Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Örgütü “Demokrasiye çağrı” buluşmaları kapsamında kanat önderleriyle düzenlediği bir programda bir araya geldi. Kentte bir otelde düzenlenen programa Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, siyasetçi Sırrı Sakık, HDP Van milletvekilleri, il ve ilçe örgütleri Tevgre Jinen Azad (TJA) aktivistleri, Van Barış Anneleri Meclisi’nin yanı sıra birçok kanaat önderi katıldı. Açılış konuşmasını HDP Van İl Eşbaşkanı Handan Karakoyun, ilgilerinden kaynaklı kanaat önderlerine teşekkürler etti. Karakoyun, “Tüm baskı politikalarına rağmen sizinle böylesi bir süreçte bir araya gelmek sizin partinize sahip çıkmak bizi gururlandırıyor. Tüm baskılara rağmen mücadelemiz sürüyor” ifadelerini kullandı.

HDP Parti Meclisi (PM) üyesi Özgür Zeydanoğlu, partilerinin tutum belgesine ilişkin Türkiye’de tıkanan sürecin önünü açmak için çok önemli olduğunu söyledi. Kendi çözüm alternatiflerini ortaya koyduklarını belirten Zeydanoğlu, “Deklarasyonun 11 maddesinde de güncel konularda HDP’ye sorulan tüm soruların cevabı niteliğindedir. Söz konusu seçimlerde HDP iki ittifak arasında nasıl bir yöntem izleyecek. Bu bir merak konusuydu. Deklarasyonumuzla bu sorulara bir açıklık getirmek ve demokratik siyasetin öneminin bir yol haritası olarak sunduk. Hangi ittifak HDP’nin katılımı istiyorsa bizim ilkelerimizin yer aldığı bu deklarasyonumuzu esas alarak ittifak oluşturacağız. Deklarasyonumuz Türkiye’nin ağır sorunları karşısında bir çözüm önerisidir. 11 maddeden oluşan deklarasyonumuz. Birinci maddesi demokrasiyi ele almıştır. 1920’den bu yana demokratik bir sistem için herhangi bir adım atılmadı. Halkla demokratik bir düzlemde halkla buluşma, çok renklilik, çok dillilik, çok dinlilik üzerinden önerilerimize yer verdik. Yerel demokrasinin önü açılmalıdır. Türkiye’de en  büyük sorunlardan biri de yargıdır. Yargı yüzde yüz siyasetin güdümüne girmiştir. Yargı tamamen AKP ve MHP’nin dene mitinde hareket ediyor. Demokratik yargı inşa edilebilir” dedi.

'KÜRT SORUNUNUN MUHATTABI KÜRT HALKI VE ÖCALAN'DIR'

Zeydanoğlu, “HDP olarak Kürt sorunu karşısında eşitlik ve özgürlük kapsamlı bir yöntemle çözmeye hazırız. Demokratik bir Meclis, demokratik bir siyaset Kürt dili eğitim dili olmalı, Kürt halkının kolektif hakları anayasa ile güvence altına alınmalı. Kürt sorununu çözümünün muhatı kim diye deniliyor. Kürt sorunun muhatabı Kürt halkıdır, Kürt sorununun muhatabı Abdullah Öcalan’dır. Büyük bir ekonomik sorun yaşanıyor. AKP-MHP siyaseti ülkeyi büyük bir ekonomik krize yöneltmiş, insanlar açlık sınırında yaşam mücadelesi veriyor. İktidar tarafından dört bir yandan Kürt halkına karşı savaş yürütüyor. En büyük sorunların başında kadın sorunu geliyor. Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez diyoruz. Kadınlar eşit ve halkları tanınmalıdır. Yeni bir yasayla kadın, çocuk, doğa, demokrasi, ekonomi krizi çözülebilir” dedi.

