Koronavirüs (Covid-19) salgını sürerken, 1 Haziran’da başlatılan “normalleşme sürecinde” önlemlerin esnetilmesi ile vaka sayıları da günbegün artmaya başladı. Vakaların en çok arttığı kentlerden biri de Van oldu. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Van Şube Eşbaşkanı Figen Çolakoğlu, Van’da artan vakalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ÖLÜMLERİN TIRMANIŞ GÖSTERMESİYLE HALKTA ALGI OLUŞTU

Pandemi sürecinde alınan önlemler noktasında yetersiz kalındığını aktaran Figen Çolakoğlu, “Filyasyonun ekipman boyutuyla eksik kalması, enfekte olan bireylerin pozitif tanımlaması yapıldıktan sonra mevcut sağlık ekipleri tarafından değil de kendi imkânlarıyla evlerine yönlendirilmesi, toplu taşıma kullanması ve cenaze törenlerinin yapılması bulaş noktasında etkin durum oldu. Duyarlılığı tırmandıran atılımın olması gerekiyor. Bilgi aktarımında ciddi bir şeffaflık gerekiyor. Nitekim insanlar o ciddi tırmanışı gördüğü zaman tedbir noktasında daha ciddi bir yaklaşım içerisine giriyor. Sayısal bir döngüyü ifade etmek bazı çevreler tarafından hoş karşılanmaz. Çünkü hala bir kesim bu salgın hastalığının olmadığını, insanlar arasında bir korku fulyasının oluşturulduğunu düşünüyor. Fakat ölümlerin ciddi tırmanış göstermesiyle halkta bir algı oluştu” diye aktardı.

'SAĞLIK BAKANLIĞI'IN PAYLAŞTIĞI VERİLER ŞEFFAF DEĞİL'

Çolakoğlu, pandemi süreçlerinde yapılan yol düzenlemelerinin sürece etkisine de işaret etti. Belediyeler tarafından yapılan yol çalışmaları nedeniyle yurttaşların bu tek şeride sığdırılmasından kaygı duyduklarını ifade eden Çolakoğlu, “Sağlık Bakanı’nın yakın zamanda ilimize ziyareti oldu. Onların da ifade ettiği bilgi noktasında ve şeffaflık boyutunu yine sorguluyoruz. Çünkü ulaştığımız veriler itibari ile bu verilerin çok üstünde olduğunu söyleyebiliriz. Alandan edindiğimiz bilgiler dâhilinde yaklaşık 80 bin civarında pozitiflerle temaslı bireyler var. Vaka sayısı ise şu dönemde 20 bin civarında. Enfekte olan sağlık emekçileri de 350 civarında. Bu azımsanacak bir sayı değil” dedi.  

'PANDEMİ KURUMLARI ŞAFFAF OLMALI'

Sağlık çalışanlarında ciddi bir bulaş olduğunu söyleyen Çolakoğlu, toplumsal ve yerel inisiyatiflerin duyarlı olması gerektiğini vurgulayarak, “Yerelde yetkililer tarafından oluşturulan pandemi kurulunda yokuz. Bu çalışmalar nasıl yürütülüyor, onların tespit ettiği sorunlar nedir, bunları maalesef bilmiyoruz. Toplumsal sorumluluk gereği bu oluşumun bir tarafı olalım isterdik ki olması gereken de budur. Pandemi kurumlarının şeffaf olması ve bütün sağlık meslek örgütlerinin yer alması, bu zorlu günlerde beraber mücadele etmek için pozitif bir yaklaşım olacaktır” ifadelerini kullandı.

'AÇLIK SINIRINDA GEÇİMİNİ SAĞLAYANLAR İÇİN MASKE LÜKS'

Çolakoğlu, pandemiyle mücadelede “Evde kal” ifadesinin yetersiz kaldığını dile getirirken, salgının iki yıl daha sürebileceğine işaret etti. Çolakoğlu, “Ekonominin alaşağı olduğu bir dönemden geçiyoruz. Açlık sınırının çok altında yaşayan ve ailesini geçindirmek zorunda olan var. Bu nedenle ‘Evde kal’ vurgusu altı boş bir argüman oldu. Devletin sosyal olgu noktasında ciddi bir tavır sergilemesi gerekir ama yapılan değerlendirmede ekonominin buna yanıt olamayacağını vurgulayabiliriz. Devletin ‘Evde kal’ ifadesinden ziyade ‘Evde kal ama ben sana bakacağım’ ifadesinin yer alması gerekiyor. ‘Maske ile korunma’ diyoruz ama maskeye ulaşım da çok önemli. Açlık sınırında geçimini sağlayan bireyler için de maske lüks bir konumda” vurgusu yaptı.

'TOPLUM SAĞLIĞI İÇİN MÜCADELE EDEN BİREYLERİZ'

İlerleyen süreçlerde sağlık çalışanlarına daha fazla ihtiyaç duyulacağına dikkat çeken Çolakoğlu, şöyle dedi: “Hatırlarsanız 3-4 gün önce Ankara merkezde bir hastanede yaşanan acı bir tabloyu hepimiz de gördük. Oradaki sağlık emekçileri canla başla mücadele ediyor bir taraftan da şiddete maruz kalıyorlar. Bunu kınadığımızı ifade etmek isteriz. Biz sonuçta toplum sağlığı için mücadele eden bireyleriz. Hem devletin hem toplumun hassas yaklaşım sergilemesi ve sorumlulukları gören bir noktada yaklaşılması gerekiyor.”