Türkiye,“Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”sini 1990 yılında imzalayıp 1995’te yürürlüğe koymasına rağmen, çocuklara dönük hak ihlalleri her yıl biraz daha artıyor. Çocuk hakları ihlaline dönük birçok sivil toplum örgütü çalışmalar yürütürken, Türkiye’de sendikalar bünyesinde ilk kez Van’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Van Çocuk Hakları Komisyonu kuruldu.

Komisyon’da aralarında psikolog, sağlık hizmet uzmanı, çocuk gelişimi uzmanı olan 15 KESK üyesi yer alıyor. Komisyonun eşsözcüleri Psikoloji Danışmanı Rehber (PDR) Öğretmeni Azize Kılıç ve Sağlık Hizmetler Uzmanı (SHU) Mahsun Geylan, komisyonun kurulma amacına ve çocukların maruz kaldığı hak ihlallerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’de siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürel alanda yaşanan kriz halinden en çok çocukların olumsuz etkilendiğini ve bundan kaynaklı da komisyon kurma ihtiyacı duyduklarını dile getiren komisyonun Eşsözcüsü Azize Kılıç, günümüzde toplumun en dezavantajlı kesiminin çocuklar olduğunu söyledi. Kılıç, öğretmen olduklarından dolaylı okullarda hem öğrenci hem aileleriyle birebir iletişim içerisinde olduklarını ve böylelikle çocukların en fazla sorun yaşadıkları alanları yakından gözlemleme şansı bulduklarını belirtti.

ÇOCUK HAK İHLALERİNİ SIRALADI

Çocukların maruz kaldığı hak ihlallerini sıralayan Kılıç, şöyle konuştu: “Eğitim alanında yaşanan hak ihlallerinin birebir tanığı oluyoruz. Eğitimde, zorunlu din dersinin verilmesi, anadilde eğitimin verilmiyor olması gibi birçok çocuk hakkı ihlali yaşanıyor. Türkiye’nin fotoğrafına baktığımızda artarak devam eden ciddi ihlaller var. Son yıllarda, özellikle Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda, Kuran Kursları’nda, vakıflarda, yatılı okullarda ve derneklerde artan bir cinsel istismar durumu var. Biz eğitimcilere göre cinsel istismar, bir çocuğa yapılabilecek en korkunç saldırıdır. Bir diğeri evlilk adı altında çocuklar cinsel istismara uğruyor. Van’da da ‘erken yaşta evlilik’ artmış durumda. ‘Çocuk işçiliği’ de artmış durumda. Pandemi döneminde özellikle çocuklar, eğitim alanında eşitsizliğe maruz kaldı.”

SÖZLEŞMELERE UYULMUYOR 

Türkiye’nin çocuk haklarına ilişkin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin yükümlülüğünü yerine getirmediğine vurgu yapan Kılıç, “Türkiye’nin çocuk haklarını koruma konusundaki karnesi zayıftır. Mevcut iktidar tarafından çocuğa karşı cinsel istismarları tanımlayan, bunu suç sayan ve devletlere yükümlülükler veren Lanzarote Sözleşmesi’nin gereğini yerine getirmekten çok, bu sözleşmeye saldırıyor. Kadınları ve çocukları şiddetten korumayı hedefleyen İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı bir şekilde feshedildi. Mevcut iktidar, kazanılmış haklara bilinçli bir şekilde saldırıyor” şeklinde konuştu.

Türkiye’de çocuk haklarını koruma konusunda eksikliklerin olduğunu dile getiren Kılıç, “Ülkede, öncelikle çocuk algısının değişmesi lazım. Çocuklar, toplumun özneleri olarak görülmüyor, nesne olarak görülüyor. Oysa ülkenin 3’te birlik kısmını çocuklar oluşturuyor. Bu durum görmezden gelinerek politikalar üretiliyor” diyerek, çocukların da düşünülerek politikaların üretilmesi gerektiğini söyledi.

‘İHLALLERİ MİNİMALİZE EDECEĞİZ’

Komisyonun diğer Eşsözcüsü Mahsun Geylan da, Van’da çocuk haklarına yönelik çalışmalar yürüten birden fazla sivil toplum örgütünün olduğuna işaret ederek, kentin çocuk haklarını koruyan bir platforma ihtiyaç olduğunu söyledi. Diğer sivil toplum örgütlerinin kendi özgünlükleri doğrultusunda çalışma yürüttüğünü belirten Geylan, “Bizim komisyonun misyonu, KESK’te yer alan özellikle Eğitim-Sen üyelerinin bulunduğu okullarda eğitim çalışmalarımızı yürüteceğiz. Çocuk hakları konusunda bir bilinçlendirme eğitimi olacak. Bu süreçte kurulacak ihbar hattıyla çocuğa dönük toplumdan gelecek bir ihbarı gerekli kurumlarla paylaşarak, koordineli bir şekilde çalışacağız. Böylelikle çocuklara dönük hak ihlallerini minimalize etmeye çalışacağız” diye konuştu.

Bölgede çocuklara dönük asker, polis ve korucuların cinsel şiddetine de değinen Geylan, “Şiddeti yapanlar, üniformanın arkasına saklanıyor. Üniformalılara dönük cezasızlık politikası üreten bir sistemle mücadele ediyoruz. Bundan kaynaklı komisyonun sorumluluğu çok daha fazladır. Komisyon olarak, çocuklara dönük işlenen üniformalı şiddetine karşı her türlü mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu. 

MA / Mehmet Şah Oruç