Türkiye’de 31 Mart 2019 yılında yapılan yerel seçimler, 3’üncü yılını doldurdu. Halkların Demokratik Partisi (HDP), eşbaşkanlık sistemiyle girdiği seçimlerde, 65 belediye kazandı. HDP’nin kazandığı belediyelerden 6’sına seçilen eşbaşkanlara Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildikleri gerekçe gösterilerek mazbata verilmedi. Seçimin üzerinden 5 ay geçtikten sonra 19 Ağustos 2019’da Van, Diyarbakır ve Mardin Büyükşehir Belediyeleri’ne kayyım atandı. Devamında HDP’li 48 belediyeye daha kayyım atandı. Van Büyükşehir Belediye (VBB) Eşbaşkanı Mustafa Avcı, AKP’nin kayyım politikalarını ve kayyımın icraatlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kayyım politikasının halkın iradesine dönük yapılan siyasi darbe olduğunu belirten Avcı, “Kayyım politikası halkın iradesini gasp etmektir. AKP’nin zihniyeti sadece bununla kalmıyor. Özellikle Kürtler söz konusu olduğunda Kürt iradesini kırmaya çalışıyor. AKP, yandaşına ve kandaşına kamu kaynakları peşkeş çekmek amacıyla kayyımlar atadı. Bizim belediyecilik anlayışımızda kıt kaynaklarımıza rağmen kaynakları halk ve toplum için kullanmak vardır. Bu durum AKP-MHP iktidarının işine gelmiyor. Bizim belediyecilik anlayışımız, tekçi zihniyeti ve rantçılığı esas alan iktidarların işine gelmiyor. Onun için arkadaşlarımız suç işledi diye yerlerine kayyım atanmıyor. Bu durum hepsi halkı aldatmak için öne sürülen gerekçelerdir” şeklinde konuştu.

DEVLETİN SEFERBERLİĞİ 

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 31 Mart 2019 seçimleri öncesi miting alanlarında HDP’yi hedef göstererek, “Siz kazansanız da kayyım atayacağım” şeklindeki tehditlerini hatırlatan Avcı, “Arkadaşlarımıza dönük suçlamalar tümüyle anlamsızdır. Cezaevinde olan arkadaşlarımız var. Van Belediye Eşbaşkanımız Bekir Kaya’nın iddianamesine konulan iddiaların hepsi boş olduğu anlaşılıyor. 31 Mart seçim çalışmalarında AKP’lileri göremiyorduk. AKP adına valiler, kaymakamlar ve garnizon komutanları çalışma yürütüyordu. Devletin tüm seferberliğine rağmen halk, 31 Mart’ta tercihini HDP’den yana kullandı. AKP-MHP iktidarı, devletin tüm gücünü kullanmasına rağmen kayyım politikasıyla amaçlarına ulaşmadı. Aksine yaptıkları hırsızlık ve ahlaksızlıklarını gizleyemez duruma geldi” diye konuştu.

KAYYIMIN TAHRİBATLARI 

Kayyımların Van’da yaptığı tahribatlar üzerinde duran Avcı, şunları söyledi: “Kayyım, geldiği günün ilk sabahında hırsızlıklarını tespit edip, dosyalarını temin edip, yargı yoluna götüreceğimiz herkesi yeniden görevine iade etti. İlk icraatı bu oldu. İkincisi vizyon caddeleri yapıldı. Burada da yandaşlarına kamu kaynakları peşkeş çekildi. İki direğin görev göreceği yerde 5 direk dikildi. Direklerin maliyeti 6 ile 7 bin lira arasındayken, her bir direk kuruma 19 ile 20 bin lira arasında fatura edildi. Gittiğimiz il ve ilçelerde, aynı şirket aynı formatla caddeler yapıldı. Bu anlamda, bölgenin tüm rantı birilerine verildi. Hiç gereği yokken, caddeler yeniden asfaltlandı. Bu caddelerin yapımı üzerinde bir kış geçmeden patates tarlasına dönüştü. Yeşil alanlar vardı, onları da betona çevirdiler. Belediyenin kadın, gençlik ve kültür alanlarına müdahale edilerek işlevsiz hale getirildi. Köylerdeki, Kürtçe tabelalara müdahale edildi. Böylelikle Kürtçe diline saldırı yapıldı. Park ve bahçeler sahipsiz bırakıldı. Bekir Kaya döneminde Van için önemli bir proje olan Fidanlık projesi yapıldı. Büyük bir yatırım da yapılmıştı ve yüzde 90’ı tamamlanmıştı. Bu proje şu anda atıl durumdadır. İnsanın içi yanıyor. Kentteki işsizliği ortadan kaldıracak hayvancılık ve çiftçilik projemiz vardı, kayyım geldi bunu da rafa kaldırdı. Kent Meydanı projesiyle esnaflar mağdur edildi. Katlı otoparkı AVM’ye çevirdiler, kamunun parası boşa harcandı. Kendilerinden olmayanlara hizmet vermiyorlar.”

