edip sorunlarını paylaştıkları bir alan haline geldiğini aktardı.    

Sık sık müşterilerden “Burada kadınların çalıştığı belli oluyor” sözlerini işittiklerini ifade eden Çalışan, bir yandan yaptıkları işin övüldüğünü diğer yandan da toplumun kadını ve yaptığı işi yeren bir noktadan baktığını anlattı. 

CİDDİYE ALINMAMAK 

Ürün almak için sık sık iletişim halinde oldukları toplantıcılardan zaman zaman ayrımcılığa maruz kaldıklarını söyleyen Çalışan, “Toptancılarla iletişime girme konusunda zorlanıyoruz. Bir kadını ciddiye alma dereceleri bir erkeğe göre düşük. Bazıları bizi çok ciddiye almıyor. Bazıları da bizi anlayıp yardımcı olmaya çalışıyorlar. Ancak zaman zaman üstün körü davranmaya çalıştıklarını görebiliyoruz. İşi çözmek de biraz zaman alıyor” dedi. 

DEĞİŞİMİ SAĞLADILAR 

Eşinin tutuklanmasıyla “kadın-namus” kavramlarıyla baş başa kaldığını ifade eden Çalışan, annesinin de başlarda kendisine inanmadığını ancak başta en yakınları olmak üzere birçok kişideki algıyı yıktığını söyledi. Aldığı sorumluluğun hayatında ciddi değişimlere neden olduğunu belirten Çalışan, en azından kendi mahallesinde toplumsal cinsiyet kodlarında bazı değişimleri sağladıklarına dikkati çekti.

Çalışan, “Eskiden belediyeye gidiyordum. Saat 08.00 ila 17.00 arasında işimi yapar çıkardım. Şimdi ise işin sahibi olmanın getirdiği bir sorumluluk var. Bu işin aslında bir saati yok. Sorumluluğu çok fazla. İletişim çok önemli. İnsanlarla nasıl konuşulacağını, karşıdaki insanın ne düşündüğünü artık az çok anlayabiliyoruz. Aslında etik, ahlaki değerler çerçevesinde nasıl gerekiyorsa öyle davranıyoruz. Yavaş yavaş bu türlü bir işletmeyi kadınlarında işletebileceğini anlıyorlar. Erkekler yapabiliyorsa kadınlar daha güzelini yapar” ifadelerini kullandı.

‘FARKINA VARIN’ ÇAĞRISI

Kadınlara “gücünüzün farkına varın” çağrısında bulunan Çalışan, şöyle dedi: “Her şey insanın kendisinde başlar. Bir insan kendine güveniyorsa her şeyi başarabilir. Tabi ki koşullar büyük bir etken. Mücadelemiz sonucunda bir yerlere varıyoruz. Bir insan kendine güveniyorsa ve güvenini karşısında ki kişiye gösterebiliyorsa, karşısındaki de bunu hissedebiliyorsa bu mücadelenin karşısında bir engel kalmıyor. O nedenle kadınlar, bir şey yapmak istiyorsa öncelikle kendilerine güvenmeliler. Ticaret biraz riskli bir iş ama her işin böyle bir riski vardır. Deneyip kendi güçlerini görsünler.” 

ENGEL TANIMIYORLAR

Yerel Yönetimler Bölümü’nden 2020 yılında mezun olan Dilyar Çalışan (22) da, kadın olmanın zorluklarını yaşamın her alanında hissettiğini anlattı. Her alanda olduğu gibi ticarette de zorluklar yaşadıklarını vurgulayan Çalışan, “Kadının emeğinin olduğu bir yerde her şeyin daha doğru ve daha anlamlı geliştiğinin bilincindeyiz. Bu işin ticari kısmında ve toplumun kadına karşı olan yaklaşımında da zorlanıyoruz. Çünkü toplumun gözünde kadın daha çok evde oturmalı, fazla dışarı çıkmamalı ya da hayatın farklı alanlarında yer almamalı. Ancak biz bu düşünceyi çevremizde kırdığımıza inanıyoruz. Erkeklerin karşısında da iki kadın nasıl çalışır, bir yeri nasıl düzene sokar? Bunu öğretiyoruz” diye konuştu. 

Müşterilerden de kadın esnafa yönelik ayrımcı bir yaklaşımın söz konusu olduğunu belirten Çalışan, dükkana geldiklerinde görmemezlikten gelen bir tutumun söz konusu olduğunu söyledi. Çalışan, bu durumu ise şöyle anlattı: “Dükkanda iki kadın olmamıza rağmen, bizi görmüyorlar. ‘Yardımcı olalım” dediğimizde kimliğimizden kaynaklı ayrımcı yaklaştıklarını hissediyoruz. Ancak biz olması gerektiği gibi daha güzel bir duruşla bunu onlara gösteriyoruz. Kadınlar eğer isterlerse her alanda iyi işler yapabilirler. Biz de işe etik ve estetik boyutunu katıyoruz. Bizim bu dünya da mücadele edip ve istediğimizi alamama gibi bir durumumuz söz konusu dahi değil. Kadınlar isterlerse yaparlar ve hiçbir şeyi bunun karşısında engel değildir.”

MA / Özlem Yayan