Meclis Genel Kurulu’nda 27 Aralık'ta kabul edilen “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Önlenmesi Hakkında Kanun Teklifi” AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayına sunuldu. Sivil toplum örgütleri ile vakıflara kayyım atamanın önünü açan ve Cumhurbaşkanı’na "mal varlıklarına el koyma yetkisi" veren düzenlemeye karşı tepkiler sürüyor.  

Van'daki dernekler, "zulüm" diye nitelendirdikleri düzenlemenin veto edilmesini istedi. 

SESSİZ KALAN DERNEKLERE TEPKİ

Van Çevre ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık, bölge kentleri dışında bulunan derneklerin düzenlemeye karşı ses çıkarmamalarını eleştirdi. Kayyım politikalarının ne anlama geldiğini en çok bölge kentlerindeki insanların bildiğine dikkati çeken Kalçık, "Özellikle AKP yönetimine muhalif olan herkes 'terörist' olarak lanse ediliyor. Hele ki Kürt isen hiçbir mahkeme süreci olmadan kayyım atayabilir ve mallarına el konabilir. Mahkeme süreci bitene kadar herkes suçsuzdur. Fakat bölgemizde belediye başkanlarına, milletvekillerine yapılan bütün uygulamalar bunun böyle olmadığını gösterdi” dedi.

Düzenlemenin "iktidarın yönetimini pekiştirmek ve muhalifleri ezmek" için kullanılacağına dikkati çeken Kalçık, “Devletleri demokratikleştiren sivil toplum örgütleridir. Avrupa ülkelerinde bir yurttaş en az 7-8 derneğe üyedir. Bir ülkede ne kadar çok dernek varsa, o kadar demokrasi vardır. Olası bir kayyım atanması durumunda o derneğin, dolayısıyla demokrasinin bir işlevi kalmaz” uyarısı yaptı. 

'ÇEVRECİLER SUSTURULACAK'

Düzenlemenin Meclis'ten geçmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekolojistler hakkındaki “Çevreci maskesi takmış vandallar” sözlerine değinen Kalçık, iktidarın bu söylem ve düzenlemelerle suyu, havayı ve toprağı satmak için çevrecileri susturmak istediğini söyledi. “Biz doğaya hükmedecek güçte değiliz” diyen Kalçık, şunları söyledi: “Doğanın bir parçası olduğumuz sürece doğadan yararlanabiliriz. Bunun için bizim önceliğimiz ekolojik bir dünyada yaşamak olmalı. İktidar hastalığı dünyanın her yerinde büyük sorunlara yol açıyor. Bu hepimizin geleceği için önemli bir risktir. Bugün koronavirüs pandemisinin ve ekonomik dengenin dibe vurmasının en önemli nedenlerinden biri de ekolojik dengenin bozulmasıdır.”

‘ÇEVRECİ KAYYIMLA ÇALIŞMAZ'

Dernek üyelerinin gönüllülük temelinde çalışma yürüttüğünü dile getiren Kalçık, kayyım ataması halinde dernek faaliyetlerin de son bulacağını söyledi. Kayyım atanan Van Büyükşehir Belediyesi ile askeri bir alan arasında fark olmadığını dile getiren Kalçık, “Bırakın insanların burada kayyımla birlikte ekoloji mücadelesi vermesini, kayyımla anılmak bile onlar için ciddi bir sorundur. Kayyım atanması demek bütün bu derneklerin kapanması, yok olması demektir. Çevre ya da demokrasi mücadelesi veren hiçbir yapının kayyımla çalışmasının imkanı yoktur” diye konuştu. 

‘ZULÜM VE HAKARET’

Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) Van Şubesi Eşbaşkanı Kudret Temel de, yapılan düzenlemeyi "zulüm ve hakaret" olarak nitelendirdi. Derneklerin valiliklerden izin alınarak açıldığına dikkati çeken Temel, “Burası kaçak bir yer değil. Burada tutuklu ailelerine ziyaret yapıyoruz. Bazen de aileler buraya geliyor. Haksızlığa uğrayan tutukluların ailelerinin sesini duyurmaya çalışıyor, bir nevi teselli veriyoruz. Derneklere kayyım atama yolunu açan yasa hiçbir yerde kabul edilemez” ifadelerini kullandı. 

ÇALIŞMALARA DEVAM EDİLECEK

İktidarın da bu düzenlemenin yanlış olduğunu, fakat insanlara "zulmetmek" istediğini belirten Temel, bu şekilde devam etmesi halinde kaydedenin iktidar olacağını söyledi. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e seslenen Temel, şunları söyledi: “Bu yapılanların adaletle bir alakası yok. Burası tutuklu ailelerin derneğidir. Kayyım atamaları halinde tutuklu ailelerinin artık gidecekleri bir yerleri olmaz. Olası kayyım ataması halkı ve aileleri zor durumda bırakacak.” 

Temel, her koşulda çalışmalarını sürdüreceklerini ve tutuklu ailelerini yalnız bırakmayacaklarını vurguladı.