Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP), Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) kontrolündeki Zînî Wertê bölgesine askeri güçlerini kaydırmasına ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Mahmur Kampı’nın çevresini bombalamasına yönelik tepkiler devam ediyor. 4 parçada “düşman” politikasıyla karşı karşıya olan Kürtler arasında bir “kardeş savaşı” yaratılmak istendiğini söyleyen İnsan ve Özgürlük Partisi Genel Başkanı Mehmet Kamaç, ulusal birliğin aciliyetine vurgu yaptı.

‘KARDEŞ KATLİAMI’ AMAÇLANIYOR

Mahmur Kampı’na yönelik KDP’nin uyguladığı ambargo ile yapılacak saldırıların temelinin atıldığını belirten Kamaç, “Zînî Wertê’de yaşananlar Kürt güçleri arasında var olan çelişkileri de ortaya koyuyor. Bundan dolayı bu çelişkilerin kalıcı olacak bir çözüm odağı ile bitirilmesi gerekiyor. Bunun çözümü de hiç kuşkusuz diyalog yolu ile demokrasi eksenli yapılması gerekiyor. Kürt halkına karşı oluşturulan ittifak ve pratikler ortadadır. Sadabat Paktı, Kürtlere karşı oluşturulan bir ittifaktır. Yaklaşık 95 yıldır Kürt halkı ne zaman bir adım ilerlese Kürt halkına karşı oluşturulan bu ittifak bu adımı ortadan kaldırmak için saldırıya kalkışıyor. Zînî Wertê ve Mahmur’da yapılan bu saldırılarla bu işgalci güçler Kürt halkı arasında var olan çelişkileri kullanarak bir kez daha kardeş katliamına yol açmak istiyorlar” diye konuştu.

‘ORTAK NOKTADA BULUŞMALI’

Kürdistan coğrafyasının her bir parçasında şart ve imkanların birbirinden farklı olduğuna işaret eden Kamaç, Türkiye’deki Kürtlerin duruma dikkati çekti. Türkiye’de Kürtlerin anadilde eğitim, kimlik ve kültür haklarını demokratik bir şekilde talep edecek ve savunacak tüm demokratik yolların kapatıldığını dile getiren Kamaç, diğer parçalardaki Kürtlerin durumunu şöyle özetledi: “Kuzey Suriye’de 10 yıldır verilen emekler ve mücadelelerle Kürtler önemli bir aşamaya gelmişlerdir. Yine Kuzey Irak ve İran Rohilat’ında yaşayan Kürtlerin durumu birbirinden farklıdır. İlk önce bu parçaların birbirini anlaması ve bir ortak bir noktada buluşması gerekiyor. Kürt halkının var olan kutsallıklarının yine bu yolda esas alınması gerekiyor. Sebep her ne olursa olsun bir Kürt, başka bir parçada yaşayan Kürdün öldürmesine ve ölmesine izin vermemeli.” 

‘KUTSALLIKLAR ESAS ALINMALI’ 

Zînî Wertê’de oynanmak istenilen oyun KDP’nin ya da Irak’taki başka güçlerin yönlendirmesiyle değil, işgalci güçlerin istek ve hedeflerine göre oynanıldığına dikkati çeken Kamaç, “Burada Kuran-ı Kerim’de  geçen Habil ve Kabil örneğini vermek istiyorum. Kabil kardeşi Habil’i öldürmek istediğinde Habil, ‘Sen beni öldürmek için elini kaldırdığında ben, senin ölmemen ve zarar görmemen için sesimi dahi çıkarmayacağım’ diyor Kabile. Çünkü kardeşinin ölmemesi için Habil elini kaldırmıyor. Kürt halkı arasında ki en büyük kutsallık budur. 2’nci kutsallık ise Kürdistan coğrafyası ve Kürt halkının bugüne kadar elde ettiği kazanımlardır. Dünyada her ne olursa olsun Kürtlerin ilk önce kardeş katliamını ortalarından kaldırması gerekiyor. Bu durum uzun bir zamandır da devam ettirilmeye çalışılıyor. Bu tutumun devam ettirilmesi gerekiyor. Zînî Wertê ve Mahmur meselesi eğer ki diyalog ile çözülürse bu durum başta Kürdistan’ın 4 parçasında olmak üzere Ortadoğu halklarına, sorunların diyalogla çözümüne örnek olacaktır.  Yine tüm dünyaya Kürtler arasında kardeş ölümünün yaşanmayacağını da kanıtlayacaktır” dedi.

ULUSAL BİRLİK VURGUSU

TSK tarafından yapılan bombalamayı hatırlatan Kamaç, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması üzerinde 100 yıl geçmesine rağmen değişmeyen tek şeyin “Kürt düşmanlığı” olduğunu söyledi. Tüm parçalarda Kürtlere yönelik bir düşmanlığın sürdürüldüğünü ifade eden Kamaç, şöyle devam etti: “İran’da Şah zamanında da devrimden sonra da Kürtlere yine düşmanlık güdülmüştür. Bu Suriye ve Irak için de geçerlidir. Bu yaşananlar, Ortadoğu’da her ne değişirse değişsin Kürt halkına karşı düşmanlığın değişmeyeceğinin gerçekliğidir. Bu gerçekliğe karşı Kürtlerin tek çıkış yolu ulusal birliktir. Kürdistan düşmanları tarafından belki coğrafya olarak parçalandı; ama en önemli ve zararlı olan Kürt halkının siyasi hareketlerinin birbirlerinden uzaklaşması ve ayrı düşmesidir. Başta Mesut Barzani olmak üzere diğer tüm Kürt liderlerine çağrım ulusal birliğin inşa edilmesi. Bununla oluşacak ortak siyaset aklı ile Kürt halkının geleceğinin garanti altına alınması gerekiyor.”(Van/MA)