Van’da 1095 gündür süren OHAL koşullarına dikkati çeken Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Eşbaşkanı Ökkeş Kava, partilerine dönük baskılara karşı “Barış” ve “Demokrasi” için her zaman mücadele edeceklerini vurguladı. AKP’nin içeride ve dışarıda tüm Kürt kazanımlarına karşı hareket ettiğini dile getiren Kava, Kürt ittifakının önemine değindi.

BASKI VE YILDIRMA POLİTİKALARI

2013 yılında başlayan müzakere sürecinden  barış umudunun yükseldiğini hatırlatan Kava, “Ama iktidar baktı ki bu gidişat ülkeye değil iktidarlarını sallıyor o zaman bu süreci buzdolabına kaldırdılar. 'Biz kefenimizi giymişiz bu bizim iktidarımızı yıkmaya bile gitse bizler barışı getireceğiz' diyorlardı ama bu da yalan çıktı. Çünkü baktılar ki, iktidar ellerinden gidiyor barış sürecini askıya aldılar. Barış sürecini bitirmekle birlikte her yerde savaş sürecine tekrar girildi ve ırkçı söylemlerle iktidarı ayakta tutmaya çalıştılar. Türkiye halklarının barış süreci ile birlikte yarattığı umut ve inanç, iktidar koltuğu elde gitmesin diye kurban etti. O günden bugüne bir yandan Rojava’ya, Şengal'e, Irak’a ve savunma alanlarına saldırıda bulunuyorlar diğer yandan Türkiye’de de siyasi partiler üzerinden saldırılarını arttırdılar. Nerede bir siyasetçi, akademisyen, eğitim görevlisi barış talebinde bulunsa ya da buna dair fikirlerini dile getirse ertesi gün ya onun hakkında soruşturma başlatılıyor ya da tutukluyorlar. Barış istemek artık suç olmuş. İktidar böyle bir kaos yaratarak iktidarını devam ettiriyor” diye konuştu.

KAYYUM ATAMALARI

Tüm baskı ve tehditlere rağmen seçim süreçlerinde partilerinin belediyeleri kazandığını fakat sandıktan çıkan iradenin yok sayıldığına işaret eden Kava, “Demokrasiyle elde edemediği gücü polis ve askeri güçle elde etmek istiyorlar. Bu durum da şüphesiz onların güçlü olduğunu değil, zayıflıklarını gösteriyor. Çünkü mevcut iktidar o kadar çok zayıflamış ki, yıllardan beridir demokrasi yoluyla elde edemediği belediyeleri KHK ve kayyumlarla elimizden aldı. Mücadelemiz bu kurumlarla başlamadı. Onlar belki belediyeleri alıp 'onları güçten düşürebiliriz' diyebilirler ama bizler güçlüyüz. Onlar bize ne kadar çok saldırıda bulunurlarsa bulunsunlar biz o kadar çok güçleniyoruz. Biz onlardan çok daha güçlüyüz. Eğer onlar güçlü olsaydı demokrasi yoluyla o belediyeleri alırlardı. Bu süreçte onlar ne kadar üstümüze gelirlerse gelsinler biz mücadelemizden bir şey kaybetmiş olmuyoruz. Çünkü bizler daha çok mücadele ile daha çok güç elde ediyoruz. Ama daha çok kaybedenler şüphesiz onlar oluyor” dedi.

KENTTEKİ YASAKLAR

Kentte OHAL'in hala devam ettiğini ve demokratik olan basın açıklamaları veya en demokratik olan çalışmaların bile yasaklandığını hatırlatan Kava, “Ama başaramayacaklar. Çünkü biz mücadeleye, barışa ve demokrasiye inanıyoruz. Evet, engel çıkartıyorlar ama bizler çeşitli eylem etkinliklerle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu uygulamaları kayyum atamalarında da görebiliyoruz. Erciş belediye eş başkanımızın yerine kayyum atamanın nedeni ‘Uzun süre gözaltında kalması’ olarak gösteriyorlar. Onlar gözaltına almış ama bunu gerekçe olarak göstererek yerine kayyum atıyorlar. Diğer ilçelerimiz için de ihaleyi gerekçe gösteriyorlar ama belediyeleri aldığımızdan beridir hiçbir eşbaşkan ihale yapmamış. Ya da işçi alımını gerekçe gösteriyor ama bu belediyeler işçi almamış. Uyduruk gerekçelerle belediyelerimize kayyum atıyor ve çalışmalarımızın önüne engel olmak istiyorlar. Bu onların zayıflığını gösteriyor. Sadece bir ayda onlarca arkadaşımız tutuklandı, binlercesi gözaltına alındı. En sonunda 15 kadın arkadaşımız gözaltına alındı. Bu kadın arkadaşların hepsi de parti çalışanlarıydı. Bu yöntemle partimiz ilegalize ve kriminalize edilmek isteniyor. Ama 10 gün ya da bir hafta sonra gözaltında bırakılan arkadaşlarımız ertesi gün yine çalışmalarda yer alıyorlar. Çünkü bizler inançlıyız. Bizler başaracağız ama onlar kaybedecektir” ifadelerini kullandı. 

ULUSAL BİRLİK

Kürt ittifakının derhal sağlanması gerektiğini ifade eden Kava, şöyle devam etti: “Diline, kültürüne, kimliğine ve tarihine karşı bu kadar çok düşmanlık varsa sen ne yapabilirsin? Kürt toplumu kapitalist ve uluslararası güçlere değil sadece kendine inanmalı ve güvenmelidirler. Kendine güvenmeyi de ittifak ve birlikteliği sağlayarak yapabilirler. Siyasi partiler ayrı olabilirler, ideolojik olarak çakıştıkları noktalar olabilir ama en nihayetinde mesele kimlik olunca güçlerimizi birleştirip bir toplum olarak hepimiz dilimizin, kimliğimizin ve kültürümüzün savunucuları olmalıyız. Ancak bununla başarabiliriz. Bizler sömürge güçlere inanarak bunu elde edemeyiz. Kürtlerin ihtiyacı ABD’nin yardımı veya Rusya’nın yardımı değil, ihtiyacımız olan şey ittifakımızdır.” 

MA / Cemil Uğur