İran sınırından her gün yüzlerce mülteci elini kolunu sallayarak Van’a giriş yaparken kimse ‘Bilmez’di ama, gazeteciler ‘Bilen’di…

Sonra o mültecilerin bazıları Ocak ve Şubat’ın soğuğunda sınırda donarak ölür, kar altında kalan cenazelerine aylar içinde dahi ulaşılamazdı…

Yine kimse ‘Bilmez’di ama gazeteciler ‘Bilen’di.

61 mülteci Van Gölü’nde tekne faciasında öldüğünde kimse ‘Bilmez’di ama Van’da meslek aşkıyla görev yapan gazeteciler ‘Bilen’di.

Kenti korona virüsü sardığında ve insanlar hastanelere akın ettiğinde de kentten sorumlu olan kimse ‘Bilmez’di ama felaketin büyüklüğünü ve sonuçlarını gazeteciler ‘Bilen’di.

Başkale’de deprem olduğunda da yine kimse ‘Bilmez’di ama gazeteciler ‘Bilen’di.

Bahçesaray yoluna çığ düştüğünde kimse ‘Bilmez’di ama gazeteciler bunu da ‘Bilen’di.

Van’da Vali ‘Bilmez’ ise de gazeteci ‘Bilen’di…

Tüm bu felaketleri yaşadığımızda Van Valisi M.Emin ‘Bilmez’di… Tüm bunları yazan, kamuoyuna taşıyan gazetecilerden biriyse Adnan ‘Bilen’di.

Son bir yıldır bu felaketleri kamuoyuna duyuran gazetecilerden biri olan Adnan Bilen geçen hafta sonu 3 arkadaşıyla birlikte tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Sorguda niye haber yaptıkları soruldu ve kamu yararına yaptıkları tüm haberleri suç sayıldı.

Gazetecilere Anayasa’da tanınmış haklar bile  ‘Örgüt talimatı’ olarak değerlendirildi.

Van’da özellikle son bir yıldır muhalif gazeteciler üzerindeki baskı korkunç boyutlara ulaştı. Neredeyse tutuklanmayan ve gözaltına alınmayan muhalif gazeteci kalmadı.

Bizim ülkemizde sorumlu makamdaki kişilerin yaşanan hiçbir olumsuzlukta en ufak bir sorumluluğu asla olmaz, suçlu ya gazeteciler olur, ya da STK’lar.

Depremde Bayram Oteli felaketini hatırlıyorsunuz değil mi, hani o yıkılan otele açılış izni veren Vali Münir Karalıoğlu’nu da…

İki değerli gazeteci o otelin enkazının altında hayatını kaybetti. Bunun sorumlusu olan Karalıoğlu bugün ise Diyarbakır Valisi.

İstifa etmesi ya da görevden alınması gerekirken parlak bir istikbale kavuştu.

Uzun söze gerek var mı?

Yaşadığımız şu günleri bir kenara not edin kalsın…

Oktay Candemir