İran’ın Xoy kentinde 23 Şubat'ta meydana gelen 5,9 şiddetindeki deprem sonucu can ve mal kaybının yaşandığı Van'ın Başkale ilçesine bağlı Özpınar (Elbis), Gelenler, Böğrüpek (Xanik), Güvendik ve Kaşkol mahallelerinde incelemelerde bulunan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Afet Yönetimi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Azad Sağlam Selçuk, gözlemlerini paylaşarak, depremin afete dönüşmemesi için yapılması gerekenleri Mezopotamya Ajansı'na (MA) anlattı. 

2 DEPREMİN FAY MEKANİZMASI BİRBİRİNDEN FARKLI 

Türkiye-İran sınırının 5 kilometre kuzeyinde arka arkaya yaşanan 2 depremin fay mekanizmalarının birbirinden daha farklı olduğunu belirten Sağlam, ilk depremin 8 mahallede yıkıma neden olduğunu söyledi. Bölgede yaklaşık 300 hanenin kullanılamaz durama geldiğini dile getiren Sağlam, binden fazla yapının ağır hasar gördüğünü ve 6 binden fazla hayvanın da öldüğünü hatırlattı. 

‘KADIN VE ÇOCUKLAR İÇİN KALICI ÇÖZÜMLER LAZIM' 

Tuvalet ve banyo ihtiyacının halen aciliyet arz ettiği bölgede, kadın ve çocukların durumuna dikkati çeken Sağlam, “Kadınlar sabah süt sağıyorlar, çocuklarına bakıyorlar, yemek işleriyle, sobayı yakmakla uğraşıyorlar. Çocukların gerçekten durumları iyi değil. Yardımlar gidiyor. Özellikle kıyafet yardımı.  Kadınların kendi kişisel olacak yardımları gidiyor. Ama ben yardım olayına da pek sıcak bakmıyorum. Çünkü yardım dediğimiz zaman, afet durumunda yapılması gereken şey. Fakat bizim kalıcı çözümler bulmamız gerekiyor. Bunların hepsi geçici çözümler. Geçici çözümler sadece günlük çözümlerdir. Bir şekilde bu bölgede kadın ve çocuk sorunlarına kalıcı çözümler bulmamız önemlidir” dedi. 

'HAYVANLAR İÇİN BARINAK LAZIM'

Depremzedelerin kalacağı çadırların yanı sıra hayvanlar için de acil barınağa ihtiyaç olduğunu dile getiren Sağlam, "Deprem olduğu sırada küçükbaş hayvanların çoğu doğum yapmıştı. Özellikle oradaki insanların da geçim kaynağı olmasından dolayı onları bırakıp gitmek istemediler. Kuzuların çoğunu kapalı bir yere koymaları lazım çünkü üşüyorlar. Hayvan çadırlarının çok fazla olması gerekiyordu. Bundan dolayı sıkıntı oluştu" dedi. 

 ‘KÖY KENT PROJELERİ BİRAN ÖNCE DEVREYE KONULMALI' 

Meydana gelen depremin orta şiddetli bir deprem olduğuna dikkati çeken Sağlam, 6,0 üzerindeki depremlerin şiddetli olarak nitelendirdiklerini dile getirerek, “Peki neden bu kadar yıkıma sebep oldu? Yapı stoğumuzun çok kötü olmasından dolayı. Oradaki yapılar genel olarak herhangi bir mühendislik hizmeti almamış yapılar. Hepimizin bildiği gibi kerpiçten bile yapılmış değiller. Bunlar taş veya briketlerin üst üste konularak, araya çamur bağlayıcı malzemeyle tutturulmuş yapılar olarak kullanılmakta. Arada herhangi bir çamurun içine tutucu çimento veya saman gibi bağlayıcı malzeme de konulmamış. Oradaki yapılar dikkatle incelendiği zaman özellikle ağır hasarlı binaların tek duvarları yıkılmış durumda. Bunun sebebi de çatılarda genellikle bizim tahta kiriş dediğimiz kirişlerin kullanılması. O kirişleri diklemesine koyduğunuz zaman, iki duvarı 90 derecelik açıyla tuttuğu için her kenarından bir duvar yıkılmış olur. Oradaki durum ağır ve yapı stoğunun bir an önce iyileştirilmesi gerekiyor. Daha önce de söylediğimiz gibi köy kent projelerinin biran önce devreye konulması gerekiyor” diye konuştu. 

