Van'ın Çatak ilçesinde 2020 yılında askerler tarafından helikopterden atılarak yaşamını yitiren Servet Turgut ile ağır yaralanan Osman Şiban’ın durumunu yaptıkları haberler ile kamuoyuna duyurduktan sonra gazeteciler Nazan Sala, Şehriban Abi, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur Ekim 2020’de gözaltına alınarak tutuklandı. 2 yurttaşın helikopterden atılmasına dair soruşturmayı yürüten savcı tarafından, 4 tutuklu gazeteci ile MA muhabiri Zeynep Durgut hakkında iddianame hazırlandı. 

CEZAEVLERİNDE DE HAK İHLALLERİ SÜRDÜ

Gazetecilerin yaptıkları haberler gerekçesiyle adeta cezalandırılmaya çalışıldığı soruşturma sürecinde hak ihlalleri cezaevlerinde de devam etti. Şehriban ve Nazan pandemi gerekçesiyle tutuldukları hücrelerde adli suçlularla aynı koridorda kalarak ihlallere maruz kaldıklarını, aileleri aracılığıyla kamuoyuna duyurdu. Yine pandemi koğuşlarında kalmak istemediği için tedavi edilmeyen Nazan, protez bacağından dolayı ağır sağlık sorunları yaşadı.

Gazeteciler, yaklaşık 6 aylık tutukluluk sürecinin ardından kamuoyu ve meslektaşlarının dayanışması sonucunda 2 Nisan’da görülen ilk duruşmada tahliye edildi. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan gazeteciler, bulundukları kentlerde her hafta imza vermek zorunda bırakıldı. 

5 GAZETECİ HAKKINDA BERAAT KARARI 

5 gazeteci hakkında dün Van 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasında “örgüt üyeliği” iddiasından beraat kararı verildi. Nazan hakkında ise 2007 yılına ait bir paylaşımı gerekçe yapılarak 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi, hükmün açıklanması geriye bırakıldı.

Gazeteci Nazan Sala, dosya süreci ve beraat kararını jinnews'e değerlendirdi.

'1 YIL 3 AY CEZA HÜKMÜ VERİLDİ'

Beraat kararının, “şaşırılmaması gereken bir sonuç” olduğunu söyleyen Nazan Sala, kendilerine yönelik davayı ise “ülkede gazetecilerin yaşamış olduğu bütün hak ihlallerinin damıtılmış hali” şeklinde değerlendirdi. 5 gazeteci şahsında tüm gazetecilerin yargılandığını ifade eden Sala, “Pandemi sürecinden de kaynaklı cezaevinde çok çetin bir dönem geçirdik. ‘Helikopter davası’ sadece dört gazeteciyi tutuklayarak hesap kesilen bir dava değildi. Ekstradan gazetecilik yapılmasının ödetilmesiydi. Bir buçuk yılımızı alan süreçte mesleğimizi yapamadık. Çeşitli yol yöntemlerle gazeteciliğimizi engellemeye çalıştılar. Tüm gazetecilerin de benzer süreçlerden geçtiği bir dönemi geçirdik. Sonuçta ‘örgüt üyeliği’ kısmından tüm arkadaşlar beraat etti” dedi.

'YANI BAŞIMIZDA NEDİM VE ZİYA TUTUKLU'

Mahkemenin verdiği beraat kararı için ise Sala şunları söyledi: “Mutlu etti, ancak cezaevinde yanı başımızda Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu Ziya Ataman, Nedim Türfent Türkiye’nin birçok yerinde tutuklu bulunan sayısız gazeteci arkadaşımız var. Dileriz bu bizim sonuca bağlanan davamız tüm tutuklu arkadaşlarımız için emsal olur. Tüm meslektaşlarımızın özgür bir şekilde gazetecilik yapabildiği bir ülke diliyorum.”