PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecrit uygulamaları her geçen gün ağırlaşıyor, cezaevlerinde tutuklulara yönelik ihlalleri artıyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre, cezaevlerinde 604’ü ağır hasta tutuklu olmak üzere bin 600’ü aşkın hasta tutuklu bulunuyor. Hasta tutukluların hastanelerden aldığı “cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen Adli Tıp Kurumu  (ATK) ise “cezaevlerinde kalabilir” raporu vererek, tutukluların tahliye olmasını engelliyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi Başkanı Mehmet Karataş, tecride, hasta tutukluların duruma ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘TECRİT İNSANLIK SUÇUDUR’

Karataş,“Cezaevinde yaşanan hak ihlalleri, sorunlar kronikleşmiş durumda. Sayın Öcalan’ın yakalanmasıyla birlikte süren bir tecrit uygulaması var. 2016 yılından beri tecrit daha da ağırlaştırıldı. Tecrit üzerinden da cezaevlerinde ciddi hak ihlalleri var. Tecrit bir insanlık suçudur. Devlet, ne kendi hukukunu ne uluslararası hukuku uyguluyor. Bu tecrit, cezaevlerindeki sorunların ana nedenidir. Tecrit, Türkiye’deki tüm cezaevlerine yayılmış durumdadır” diye konuştu.

‘ANAYASAL HAK ÇİĞNENDİ' 

İnfazları bitmesine rağmen tahliye edilmeyen tutukluların durumuna vurgu yapan Karataş, “Kurumlar, resmi ideolojiyle yaklaşıyor. Bu da ağır hak ihlallerini ulaşmasına neden oluyor. İnfaz yasasıyla birlikte mahpuslar, ‘koşullu salıverilme’ hakları ellerinden alındı. İnisiyatif, komisyonlara verildi, kanuni güvenlik bir tarafa bırakıldı, maalesef kişilerin hürriyeti komisyonlara bırakıldı. Bu durum, kişinin hukuki güvenlik hakkının ihlalidir. Bu durum, Anayasa’daki temel hak ihlallerini doğurdu. Böylelikle, Anayasal hak çiğnenmiş oldu” ifadelerini kullandı.

CEZALANDIRMA BOYUTU 

Cezaevlerindeki hasta tutukluların durumu üzerinde de duran Karataş, girişimlere rağmen ATK’nin vermiş olduğu raporlar gerekçe gösterilerek hasta tutukluların tahliye edilmediğini belirtti. Karataş, “ATK, siyasallaşmış bir kurumdur. 2021’de cezaevinde 59 hasta mahpus cezaevinde yaşamını yitirerek cezaevinden çıkmıştır. ATK, sağlık kuruluşu olarak görevini yerine getirmiyor. Bazen de ATK’nin ‘kişi tahliye edilebilir’ raporu veriliyor. Bu sefer de kişinin tahliye edilmesi için emniyetten görüş alınıyor ve emniyet de ‘toplumun güvenliğine aykırıdır’ görüşünü bildiriyor. Bilimsel raporlara rağmen kişi tahliye edilmiyor. Zorlu bir süreç hasta mahpuslara dayatılıyor. Cezaevinde, cezalandırma boyutu artırılarak devam ettiriliyor” diye konuştu.  

‘YETKİLİLER ADIM ATMALIDIR’

Van, Diyarbakır ve İzmir’de sürdürülen Adalet Nöbeti’ne işaret eden Karataş, “Türkiye’de ‘adalet’ kavramı maalesef kağıt üzerinde vardır. Adalet Nöbetlerini destekliyoruz. Yetkililer, sorumluluklarını yerine getirmelidir. Aksi durumda cezaevlerinde cenazelerin çıkmasına neden olunur. Yetkililer, bir an önce ailelerin taleplerini yerine getirmelidir. Atılacak adımlar, hak ve hürriyetler için önemli bir adım olacaktır” dedi.