Koronavirüs salgını ve akabinde ağırlaşan ekonomik sorunların aşılması için Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından düzenlenen Kardeş Aile Kampanyası devam ediyor. İktidar ve medyası tarafından kriminalize edilip yasaklansa da kampanyaya destek gün geçtikçe artarken, şuana kadar binlerce haneye ulaşıldı. Dayanışma ilişkilerinin en güzel örneklerinin sergilendiği kampanya, Türkiye’de kurulan 50 kriz koordinasyon merkezinde yürütülüyor. Şuana kadar Amerika’dan Avrupa’ya binlerce kişi kampanyaya katılarak kardeş aileleri ile buluşurken, özellikle iktidarın yapılacak yardımların valilikler tarafından kurulan Vefa Destek gurupları üzerinden yapılması şartı konulması nedeniyle birçok yerde de yardımlar ailelere ulaştırılamıyor. HDP, kampanya kapsamında Ardahan, Kars, Iğdır, Ağrı, Erzurum, Muş, Hakkari, Van ve Bitlis kentlerinde ihtiyaç sahibi 10 bin aile tespit ederken, şuana kadar 7 bin aileye ulaşılarak nakdi, gıda yardımı ve hijyen malzemeleri verildi. HDP Merkezi Yerel Yönetimler Kurulu ve Parti Meclisi (PM) Üyesi Yunus Parim ve PM Bölge Sözcüsü Özgür Zeydanoğlu, yaşanan baskıları ve kampanyanın geldiği aşamayı değerlendirdi. 

‘GENİŞ BİR DAYANIŞMA AĞI KURDUK’

Parti olarak daha önce de öncülüğünü yaptıkları, geniş dayanışma ağları kurdukları dönemlerin olduğunu; ancak virüs nedeniyle benzeri olmayan bir durumla karşı karşıya kaldıklarını belirten Yunus Parim, “Van depremi, Rojava’dan gelmek zorunda kalan insanlarımızın barınma ve temel ihtiyaçlarının karşılanması gibi bir birçok organizasyon yaptık. Yine yakın dönemde Elazığ ve Başkale depremlerini de ekleyebileceğimiz bir deneyimimiz oldu. Fakat virüs salgını ile başlayan yeni süreç birçok farklılık barındırıyor. Toplumun neredeyse tamamı öz gelir kaynaklarından mahrum durumda ve bu sürecin ne kadar süreceği de öngörülemiyor. İhtiyaç sahibi insanların sürekli bir şekilde arttığı, bu insanlara yardım edebilecek ekonomik, teknik kapasiteye sahip kişi-kurum ve yapıların da ekonomik olarak düzenli bir gerileme yaşadıkları bir dönemle karşı karşıyayız. Yaşadığımız bu zorlu dönemi birlikte aşmak için çabalıyoruz” dedi. 

İKTİDARDA ‘KARDEŞLİK’ KORKUSU 

Bu sürece ilişkin parti olarak çeşitli politikalar belirledikleri ve devamlı bir şekilde de hayata geçirmeye çalıştıklarını belirten Parim, özellikle Kardeş Aile Kampanyası’na ilişkin önemli bir dayanışma ortaya koyduklarını söyledi. İktidarın bu süreçteki baskılarını değerlendiren Parim, “Biz halkımıza ulaşmaya çalışırken öte yandan karşımızda ‘Kardeşliğin’ her türlüsünden korkan bir iktidar ile karşı karşıyayız ve doğal olarak birçok zorlukla karşılaşıyoruz. İktidar Kardeşliğin Kampanyası’ndan bile korkar hale geldi. Bu korkunun yansıması olarak da il-ilçe örgütlerimiz ve belediyelerimiz aracılığı ile yapmak istediğimiz yardımların engellenmesiyle karşı karşıya kaldık. Belediyelerimizin dağıtmak istediği yardım kolilerinin Vefa Grubu’na teslim edilmesi gerektiğini bildiren genelgeler gönderdiler. Ağrı'da yardım kolisi dağıtan il yöneticilerimiz gözaltına alınarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmayı bekleyen yardım kolilerine el konuldu. Kars Belediyesi’nin yapmış olduğu yardımlar illegalize edilmeye çalışıldı ve buna benzer birçok sıkıntı ile karşılaştık” diye konuştu. 

‘AKP RANT SAĞLAMAYA ÇALIŞIYOR’

HDP'nin yapmak istediği her çalışmanın belirli kılıflar uydurularak engellemeye çalışan bir hükümet aklının, iktidarın; evrensel ve tüm insanlığı esir almış bir felaket anında bile belli reflekslerinden vazgeçmediğini vurgulayan Parim, “Mevcut hükümet bu bağlamda tabi tutulduğu tüm samimiyet sınavlarında kalmış bir hükümettir. Bunun farkındayız ve buna göre hareket ediyoruz. Yakın dönemde yaşadığımız Başkale ve Elazığ depremlerinde bunu bir kez daha yaşamıştık. Yoksullukla mücadele etmesi gereken hükümet, yoksullara yardım ulaştıran HDP ile mücadeleye dönüştürdü bu süreci. Mevcut iktidar her alanda ‘Tekçiliği’ dayattığı gibi bu kızıl kıyamet içerisinde de yapılacak yardımları kendi tekelinde tutmaya çalışıyor. Ülkede yapılacak yardımları sadece kendisinin yapabileceğini söylüyor. Ama bunu bir sosyal politika gereği değil tamamen siyasi hesap ve beklentilerine cevap alabilecek bir şekilde yapıyor. İnsanları önce açlık ve yokluğa mahkum edip, sonrasında sadece AKP'nin ‘gülen ve sıcak yüzü’ ile buluşturmayı planlıyor” şeklinde değerlendirdi. 

İktidarı tüm engellemelere karşı Ramazan ayının sonuna kadar ihtiyaç sahibi olarak tespit edilen, başvuru yapan ailelerin tamamına ulaşacaklarını anlatan Parim, HDP’nin, “Yoksulluğun ideolojisi, partisi ve hesabı olmaz” bilinciyle çalışmalarına devam edip, imkanlar dahilinde elinden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğini belirtti. 

KAMPANYA ‘BAŞARILI’ SÜRÜYOR 

PM Bölge Sözcüsü Özgür Zeydanoğlu ise her şeyin otoriter bir emirle tekelleştiği bir dönem yaşandığını belirterek, şöyle konuştu: “AKP-MHP hükümetinin salgın koşullarında bile meşru toplumsal kurumların, toplumsal dayanışma ve yardımlaşmasının engellediği bir dönemde bu kampanyayı yürüttük. Şu an çok başarılı bir kampanya yürütüyoruz. Kampanyamızın özü toplumun birbiriyle dayanışmasını sağlamak ve bu zor günleri dayanışma kültürü ile aşmak. Biz parti olarak aracı ve buluşturan bir roldeyiz. Bu kampanya birbirini sahiplenen, destek sunan kardeşlerin kampanyasıdır. Bu kampanya ile iki şey ortaya çıktı ki faşizm zamanlarında bile yasakları aşmanın yaratıcı fikirleri her zaman vardır. İkincisi ise toplumun dayanışma, ortaklaşma, birlikte yaşam ilkesi bütün siyasetlerin üstündedir ve siyasetin yapacağı tek şey toplumu anlamaktır.”  

MA / Adnan Bilen