‘BİNALARIN YIPRANMA PAYINI GÖZ ARDI EDİYORUZ’

1976 yılında yaşanan Çaldıran depremi ile 2011 yılında yaşanan 2 ayrı deprem ve süren artçı depremleri hatırlatan Sağlam, binaların yıpranma payının göz ardı edildiğini söyledi. Sağlam, "Biz insan olarak nasıl hayatla, stresle boğuştuğumuz zaman yıpranıyorsak binalar da aynı şekilde yıpranıyor. Bölgede bir sürü artçı deprem meydana geliyor. Artçı depremlerin dışında birçok deprem meydana geliyor. Bu da binalarda yıpranma payını getiriyor. Şimdi kurumlara bakmadan önce insanların şunu yapması lazım. Bir ev alırken evin metrekaresine, Hilton banyosu olup olmadığına bakmak yerine, ev deprem yönetmeliğine uygun yapılmış mı yapılmamış mı onu sorgulamak lazım. Bu denetimleri aynı zamanda kim yapıyor? Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklüleri de yapıyor. Gidip başvurmanız lazım. Bildiğim kadarıyla son depremden sonra bir sürü dilekçe verilmiş. Yapı stoğunun incelenmesiyle ilgili. İnsanların biraz da kendi binalarını sorgulaması lazım” diye belirtti. 

ÖZPINAR FAY HATTININ TAM ÜSTÜNDE 

Bölgede bulunan fay hatlarına dikkat edilerek yapılaşmanın olması gerektiğini ifade eden Sağlam, 8 kişinin yaşamını yitirdiği Özpınar Mahallesi'nin tam Başkale fay hattının üzerinde durduğuna dikkat çekti. Gelenler ve Kaşkol mahallelerinin de fay hattına yakın yerlerde kurulduğunu belirten Sağlam, "Bu mahallelerin yerlerini siz çok uzağa değil; ama en azından bizim, buffer dediğimiz sakınım bir bant çekerseniz, sakınım bandına göre yerleşimi o şekilde planlarsınız. Bu fayın özelliğine göre farklı özelliklerle sakınım bantları da çekiliyor. Başkale’de şimdi tekrardan bir yapılaşma başlayacak. Siz yaptığınız yapılaşmayı eğer aynı yere yaparsanız yıkımla karışılabilirsiniz. Ama faya uygun yapılaşmalar yaparsanız tabi ki karşılaşmazsınız" ifadesinde bulundu.  

'BİNALAR ACİLEN ELDEN GEÇİRİLMELİ'

Bölgenin aktif fay üzerinde oluduna işaret eden Sağlam, bütün binaların yapı stoğunun kontrol edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, "Kentleri başka bir yere taşıyamazsınız. İster istemez bu bölge içerisinde bölgenin genelinde aktif faylar var. Bu aktif fayların ne zaman deprem üreteceğini hiç kimse bilmiyor. Bizler bile bunun tahminini yapamayız. Ancak bu fayın üzerinde enerji birikimi var dersiniz. Bu enerji birikimi bir gün ortaya çıkacak. Ama yarın mı 10 yıl sonra mı bunu bilemeyiz. Çaldıran fayı gibi faylara ne diyoruz? ‘Çaldıran fayı gibi bir fayda 200-250 yılda bir kere deprem tekrarlanma aralığı var. Erciş fayında 150-200 yılda bir deprem olma olasılığı var’ diyoruz. Van il merkezine baktığımızda ne yapılması gerekiyor? Bir kere kesinlikle yapı stoğunun çok iyi hale getirilmesi lazım. Binaların acilen elden geçirilmesi gerekiyor. Nasıl yapılacak; bütün binaların kontrol edilmesi gerekiyor. Deprem yönetmenliği yapılmış mı yapılmamış mı? Deprem performansı ne ölçüde? Bu ölçümlerin hepsinin yapılıp ona göre insanların binalarına girmesi gerekiyor” dedi. 

