Türkiye’de yerel seçimlerin yapıldığı 31 Mart tarihinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) 3 büyükşehir olmak üzere 8 il ve 56 ilçe ve belde belediyesi kazandı. Ancak HDP’nin kazandığı birçok belediyede eşbaşkanlar KHK’li oldukları gerekçesiyle mazbata verilmedi. Ardından Van, Diyarbakır, Mardin büyükşehir belediyeleriyle başlayarak toplamda 28 belediyeye kayyım atandı. 

‘Halk kayyımı reddetti’

Kayyımlar ve partilerine yönelik baskı politikalarını değerlendiren HDP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Seher Kadiroğlu, 31 Mart seçimlerine olağanüstü koşullarda hazırlandıklarını ve seçim çalışmaları kapsamında düzenledikleri birçok etkinliğin engellendiğini dile getirdi. Seçim propagandası dahi yaptırılmayan bir süreçte halkın kayyımları geri göndererek HDP’ye oy verdiğini ifade eden Kadiroğlu, “Daha sonraki süreçlerde yaptırmadıkları propagandadan dahi hakkımızda soruşturma dosyaları hazırlandı. Kazandığımız belediyeler arasında uzun yıllardan bu yana AKP, MHP tarafından yönetilen Kars ve Van’ın Tuşba ilçesi de vardı. Bu yerlerden HDP büyük oy farkıyla seçildi. Muhalefet ettiğimiz yerlerde ise meclisin yüzde 90’ı bizim üyelerimizdi. Tüm baskılara rağmen halk kayyımı istemeyerek oyunu partimizden yana kullandı” dedi. 

‘Halk kadın eşbaşkanların etrafında kenetlendi’

Serhat bölgesinde Bitlis, Muş, Tatvan gibi yerlerde ise çok az bir farkla ‘seçim hileleri’ ile kaybettiklerini söyleyen Kadiroğlu, seçim sırasında AKP ve MHP bloğunun bölgede yürüttüğü tüm kara propagandaya rağmen büyük bir özveriyle çalıştıklarını aktardı. İki dönemdir eşbaşkanlık sistemiyle yerel seçimlere hazırlandıklarını hatırlatan Kadiroğlu, “Sistemimiz halkta büyük bir karşılık buldu. Bölgede halk adeta özellikle kadın eşbaşkanlarımızı sahiplenerek etrafında kenetlendi. En çok da kadına yönelik projelerimize ilgi gösterdi. Ben HDP Hakkari Belediye Eşbaşkanı olarak da orada halkın genel çalışmaların yanı sıra kadınlara ve gençlere yönelik projelere ilgi gösterdiğine tanıklık ettim” sözlerini kullandı. 

‘KHK gerekçesiyle mazbatalar verilmedi’

Kazandıkları belediyelerde eşbaşkanlarına Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından 15 ve 20 gün arasında mazbatalarının gecikmeli verildiğini hatırlatan Kadiroğlu,  KHK’li oldukları gerekçesiyle de birçok belediye eşbaşkanlarına mazbata verilmediğine dikkat çekti. Türkiye’de yerel yönetimlerde ilk defa bir parti kazanırken, bu gerekçeyle mazbatasının ikinci partiye verildiğini belirten Kadiroğlu, “Bu bölgede Tuşba, Edremit, Çaldıran, Tekman, Dağpınar KHK gaspıyla alınan belediyeler olarak tarihe geçti” ifadelerini kullandı. 

‘Her şey cinsiyet eşitliği söz konusu edilerek yapıldı’

Seçimlerden önce yerel yönetimler parti tüzüğünü, yönetmenliğini halka açarak şeffaf, stratejik planlamalarına halkı katarak hareket ettiklerini söyleyen Kadiroğlu, “Eşbaşkanlık sistemini bütün birimlerimizde uygulamaya geçirerek, en ufak bir iş alımı dahi cinsiyet eşitliğini söz konusu ederek, ihale ve kura yöntemiyle gerçekleşti. Tepeden, masaüstü hazırlanan projelerden ziyade, halkla bir arada projelerimizi belirledik. Fizibilite çalışması yürüterek mahallenin tüm sakinlerinden görüşler alındı. Halkla yapılan fikir alışverişiyle belirlenen projeler hizmete geçti” sözlerini kullandı. 

‘Tüm belediyelerimizde Kadın Politikalar Müdürlüğü açıldı’

5 yıllık stratejik planlamada en küçük beldeden, büyükşehir belediyesine değin kadın belediyeciliğini ve halk belediyeciliğini hayata geçirmeyi amaçladıklarını belirten Kadiroğlu, kazandıkları belediyelerin tamamında Kadın Politikalar Müdürlükleri açarak işe koyulduklarını aktardı. Kayyımların ikinci defa atanmasının da sebebinin bunlar olduğuna vurgu yapan Kadiroğlu, “Halkçı politikalarımız, eşbaşkanlık sistemimiz iktidar tarafından hedef alınarak bastırılmaya çalışıldı. Kadın çalışmalarımız hedef alındı. Bu nedenle iki dönemdir atanan kayyımlar hem halk belediyeciliğine, hem de kadın belediyeciliğine karşı irade gaspıdır” dedi. 

‘Hiçbir geliri olmayan belediyeye ihalede nasıl usulsüzlük yapıyor’

Kayyım atamaları ardından gözaltına alınıp tutuklanan ve gözaltı sonrası serbest bırakılan arkadaşları için somut hiçbir iddianın olmadığını kaydeden Kadiroğlu, “İktidar kayyım atamalarıyla kendi gaspını meşrulaştırmaya çalıştı” ifadelerini kullandı. 

Örneğin Hakkari’nin Yüksekova ilçesine atanan kayyım gerekçelerinden birinin de ihalede yolsuzluk ve işe alımda ayrımcılık iddiası olduğunu ifade eden Kadiroğlu, “Belediyeye arkadaşlarımız seçildiğinde hiçbir geliri olmayan bir belediye, borç batağındaki bir belediye nasıl oluyor da olmayan bir ihalede usulsüzlük yapabiliyor? Var olan çalışanlarının maaşını ödeyemeyen bir belediye nasıl işçi alımında ayırım yapabiliyor” sözleriyle tepki gösterdi. 

‘Hizmetler hedef alındı’

Kayyım atamalarına ilişkin “bir siyasi atamadır” ifadelerini kullanan Kadiroğlu, “Belediye eşbaşkanlarımız siyasi tutsaklardır. Tek suçları HDP’den aday olmalarıdır. Açıkça HDP’ye siyaset yaptırmayacağını, belediye yönettirmeyeceğine dair bir baskılama yöntemidir. Arkadaşlarımız başka partilerden seçilmiş olsalardı örnek hizmetlerle gündem yaratılırdı. Çünkü hiçbir belediyenin hayata geçiremediği projelerle hizmet yaptı. Bunun için hedef alındı” dedi.

‘Halk AKP-MHP zulmüne karşı HDP’yi seçti’

İkinci defa kayyım atanmalarının halkta daha büyük tepki topladığını kaydeden Kadiroğlu, “Bugün yapılabilecek bir seçimde yine oyunu HDP’den yana kullanır. 2014 yerel seçimlerinde 102 belediyemizin 96’sına kayyım atandı. Bu süreçte bölgede uygulanmadık zulüm bırakmayan AKP-MHP bloğuna karşı halk HDP’den yana kullandı. Bugün yapılacak bir seçimde daha fazla partisine sahip çıkar” diye konuştu.