Uluslararası Af Örgütü, Türkiye yetkililerine ikinci kez mektup yazarak Van'ın Çatak ilçe kırsalında operasyona çıkan askerler tarafından alıkonulup, Osman Şiban ile birlikte helikopterden atılması sonucu yaşamını yitiren Servet Turgut’un işkence olayını sordu. Yetkililere yazılan mektupta, olaya ilişkin açılan soruşturmalarda hangi aşamaya gelindiğini sordu ve Servet Turgut’un ölümüne, Osman Şiban’ın ise ağır yaralanmasına sebep olduğundan şüphelenilen kişilerin adalet önüne çıkarılması için hızlı, bağımsız ve tarafsız bir soruşturma yapılması çağrısını yineledi.

SOYLU’NUN AÇIKLAMALARI

Mektupta, bağımsız milletvekili Ahmet Şık’ın 2 Kasım’da yayımladığı araştırma raporunu takiben gönderildiği belirtildi. Mektupta, İçişleri Bakanı’nın 26 Kasım’da yaptığı bir açıklamada, Osman Şiban’ın “teröristlere ev sahipliği yaptığını” öne sürerken, bu iki kişinin işkence ve diğer türde kötü muameleye maruz bırakıldığına işaret eden güvenilir kanıtlara ilişkin süregelen soruşturmadan hiç söz etmemiş olmasından duyduğu kaygı da paylaşıldı. Soylu’nun iddialarına ilişkin “Bu iddialara ilişkin açılacak herhangi bir ceza soruşturması, işkence ve diğer türde kötü muamele iddialarına ilişkin devam eden soruşturmadan bağımsız şekilde yürütülmelidir. İşkence ve diğer türde kötü muamele, her koşulda mutlak suretle yasaktır” denilerek, işkence iddialarına ilişkin gerçeğin ortaya çıkarılması konusunda resmi bir isteksizlik olabileceğine dair kaygı yarattığı belirtildi.

GAZETECİLERİN TUTUKLANMASI KAYGI VERİCİ

Olayın ardından ajansımızın çalışanlarının aralarında bulunduğu gazetecilerin tutuklanmasının kaygı verici olduğu belirtilen mektupta, uluslararası hukukta tanımlı bir suç işlediklerine dair kanıt sunulmaması halinde, gazetecilerin serbest bırakılması çağrısında bulundu. Mektupta, “Osman Şiban’ın Ahmet Şık tarafından kayda geçirilen görgü tanıklığı, kendisinin ve Servet Turgut’un işkence ve diğer türde kötü muameleye maruz kaldıkları iddiasına ilişkin son derece önemli bilgiler vermektedir. Osman Şiban’ın tanıklığı, 11 Eylül’de bu iki kişinin helikopterle askeri kışlaya götürüldükleri esnada dövüldüklerini, helikopterin yere inmesinden sonra ise kışladaki kalabalık bir grup asker/jandarma tarafından şiddetle ve uzun süre dövüldüklerini ortaya koyuyor. Osman Şiban, kendisiyle görüntülü görüşme yapan Şık’a, helikopterin yere inmesinin ardından, kendisinin ve Servet Turgut’un helikopterden sert bir zemine atıldıklarını anlattı. Ahmet Şık’ın raporu, iki kişinin nasıl yaralandığına ilişkin sıkça dile getirilen iddiaların aksine, Servet Turgut’un ölümüne, Osman Şiban’ın ise ağır yaralanmasına sebep olan olayın bu toplu şekilde gerçekleştirildiği iddia edilen darp olayı olduğunu ileri sürmektedir” denildi.

OTOPSİ RAPORU HENÜZ YAYINLANMAMIŞ

Mektupta devamla, “İki kişinin ‘yüksekten düşme’ sonucunda yaralandıklarına ilişkin iddianın, Turgut ve Şiban’ın götürüldüğü iki hastanedeki sağlık ekiplerine ‘teröristlerin helikopterden atlayarak kaçmaya çalıştıklarını’ söylediği iddia edilen güvenlik güçlerince öne sürüldüğü anlaşılmaktadır. Osman Şiban’ın durumunda, bir hastane raporu, yaralanmaların sebebi olarak açıkça ‘darp edilmeye’ işaret etmektedir. Yetkililere mektupların kaleme alındığı tarihte, Servet Turgut’un ölüm sebebine ilişkin ayrıntılı otopsi raporu henüz yayınlanmamıştı” ifadelerine yer verildi.  

'FAİLLERİN ADALET ÖNÜNE ÇIKMASI ESASTIR'

Dosya üzerindeki gizlilik kararı nedeniyle soruşturmaların hangi aşamaya vardığı bilinmediğine dikkati çeken Af Örgütü, “Tüm işkence vakalarında olduğu gibi, soruşturmanın hızlı ve bağımsız bir şekilde yürütülmesi, insan haklarına yönelik ağır ihlallerde sorumluluk taşıdığı düşünülen faillerin, adalet önüne çıkarılması için esastır. İşkence ve diğer türde kötü muamele yasağının gerektiği gibi uygulanabilmesi ve cezasızlığın önüne geçilebilmesi için failler hakkında yeterli bir soruşturma ve yargılama sürecinin etkin şekilde yürütülmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Mektupta, Adalet Bakanlığı’na, Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddialara ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında şu sorular yönetildi:

“* İşkence ve diğer türde kötü muameleye maruz bırakıldığı iddia edilen Osman Şiban’ın ifadesine başvurulup başvurulmadığı,

* Helikopterin içindeki uçuş kayıtları ile varsa kışladaki video görüntülerinin saklanıp saklanmadığı ve bunların incelenip incelenmediği,

* Servet Turgut ve Osman Şiban’ın gözaltında tutulduğu süreçte orada ve kışlada bulunan tüm jandarma ve diğer güvenlik personelinin tespit edilip edilmediği ve sorgulanıp sorgulanmadığı,

* İki kişinin gözaltına alındığını gören köylülerin tespit edilerek görgü tanıklıklarına başvurulup başvurulmadığı soruları da dahil olmak üzere hangi aşamaya gelindi?"

GAZETECİLERİ SERBEST BIRAKIN 

Ajansımız muhabirleri Cemil Uğur ve Adnan Bilen, JinNews muhabiri Şehriban Abi, gazeteci Nazan Sala'nın ifade tutanaklarına da dikkat çekilen mektupta, gazetecilerin tutuklanmasının olayla ilişkili olduğu belirtilerek, “Yargı makamlarının uluslararası hukukta tanımlı suçlara ilişkin kanıt sunmaması halinde, yetkililer, dört gazetecinin cezaevinden serbest bırakılmasını güvence altına almalıdır” çağrısında bulundu.