‘DEPREMİN ÖLÇEĞİ CAN KAYBI DEĞİL' 

Meydana gelen depremlerin afet değil bir doğa olayı olduğuna dikkat çeken Sağlam, "Biz bunu ne zaman afet olarak nitelendiriyoruz. Can ve mal kaybına sebep olduğu zaman. Başkale depreminde gördük. Orta şiddetli bir depremdi. Can ve mal kaybına sebep olmaması gerekiyordu. Ama yapı stoğumuz o kadar kötü ki biz maalesef 10 kişiyi kaybettik. Şuna da karşıyım. İster bir kişiyi kaybedin ister on, ister yüz kişi. Yani depremin ölçeği can kaybının sayısı ile nitelendirilmemesi gerekiyor” diye belirtti. 

‘DEPREM TOPLANMA ALANLARI YETERLİ DEĞİL’

Türkiye'de hala 2015 yılındaki afet risk planlamasına uyulduğunu dile getiren Sağlam, bu konuda Van da dahil olmak üzere hiçbir kentte afet risk planlamalarının yeterli olmadığını vurguladı. Deprem toplanma alanlarının yetersiz olduğunu belirten Sağlam, “Bu alanlar yeterli değil. Mesela eğer siz ailenizle gerçek anlamda afet risk planlaması yapıyorsanız. Örneğin bir deprem olduğunda telefonunuz çalışmıyorsa, çocuğunuza toplanma alanı belirlerseniz, o zaman toplanma alanında buluşursanız. Hiç kimse birbirini kaybetmez. Herhangi bir deprem anında, ‘biz toplanma alanında olacağız’ derseniz aile orda toplandığı zaman hiçbir şekilde kaos olmaz. Şu andaki toplanma alanlarının amacı bunlar. Sadece İstanbul’da birkaç tane var. İstanbul 16 milyonluk bir kent. Ama deprem toplanma alanları henüz tam oturulmuş durumda değil. Van için de tabi ki yeterli değil. Bunu planlamayı yapacak olanlar; belediyeler, valiliklerdir. Bunların biran önce devreye girmesi lazım” ifadesinde bulundu.  

‘DEPREM SIRASINDA NELER YAPILACAĞINI BİLMİYORUZ’

Afet öncesi ve sonrasında ne yapılması gerektiğine de değinen Sağlam, şöyle devam etti: “Biz hala masa altlarına saklanıyoruz. Diyoruz ki; bir deprem esnasında özellikle yatak, kanepe gibi yerlerin yanına çömelek vaziyette durmanız ve kesinlikle kaçmamanız lazım. Ölümlerin çoğu merdiven boşluklarında ve balkonlarda oluyor. Deprem bittikten sonra binayı terk etmeniz gerekiyor. Deprem bitti binayı terk ettik, sonra binayı seyrediyoruz. Bina yıkılsa altında kalacak. Kafayı kaldırıp kendi binasını seyredip sallanıp sallanmadığını kontrol ediyor. Bina yıkıldığı zaman yüksekliğinin 3 katı kadar yıkım yaratıyor. Deprem ve afet sonrası neler yapılacağını bilmiyoruz. Bunların mutlaka öğrenilmesi gerekiyor. Deprem çantasını hala şakaya alıyoruz. Deprem çantası önemli bir unsur. Deprem sırasında mutlaka dış duvara yakın yerlerde bulunmamamız lazım. Bizim acilen Van ili olarak yapı stoğunu ortaya çıkarmamız ve afet risk planlamalarımızı yapmamız çok önemli. Bunlarla ilgili çalışmaların bir an önce başlaması gerekiyor.”