Van Valiliği’nce alınıp, uzatılan kararlarla kentte 21 Kasım 2016 tarihinden bu yana her türlü eylem ve etkinlik düzenlemek yasak. 1583 gündür devam eden bu yasak dolayısıyla AKP ve çeperindeki siyasi parti, kurum, dernek ve yapıların dışındakilerin bir basın açıklaması yapmaları dahi engelleniyordu. Öyle ki Diyarbakır’daki gibi bir görüntü oluşturmak için, bazı kişileri HDP Van İl Örgütü binasının önünde açıklama yapmaları için adeta teşvik eden polisler, HDP’li siyasetçilerin kendi parti binaları önünde açıklama yapmasını engelledikleri gibi, partinin Van Milletvekili Murat Sarısaç’ın sokakta gazetecilere röportaj vermesini bile engellemeye çalışmıştı.

Kendisini bu ve benzeri örneklerle gösteren baskı ve yasak politikalarına rağmen 21 Mart günü Van Kalesi eteklerinde gerçekleştirilen Newroz kutlamasına yüzbinlerce insan katıldı.

Bu kutlamada ortaya çıkan fotoğraf, kent halkının başvurulan tüm baskı ve yasak politikalarına rağmen kendi kimliği ve kültüründe ısrar etmesinin yanı sıra bölgenin diğer kentlerinde olduğu gibi halk ile HDP arasındaki güçlü bağı da yeniden gösterdi.

HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, halkın yasak ve baskı politikalarına Newroz alanlarından verdiği mesajı Mezopotamya Ajansı'na değerlendirdi.

 ‘HALKA GÜÇLERİ YETMEDİ’

Kentte uygulanan eylem ve etkinlik yasağının yüzyıllık Kürt inkarı ve asimilasyon politikalarına dayandığını belirten Sarısaç, AKP tarafından yürütülen bu politikaları “faşizmin güncellenmiş hali” olarak tanımladı.

Bir sınır kenti olan Van’ın, Serhat bölgesindeki kentlerin tamamını ekonomik ve siyasal anlamda etkilediğini vurgulayan Sarısaç, “AKP’nin 5 yıldır Kürtlere, muhaliflere yönelmesinin altında ikbalini HDP’nin, Kürt hareketinin bitirilmesinde görmesi yatıyor. Van’ı baskılarsa Serhat bölgesini baskılayacağı, dolayısıyla Kürt hareketi ve HDP’nin bitirileceği anlayışına dayanan bir yasaklama var. Kentte Bin 600 güne yakın yasakların olması hukuken açıklanabilecek bir durum değildir. Ne kadar tedbirler alınırsa alınsın bu tedbirler insanların temel haklarını kısıtlamaya dönük olamaz. HDP’nin hiçbir açıklaması şiddet içermemesine rağmen ne HDP ne de diğer muhalifler burada eylem, etkinlikler düzenleyemiyor. Bırakın eylem etkinlik düzenlenmesini milletvekillerinin dahi sokakta röportaj vermesi engelleniyor” diyerek, kendi yaşadığı olayı hatırlattı.

AKP’nin bu yasaklarla iktidarını koruyabileceğini, Kürtleri ve muhalifleri susturabileceğini düşündüğünü söyleyen Sarısaç, “Onların ne baskıları ne yasaklamaları ne de kolluk güçlerinin bu kadar zulmü HDP’yi parti binalarına sıkıştıramadığı gibi, halkımızı evlerinde tepkisiz bırakmaya da güçleri yetmedi” dedi.

