Ekonomik krizin giderek derinleştiği Türkiye’de, artan hayat pahalılığı karşısında yurttaşlar geçinebilmek için evlerine giren gıdaya kadar her şeylerinden kısma çabasında. Zamların artık süreklilik kazandığı ülkede işsizlerin sayısına her gün yenileri eklenirken, iktidarın pembe tablolar çizerek halka bulunduğu vaatler ise inandırıcı bulunmuyor. 

Yaşanan kriz içerisinde yurttaşların alım gücünü yakından gözlemlemek için Van’ın İpekyolu (Rêya Armûşê) ilçesine bağlı Hacıbekir (Xaçort) Mahallesi’nde yaşayan Durmaz Ailesi’nin mahallelerinde her perşembe günü kurulan pazar alışverişine dahil olduk.

5 kişilik ailenin aylık toplam geliri 2 bin 500 TL dolayında. Yani 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı olan 2 bin 384 TL'den 150 TL fazla, yoksulluk sınırı olan 7 bin 765 TL'den ise neredeyse 5 bin TL az.  Üstelik 5 kişilik Durmaz Ailesi’nin 1'i engelli 3 çocuğu da okula gidiyor. 

70 TL İLE PAZARA ÇIKTI

Evde ailesinin bir haftalık ihtiyaç listesini hazırlayan anne Canan Durmaz, cebinde 70 TL ile pazarın yolunu tutuyor. Durmaz, bu 70 TL ile hem domates, biber, soğan, patates, lahana, kabak, patlıcan alıp hem de önceki haftadan kalan bir miktar borcunu ödemeyi, arta kalan para olursa da çocuklar için meyve almayı planlıyor. 

Geçmiş yıllarda elinde pazar arabasıyla pazarın yolunu tutan Durmaz, artık aldığı malzemeleri elinde taşıyabildiği için arabaya ihtiyaç duymadığını dile getiriyor.

TÜM TEZGAHLAR TEK TEK GEZİLDİ

Pazara ulaştığımızda anne Durmaz ilk iş olarak önce tüm tezgahları dolaşıp, en uygun fiyatları bulmaya çalışıyor. Hemen her tezgahta fiyat soran Durmaz, pazarı baştan sona gezdikten sonra ihtiyaçlarını nerede alacağını belirliyor. Ve alışveriş zamanı... İlk olarak sebze tezgahına yönelen Durmaz, kilosu 2 TL'den iki kilo domates, kilosu 4 TL olan yeşil biberden iki kilo, kilosu 2,5 TL olan patlıcandan iki kilo, tanesi 5 TL’ye bir lahana, kilosu 5 TL'den iki kilo havuç, kilosu 3 TL'den iki kilo patates ve kilosu 2 TL’den bir kilo soğan satın alıyor.

Azar azar aldığı bu sebzelere verdiği toplam para ise 44 TL. Cebinde 26 TL kalan Durmaz, evden çıkarken kendisinden istemeleri üzerine çocukları için 10 TL'lik bir şeker paketi satın alıyor. 

Ardından da önceki hafta çocukları için aldığı elbiselerin borcunu ödemek için pazarın sonunda bulunan tezgahın yolunu tutuyor. Cebinde kalan 16 TL ile borcunun ancak bir kısmını ödeyebilen Durmaz, parası yetmediği için meyve, yeşillik ve diğer ihtiyaçlarını alamadan evine geri dönüyor. 

İHTİYAÇLARININ YARISINI BİLE ALAMADI

Daha bir kaç yıl öncesin gittiği pazarda 70 TL'ye satın aldıkları ile bugün alabildiklerini karşılaştıran Durmaz, "Evin gıda ihtiyaçlarını aylık olarak alabiliyoruz ama bunun dışında kahvaltılık ve diğer ürünleri haftada bir almak zorunda kalıyoruz. Özellikle bu yıl her şey çok pahalı. Eskiden 30 TL’ye satılan bir kilo çay şu anda 90 TL’ye satılıyor. Ben 4 yıl önce pazara gittiğimde 50 TL ile bir haftalık tüm sebze ihtiyaçlarımı karşılıyordum. Pazar arabasını doldurarak eve dönüyordum ama şimdi tüm aldıklarımı taşımak için arabaya ihtiyaç duymuyorum. Pazara gittim ama ihtiyaçlarımın yarısını bile alamadım" diyor.

'BUNU ALAMAYAN İNSANLAR VAR'

Durmaz , son olarak şunları ekledi: "Benim durumum yine iyi, bazı insanların bunları alacak maddi durumları bile yok. Bence kriz öyle büyüyecek ki artık sebze dahi alamayacak duruma geleceğiz.” 

MA / Dindar Karataş