‘KÜRT HALKI SİZE BOYUN EĞMEYECEK’

Türkiye siyasetini kanaat önderleriyle birlikte değiştireceklerini kaydeden Sakık, “Önümüzdeki seçimleri de biz Kürtler öncülük edeceğiz. Karşımızda cepheler oluşturmuşlar. İttifaklar Kürtlere sırtını dönmüş bizi tanımıyor. Bu ittifaklara karşı birleşmek zorundayız. Yıllar önce ülkenin cumhurbaşkanı kanaat önderleriyle bir araya geldiği bir platformda Kürt sorununa ilişkin; ‘ben baldıran zehri içeceğim. Kürt sorunu çözeceğim’ diyordu. Ama 19 yıldır Kürt halkı belediye başkanı seçiyor kayyım atıyorlar. Kürt halkının vekillerini cezaevlerine gönderiyorlar. Kürt halkı iradesine saygı durmak zorundasınız. Edibe Babur arkadaşımızın dediği gibi ‘Kürt halkı size baş eğmeyecek’ buradan söylüyoruz Kürt halkı içinde önünüzde baş eğin bir Kürt göremeyeceksiniz. Yakın tarihte saldırdığınız bu halka saygı duyacaksınız” dedi. 

KÜRT OLDUĞU İÇİN KATLEDİLDİLER 

Ülkede her gün Kürt halkının güne yeni bir acıyla uyandığını kaydeden Sakık, “Konya’da Dedeoğulları ailesi sadece Kürt olduğu için katledildiler. Deniz Poyraz’ı katledenler sadece Kürt olduğu için katletti. Poyraz’ın katiline iktidarın küçük ortağı olan Bahçeli utanmadan sıkılmadan sahip çıkarak, Deniz’i ve ailesini suçladı. Aysel Tuğluk’un annesi vefat etti. Hatun annenin vasiyetini yerine getirerek onu vasiyet ettiği yere defnetmek istedik. Ancak faşistlerin saldırı sonucu anneyi defnetmemize izin vermediler. Annemizi doğduğu Dersim topraklarına defnettik. Zora zulme karşı birbirimizin ellerinden tutacağız. Ne Millet İttifakı’nın ne de Cumhur İttifakı’nın 50 artı 1 e gücü yoktur. Kürtlerin oylarına mahkumdurlar. İttifaklardan biri bakanlar kurulunu oluşturmuş, biri başbakan adayı, biri cumhurbaşkanı adayı. Peki Kürtlerin konumu nedir. Kürtlerin konumu yok. Bu topraklarda Kürt Kürdistan dediği için tutuklanıyor. Cumhuriyet öncesinde de Kürtler vardı, cumhuriyet kurulduğunda da Kürtler var. Sizler Kürt varlığına saygı duymak zorundasınız” dedi. 

ULUSAL BİRLİK

DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, ulusal birliğin önemine vurgu yaparak, katılımcılara burada olmalarının birliğe yönelik verilen en anlamlı cevap olduğunu söyledi. İktidarların yüzyıllardır Kürtlerin dili, dini, kültürlerini, kimliklerini inkar etme üzerinden varlıklarını koruduğunu belirten Aydeniz, “Tek politikaları Kürt halkını tavsiyesi, Kürt halkının yok etmek üzerinden yürütüyorlar. Kürt halkı bu inkar imha politikalara karşı yüzyıllardır direniyor. Kürt halkı hiçbir politikanıza karşı baş eğmeyecektir. Kürt halkı din, kimlik, din birlikte yaşama mücadelesi veriyor. Her dört parçada Kürtler elli milyonu geçiyor. Kürt halkı kendi kararını verecek niteliğe de kararlığı da sahip” diye belirtti. 

