Tutuklu bulunduğu Van Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’ndaki tek kişilik hücrede tutulurken dün yaşamını yitiren 70 yaşındaki Ramazan Turan, ikamet ettiği Hakkari’nin Çukurca ilçesine bağlı Gise (Yapraklı) köyünde sürekli baskı ve tehditlere maruz kaldı. Hayvancılıkla uğraşan, itirafçılar ve gizli tanıkların şikayetiyle 2011 yılında Turan hakkında “Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Soruşturma sonucunda 21 Nisan 2013 tarihinde Turan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yaklaşık 2 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilen Turan’a, “Örgüte yardım etmek”ten hapis cezası verildi. Karar, temyiz için Yargıtay’a götürüldü. Yargıtay, Turan’a “Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan değil “Örgüt üyesi olmak” suçundan ceza verilmesi gerektiğine hükmederek, dosyayı tekrar yerel mahkemeye gönderdi. 

‘BEN ÖRGÜTE NASIL BAKAYIM’

3 gizli tanık ve bir itirafçının ifadeleriyle, “sürekli Irak’a gittiği, örgüt üyelerine yardım malzemeleri götürdüğü, evinde çok fazla gıda maddesi bulundurmak”la suçlanan Turan’ın, “Fedai” kod ismini kullandığı iddia edildi. Bu suçlamalara karşı yargılamanın tüm süreçlerinde ifade veren Turan ise, suçlamaları kabul etmedi. Turan ifadesinde, “Benim 10 çocuğum var. Ben çocuklarıma bakamıyorum, örgüte nasıl yardım edebilirim?” sorusunu sordu.

TUTUKLANDI

Yeniden yapılan yargılamada ise yerel mahkeme bu kez Turan’a “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Tekrar yapılan itiraz üzerine Turan’ın cezası, Aralık 2021 tarihinde Yargıtay’da onandı. Cezanın onanmasının ardından köyüne giderken yol kontrolü sırasında gözaltına alınan Turan, ardından 31 Aralık 2021 tarihinde tutuklanarak Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne gönderildi. 

22 GÜN TEK KİŞİLİK HÜCREDE KALDI

Tutuklanmasıyla tek kişilik hücreye konulan Turan, 22 gün boyunca kaldığı hücrede geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Van Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsi işlemleri avukatları olmadan yapılırken, ailenin cenazeyi Hakkari'ye götürebilmek Van Büyükşehir Belediyesi’nden talep ettiği cenaze aracı ve tabut ise verilmedi. Bunun üzerine aile kendi imkanları ile marangozda tabut yaptırmak zorunda kaldı. 

ENGELLEMELER

Turan’ın cenazesini Hakkari’ye götüren konvoy sık sık durdurularak yurttaşlar Genel Bilgi Taraması’ndan (GBT) geçirildi. Kente ulaşan Turan’ın cenazesi, bu kez Hakkari Devlet Hastanesi’nde yıkanması engellendi. Aile cenazeyi, Turan’ın yaşadığı eve götürerek burada yıkadı. Bu sırada dini vecibelerin yerine getirilmesi için çağrılan mahalledeki cami imamının da İl Müftülüğünden talimat almadığını söyleyerek gelmediği belirtildi. Turan’ın cenazesi daha sonra Hakkari’de toprağa verildi. 

‘HABER ALAMADIK’

Yaşananları anlatan Turan’ın eşi Hanım Turan, eşinin cezaevinde karantina gerekçe gösterilerek 22 gün boyunca tek kişilik hücrede tutulduğunu ve hiçbir haber alamadıklarını ifade ederek, çocuklarının birçok kez cezaevini aradığını, ancak “Karantinadadır” diye yanıt verildiğini söyledi.  Turan, “22 gün karantina süresi nerede görülmüş. Hiçbir pişmanlığımız yok, başımız diktir ve onunla onur duyuyoruz. Sonuna kadar eşimin davasının mücadelecisi olacağım. Bunca acıya rağmen tek isteğimiz barıştır. Allah’tan tek duamız tüm cezaevlerinin kapılarını açılması ve daha fazla ölümlerin yaşanmamasıdır” diye konuştu.

‘BU ZULÜM POLİTİKANIZA SON VERİN’

Babasının ölümünün şüpheli olduğunu, ölümünün açlık ve zehirlenmeden dolayı olabileceğini belirten kızı Revşan Demirel, 22 gün boyunca babasını; “ne zaman telefon açacak” heyecanı ile beklediklerini söyledi. Turan, “Yeter artık bu zulüm ve acı son bulsun. Erdoğan bu uygulamaları derhal sonlandırsın. Artık televizyonlardan gördüğümüz acıyı, bugün bizzat biz yaşıyoruz.  Daha bu halka neler yaşatacaksın. Yeter artık! Bizden daha ne istiyorsunuz? Bu zulüm politikanıza artık son verin” dedi. 

‘BAŞKA DAHA NE YAPACAKLAR?’

Turan’ın yengesi Momê Turan, Turan’ın sözünün eri ve tüm kalbinin doğruluğuyla kendi halkı için mücadele eden biri olduğunu söyledi. Turan’ın suçsuz yere tutuklandığını dile getiren Turan, “Yaşlı haliyle 2 yıl boyunca cezaevinde tutuklu kaldı. Ramazan her zaman halkına bağlıydı ve öyle de anılacaktır. Biz Ramazan’ın neden öldüğünü halen bilmiyoruz. Susuzluktan mı veya açlıktan mı yaşamını yitirdi bilemiyoruz. Bu kadarı da olmaz. Biz de Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşıyız bize neden bu zulüm reva görülüyor?  Bir insan ölüyor ama ambulans, cenaze aracı, tabut verilmiyor ve yıkanmasına izin verilmiyor. Bunun ötesi yok artık. Bir insana ölümden başka ne yapacaklar merak ediyorum. Bizler yitirdiğimiz canlarımızın parçalarını dahi halen bulmamış insanlarız. Tüm bunlara rağmen hala halkımızla birlikteyiz. Hasta tutuklular serbest bırakılsın ve tedavileri yapılsın. Cezaevlerinin kapıları açılsın ve bizler de topraklarımızda özgürce yaşayalım” dedi. (Hakkari/MA)