Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde Umut Kitapevi'ne yapılan bombalı saldırı sonrası suçüstü yakalanan sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile itirafçı Veysel Ateş’in beraat ettiği duruşma sonrası basın açıklaması yapıldı. Van Adliyesi önünde yapılan açıklamaya, Umut Kitapevi sahibi Seferi Yılmaz, HDP Milletvekili Sait Dede, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Van Baro Başkanı Zülküf Uçar, Hakkari Baro Başkanı Ergün Canan ve çok sayıda avukat katıldı. 

‘DAVA BURADA BİTMEYECEK’

Van Baro Başkanı Zülküf Uçar, adil yargılamanın ihlal edildiğini belirterek, “Bu dosyaya karşı temyiz hakkımızı kullanacağız. Bu bölgenin kanayan yarası olan davayı sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu mücadele burada bitmeyecek” derken, Hakkari Baro Başkanı Ergün Canan ise, “Böylesi bir davada böyle bir kararla karşı karşıya kalmak bir hukukçu olarak bizi çok üzdü. Bu karar hukuka aykırı bir karardır. Şemdinli davası burada bitmeyecektir, sonuna kadar bunun peşini bırakmayacağız” diye konuştu. 

‘BUNUN ADI KÜRT DÜŞMANLIĞIDIR’

Bugün mahkemede bir tiyatro oyunuyla karşı karşıya kaldıklarını belirten HDP Hakkari Milletvekili Sait Dede, “Biz Türkiye’de hukukun olmadığının farkındaydık ama bu kadar aleni yapılacağını bilmiyorduk. Bir kitapevinin bombalandığı, faillerinin tüm Şemdinli halkının gözü önünde suçüstü yakaladığı bir yerde, böyle bir karar verilmesini beklemiyorduk. Araçta bulunan kimlikler ve araç JİTEM’e ait, araçta krokiler, yüzlerce kişinin infaz isimleri bulunuyor ama beraat ediyorlar. Bunun adı Kürt düşmanlığıdır. Kürde ne hukuk, ne yargı yok. Burada neredeyse mağdurlar yargılanacaktı. Böyle bir şey olabilir mi? Mahkeme, neredeyse mağdurun neden ölmediğini soracak. Yaşar Büyükanıt ‘Tanırım iyi çocuktur’ derse tabi ki mahkeme de öyle bir karar verecek. Dönemin başbakanı Erdoğan ‘Bu olayın ucu nereye giderse gitsin biz gideceğiz’ demişti. Hani bunun ucunu bırakmayacaktınız, ne oldu? Tüm dünyanın gözü önünde yaşanan bu olaya ilişkin davada beraat veriliyor ama öte tarafta Kürt siyasetçiler sadece fikirlerini söyledikleri için yıllardır yargılanıyorlar ve cezaevlerine atılıyorlar. Anladık ki Kürde, bu devlette hukuk yok. Hiçbirimiz bunun peşini bırakmayacağız. Bu yargı kararlarıyla bize diz çöktürmeye çalışanlar, mirasımızı aldığımız kişilere baksınlar. Bu dava burada kapanmayacak, bunun hesabını mutlaka soracağız. Artık masal anlatmayı bırakın. Mahkeme böyle yapıyorsa o zaman Kürt hakkını nerede savunacak?” diye konuştu. 

SUÇÜSTÜ YAKANLANMA

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise görünüşte bile kurallara uymayan bir yargı ile karşı karşıya olduklarına dikkat çekerek, “Bu dosyada yargılananların tümü suçüstü yakalandı. Suçüstü yakalama başka nasıl olur bilmiyorum. Bu kişiler suçüstü yakalandılar ve çok açık deliller var. Ölenlerin kimliği ve eylemin gerçekleştiği coğrafya nedeniyle eğer sanıklar beraat ediyorsa, kimse kusura bakmasın ama kimse yargıya güvenmez. Zaten güvenmiyoruz ama gözümüzün içine soka soka bunu yapmaya gerek yok. Bu davaya büyük emekler verildi. Bu davada Tahir Elçi vardı, hapiste olan Selçuk Kozağaçlı ve yüzlerce avukat vardı. Türkiye’nin en saygın hukukçuları bu dosyayı takip etti. Şemdinli halkının sağduyusuyla sanıklar sağ yakalandı ve güven içerisinde teslim edildiler. Emniyet Müdürü siyasetçileri araya sokarak sanıklara bir şey olmaması için rica etti. Bu kişiler adalet gerçekleşsin diye sapasağlam teslim edildiler” dedi. 

‘TÜM KİRLİ İŞLER AKLANDI’

Mahkemeye; “Daha nasıl deliler olmasını bekliyorsunuz?” diye soran Tanrıkulu, “Sayın Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanına sesleniyorum; vicdanlarınızı yitirdiniz. Sizler artık bölgenin vicdanında yoksunuz.  ‘Sanıkların beraatına’ deyip salondan çıkan ve zabıt yazdırmayan bir mahkeme görmedim. Beraatın gerekçesini yazmayan bir yargı düzeni olur mu? AKP döneminde tüm faili meçhul cinayet dosyaları başka kentlere sürgün edildi ve bu iktidar döneminde neredeyse hepsi beraatla sonuçlandırıldı. AKP, bir dönemin tüm faili meçhul cinayetlerini, kirli işlerini akladı. Bu dava burada bitmez, bitmeyecek” diye konuştu.  

‘BERAAT ETTİRDİLER’ 

Umut Kitapevi Sahibi Seferi Yılmaz da, davanın 16 yıldır sürdüğünü hatırlatarak, şöyle konuştu: Maalesef ben mağdur olduğum halde, neredeyse sanık olacaktım. Ben bunları suçüstü yakaladım ve devlete teslim ettim. Dönemin başbakanı Erdoğan bizi ziyaret etti ve sonuna kadar bu davanın takipçisi olacaklarını söyledi. Evet gerçekten de takipçisi oldular ve Ergenekonla ortaklaşarak sanıkları AKP yargısıyla beraat ettirdiler. Bu sanıkları, silahları ve dokümanlarıyla teslim ettik. Daha bir insan nasıl suçlu olur? Böyle bir yargı olmaz. Bu iktidar faşist bir iktidardır ve yargısı da ona göre çalışır.”  (Van/MA)