Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun 2020 yılının asgari ücret tartışmalarına katılan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Van Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Bedri Yamaç ve Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (DİSK)  bağlı Genel-İş Şube Başkanı Ömer Tekin, asgari ücretin ekonomik kriz ve zamlar dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini söyledi. Yamaç ve Tekin, vergiden muaf tutulacak şekilde asgari ücretliye 3 bin 200 TL maaş verilmesini istedi. 

‘VERGİ DIŞI BIRAKILSIN’ 

Asgari ücretlilerin açlık ve yoksulluk sınırının altında bir ücret aldığını vurgulayan Yamaç, ”Bu korkunç bir rakam. Ekonomik krizin yansımaları bunlar. Yoksulluğu zaten güncel hayatımızda görüyoruz. İnsanlar toplu bir şekilde siyanür içerek hayatlarına son veriyor. Bu büyük bir trajedidir. Elbette ki açlık sınırın bu kadar düşük olduğu bir ülkede, yoksulluk sınırının 6 bin TL olduğu bir yerde bizim bir rakam söylemememiz çok zor. Biz şimdi kalksak yoksulluk sınırı 6 bin liradır diyerek, asgari ücretin de 6 bin olmasını talep etsek hiç gerçekçi olmaz. Bizim KESK’in telaffuz ettiği bir rakam var. Biz 3 bin 200 lira olmasını istiyoruz. Bu da yetmez tabii ama en azında asgari ücretlileri rahatlatır. Asgari ücretlilere verilen ücret üzerinden çok ciddi bir vergi de alınıyor. Bizim taleplerden bir tanesi de asgari ücretlilerin vergi dışı bırakılması” dedi. 

‘ARTIK HER ŞEYDEN VERGİ ALINIYOR’

Her şeyden vergi alındığını, hem işveren hem de işçilerin bu durumdan etkilendiğini ifade eden Yamaç, şöyle devam etti: “Asgari ücretli çalıştıran birçok işveren aslında küçük ölçekli işletmelerdir. Kazançları çok az olan fakat vergiyi yükü altında ezilen esnaflardır. Madem devlet vergi kesiyor. O zaman devlet o vergiyi asgari ücretliye versin. Bunun yanında vergi yükünü de hafifletmek lazım. Çok büyük işverenler, yani yandaş sermaye dediğimiz kişi ve kurumlara bu vergi yükü bindirilmiyor. Vergi aflarıyla beraber kıyaklar geçiliyor. Bunu çok net olarak görüyoruz. Yani vergi yükü ya çalışana ya da küçük ölçekli yerlere, esnafa yükleniyor.” 

‘HAZİNENİN EN BÜYÜK GELİRİ VERGİLERDİR’

Hazinenin en büyük gelirini vergilerin oluşturduğunu hatırlatan Yamaç, bu vergilerin çalışanlardan alındığını hatırlattı. Yamaç, "Bu sadece asgari ücretliler için geçerli değil. Kamu çalışanları için de geçerlidir. Maaşının yarısı kadar vergi kesintisi yapılıyor. Doğrudan kesildiği için aslında göze gelmiyor. Şimdi bir öğretmenin maaşı 8 bin liradır. Ama eline geçen para 4 bin 500 lira ya da daha altında bir rakam. Bir vergi reformuna ihtiyaç var. Az kazanandan az, çok kazanandan çok verginin alınması gerekirken Türkiye’de bu tam tersi olarak işleniyor. Bir kamu çalışanı Van’da nerdeyse bir orta ölçekli iş yeri kadar vergi ödüyor” diye belirtti. 

‘3 BİN 200 TL OLMALI' 

Ekonomik krizin bedelini emekçilerin ödediğini dile getiren Genel-İş Şube Başkanı Ömer Tekin de vergiden muaf olacak şekilde asgari ücretin 3 bin 200 TL olması gerektiğini söyledi. Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir çalışanın, bir emekçinin Türkiye'de hak ettiği ücretti almasından yanayız.  Türkiye de açlık sınırı gerçeği var. Bunu görmeden bir fiyat veremezsiniz. 3 bin 200 lira bir ailenin ancak giderini karşılar. Çöplerden ekmek toplayan pazarlardan atık meyve ve sebze toplayan insanlar var. Biz bunu asla kabul edemiyoruz. Biz de vergiden muaf olmak şartıyla asgari ücretin en az 3 bin 200 lira olmasını talep ediyoruz." 

‘ORTAK ADIMLAR ATMAK LAZIM’

Bütün sendikalarının bir araya gelerek, ortak adımlar atması gerektiğini sözlerine ekleyen Tekin, şunları söyledi: “Özelikle işçi çıkışları hakkında mutabık olmak lazım. Çünkü 2 kişinin iş yükünü bir kişinin sırtına yüklemek doğru değil. Van’daki kira giderleri, elektrik, doğalgaz, okul servislerine yapılan zamlar bunu hesapladığınızda asgari ücretli bunu 2 bin 400 lirayla nasıl sağlayacak anlamış değilim. Bırak 2 bin 400 lirayla geçinmeyi 4 bin lirayla da geçinemez. Bunun insani yanı ve geçim yanını bırakın da halk düşünsün. 7 kişilik bir aile 2 bin 400 lirayla nasıl geçinsin. Her gün bir simit yerse, bir çay içerse dahi gene de geçinemez.”