NEWROZ ALINLARINDAN VERİLEN MESAJLAR 

HDP’li vekil, tüm baskı ve yasaklamalara rağmen halkın duruşuyla, yüreğiyle, cesaretiyle alanları doldurarak önemli mesajlar verdiğini ifade ederek, şunları ekledi: “Halk, Newroz’da kendisine, varlığına yapılan tüm saldırılara rağmen alanlarda olacağını, kendi varlığını ve kimliğini her şekilde koruyacağının mesajını verdi. Bunun için gerekli olan ulusal birlik konusunda da çok önemli mesajlar verdi. Alanlarda sadece AKP’ye mesajlar verilmedi. Sokaklara çıkan halk, aynı zamanda Rojava, Başûr ve Rojhilata da 'Kürt halkının olmazsa olması ulusal birliktir' mesajları verdi. Bir diğeri de Kürt halkının kendine ‘Önder’ olarak gördüğü, siyasi lider olarak gördüğü Sayın Abdullah Öcalan uzun süredir cezaevinde ve ona mutlak bir tecrit uygulanıyor. Bu tecridin sadece Abdullah Öcalan şahsına değil, bütün Kürtlere uygulandığını halk çok iyi biliyor. Sayın Öcalan’a ne zaman tecrit uygulanmışsa Kürt halkına büyük baskı uygulanmış ve zulümler yapılmıştır. AKP hükümetinin Öcalan’la müzakereleri hangi boyuta varmışsa, Kürt halkına yaklaşım da o şekilde olmuştur. Devlet 2013-2015 yılında Sayın Öcalan ile masaya oturduğunda Newroz deklarasyonu bütün Türkiye’ye barış havası estirmişti. Barışın kalıcı hale gelmesi için herkes büyük çaba sarf etmişti. Kürt halkının ve diğer halkların belki en önemli mesajı da Newrozlarda buydu.  Baskılar ne olursa olsun, devlet baskı aygıtlarıyla ne kadar saldırırsa saldırsın Kürt halkı ve diğer halklar barış için her şekilde ayaktadır ve geri adım atmayacaklarına dönük mesajlarda verdi.” 

‘ÖZGÜRLÜK BAYRAMI’ 

Sarısaç, birileri için yumurta tokuşturmaktan ibaret olan Newroz’un Kürtler için ise çok büyük tarihsel ve güncel anlamları olduğunu kaydetti. Bu seneki Newrozun en büyük özelliğinin “özgürlük bayramı” olması olduğunu ifade eden Sarısaç, “Bu Newroz, zulme karşı başkaldırış, barış için direniş, özgürlüğünü sağlama ve deklare etme bayramı olarak geçti. Atmosfer bunu gösterdi” diye konuştu.

‘HERKES İRADESİNİ BEYAN ETTİ’

Kürtlerin Newroz’da özgürlükte ısrar edeceklerini bir kez daha gösterdiğinin altını çizen Sarısaç, “Van özgürlüğünü bir kez daha ilan etti. Bundan dolayı alanlara bu kadar yasak ve baskıya rağmen 2013 sürecinden daha fazla katılım oldu. 2013’te mektup okunacak diye Amed Newrozu çok kalabalık geçti. Dikkat edin bu Newroz’da sadece Amed’de değil, İstanbul ve İzmir de dahil olmak üzere tüm kentlerde nerdeyse Amed’deki yoğunlukta bir katılım oldu ve herkes iradesini beyan etti. Bu irade neydi? Halk olarak bütün zulümlere karşı cesaretle başımız dik duruyoruz. Bedeli ne olursa olsun hakikat için mücadele edeceğiz ve geri adım atmayacağız mesajıydı. Biz de bu mesajı çok iyi okuyup, AKP’ye karşı mücadele edeceğiz. Bunun için ne bedel gerekirse ödemeye hazırız” dedi.  

ALANLARI DOLDURANLARA TEŞEKKÜR

HDP’li Sarısaç, son olarak Van ve diğer kentlerde Newroz alanlarını dolduran milyonlara şu sözlerle sesledi: “Van halkı ve diğer Kürdistan halkına, demokrasi ve barıştan yana olan tüm halklara Newroz alanlarını özgürlük ateşiyle kuşatıp, özgürlük ateşini bütün Türkiye ve dünyaya gösteren bütün halklarımıza ne söylenirse söylensin, ne kadar teşekkür edilirse az kalacaktır. Teşekkürden de öte onların cesur ve kararlı duruşuna layık olmanın sözünü veriyoruz. Onların cesareti ve kararlı duruşunu taşıyabilmek, ona layık olmak için elimizden ne gelirse hepsini yapacağımızın sözünü veriyoruz.” 

MA / Müjdat Can