DEPREM ALANLARI RANTA DÖNÜŞTÜ 

Kayyımın deprem alanları yerine kenti rant alanına çevirdiğini vurgulayan Avcı, “Deprem toplanma alanları bu kent için acil planlamalardır. Kentteki imar planı Arapsaçına dönmüş durumdadır. İlgili kurumlarla etüt çalışması yapılmadan kod düşürüldü ve sahile doğru rant alanı açılıyor. Bizler Erek Dağı’na kenti yaymaya çalışıyorduk ama kayyım sahile doğru yaymaya çalışıyor. Sahilde 9 kat imar izni verirseniz, deprem bölgesi olan bu kentteki halkı o bloklara gömersiniz. Edremit sahilinin tümü ranta açılmış durumdadır. Bunun duyumlarını alıyoruz. Kayyım zihniyetinde toplum ve kentin geleceğinin yararına herhangi bir plan ve proje yok. Yandaşlara rant sağlama planlamaları var” şeklinde konuştu.

‘KAYYIMLAR TALANCIDIR’

Van’ın merkezine kadar suyun doğal akışıyla gelmesine rağmen Türkiye’de pahalı su satma konusunda kentin ikinci sırada olduğunu belirten Avcı, “Bizler, masrafına bu suyu halka dağıtacaktık ama şimdi ise en pahalı şekilde halka veriliyor. Bu yetmiyor, su parasını ödeyemeyen tüketiciler icraya veriliyor. Halk bu konuda da mağdur ediliyor” dedi. 

72 BİN LİRA MAAŞ

Kayyımların aldığı maaşa dikkat çeken Avcı, “Kayyımlar, kaç maaş birden alıyor? AKP’li bürokratların çoklu maaş aldıklarını biliyoruz da kayyımların da kaç maaş aldığını halkın bilmesi lazım. İpekyolu Belediyesi kayyımı, kaymakam olduğu için 16 bin lira, kayyım olduğu için 22 bin lira, belediyenin iki şirketinden ayrı ayrı 15’şer bin lira, katıldığı toplantılarda huzur maaşı olmak üzere toplamda 72 bin lira maaş alıyor. Kayyımlar, talancıdır” ifadelerini kullandı.

BELEDİYESİZ BELEDİYECİLİK 

Yerlerine kayyım atandıktan sonra çalışmalarını halk nezdinde “Belediyesiz belediyecilik” şeklinde sürdürdüklerini belirten Avcı, halkın yeniden yaşadığı topraklarda üretim yapması için çalışmalar yürüttüklerini aktardı. Avcı, “Van’ın işletebilir toprağı tarıma açılırsa Van’ın 3 katı nüfusunu besleyecek durumdadır. Yabancı hiçbir güce ve kaynağa ihtiyaç duymaz. Van’da hiç ekilmemiş ürünleri getirip kurduğumuz laboratuvar bahçe ortamında uzmanlar eşliğinde inceliyoruz. İstediğimiz sonuçları alırsak, bu ürünleri çiftçileri dağıtacağız. Belediye eşbaşkanları olarak bu halkı namerde muhtaç etmemek zorundayız ve bu yönlü de çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz” dedi.

MA/ Mehmet Şah Oruç