İMRALI KAPILARI AÇILMALI

Türkiye’de yaşanan tüm krizlerinin temelinde Kürt sorunundan kaynaklandığını belirten Aydeniz, Kürt sorunu çözülmeden, hiçbir sorunun çözülmeyeceğini kaydetti. Aydeniz, “Kürt sorunu var. Kürt sorunu çözülmeden hiçbir sorunun çözülmeyeceğini belirtti. Tek adam rejimine karşı; demokratik bir mücadele ile birliğimizi oluşturmak zorundayız. Demokratik bir Türkiye’nin temelini Abdullah Öcalan perspektifleriyle ortaya  koymuştur. Bu nedenledir ki; tecrit günden güne derinleşiyor. Biliyorlar Abdullah Öcalan konuştuğunda demokrasi, özgürlük konuşuluyor. Abdullah Öcalan tecrit, işkence, altında dahi rolünü oynamıştır. Abdullah Öcalan var olan bütün krizlere yönelik fırsat verilseydi bu sorunu ‘bir haftada çözebilirim’ dedi. Ancak hiçbir şekilde görüşülmedi. Aksine gittikçe tecrit derinleştirildi. Tüm sorunların tek çözümü barıştır. Tek çözüm İmralı kapılarının açılmasıdır. Çözüm Avrupa değil, Rusya değil, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasıyla mümkündür” diye belirti. 

İNKAR POLİTİKALARI SONUÇ VERMEDİ

Türkiye cezaevlerinde siyasi tutsaklara yönelik hak ihlallerinin artarak devam etiğini kaydeden Aydeniz, “ Cezaevleri işkence hanelere dönüşmüş. Cezaevlerinde her gün ölüm haberleri, intihar haberleri geliyor. İktidarın elinde sadece zülüm aygıtları kalmıştır. Bundan dolayı içerde dışarda zülüm ediyor. Baskı uyguluyor. İşkenceye rağmen her koşulda cezaevlerinde direnen tutsaklara sizlerin huzurunda selamlarımızı yolluyoruz. İnkar, imha, işkenceyle politikalarınız hiçbir dönem sonuç vermedi. Vermeyecek” ifadelerini kullandı.

‘BİRLİKLE SORUNLARIN ÜSTESİNDEN GELEBİLİRİZ’ 

Bölgede devletin özel savaş politikalarıyla fuhuş ve uyuşturucuyla Kürt halkına ahlaksızlığın dayatıldığını kaydeden Aydeniz, “Kürt kadını bedeni üzerinden politikalarını hayata geçirmek istiyorlar. Gençleri uyuşturucu batağına sürüklemek istiyorlar. Her alanda Kürt halkının kadınları, gençleri, kanaat önderleri özel savaş politikalarına karış bilinçli olmaya, bununla mücadeleye çağırıyorum. Ulusal birliğimizin oluşmasıyla ancak bu özel savaş politikaların üstesinden gelebiliriz” ifadelerine yer verdi.

KİMYASAL SİLAH 

Aydeniz, “AKP iktidarı Bakur’da kimyasal silahlarla her türlü savaş politikalarını halkımızın üzerinde deniyor. Neden kimyasal silahlara başvuruyor. Neden kirli savaş politikalarıyla sonuç almaya çalışıyor. Çünkü biliyor dört bir yandan Kürt halkı ulusal birlik mücadelesi veriyor. Kürt halkı demokrasi mücadelesini büyütüyor. Bundan dolayı her türlü kirli savaş politikasını hayata geçiriyor. Neden kimyasal silahlar kullanılıyor çünkü her yerde demokrasi mücadelesi yükseliyor. 5 yıl önce Kobanê için ‘düştü düşecek’ diyorlardı. Kobanê Kürtlerin ulusal bilinçle dört bir yandan ayaklanmasıyla düşmedi. Buradan sizlere sesleniyorum; Kürt ulusal birliği için bahane üretmeyelim. Kürt halkı varlık ve yokluk mücadelesi verdiği bir yerde ulusal birlik kaçınılmazdır. Ulusal birliğimizi her alanda örgütlemeliyiz” şeklinde konuştu.

KÜRT HALKININ SİYASETİ BÜYÜMELİ 

Yerine kayyım atanan HDP Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk de programa skype üzerinden katıldı. Ulusal birliğe ilişkin mesaj veren Türk, “Kürt halkının siyaseti ne kadar büyürse her dört parçada büyük bir etki yaratacaktır. Kapitalist modernite, liberalizmin politikalarının hiçbir zaman bizim amacımıza ulaşmaması için elinden geleni yapacaktır. Ama biz biliyoruz ki bu politikalar ancak ve ancak ulusal birlik mücadelesiyle boşa çıkarılabilir” dedi.

Program konuşmaların ardından son buldu.